Mayıs 2008

1 Mayıs Kutlu Olsun, Kızaran Yüzlerle...

Bu yıl 1 Mayıs çok daha anlamlı olmalı, çok daha ateşli olmalı. Geleceğimizi satan Sosyal Güven(siz)lik Reformu’na karşı, evlatlarının geleceğini özel şirketlere sattırmak istemeyen gerçek yurtseverlerin direnişi olmalıdır. Vurmayla, kırmayla değil haklılığın verdiği güvenle… Aptal yerine konmanın güdülenmesi ile… Emperyalizme karşı direnişin sembolü Türkiye Cumhuriyeti’ni daha çok savunarak, bayrağımızı Amerikalılara vermek isteyenlere karşı bayrağımıza daha sıkı sarılarak… Oy aldığı insanlara “ayak” diyenlere karşı haykırarak…

 

Dingo'nun Taksimi

Yazar: 
Özgür Pınar IŞIK

                                         Dingo özel, isim<?xml:namespace prefix = o />

   "Girenin çıkanın belli olmadığı yer" anlamındaki Dingo'nun ahırı deyiminde geç

Türkiye Tarihi'ne Kısa Bir Tur -1-

Yazar: 
Burak İNAN

 

   Özellikle son dönemde açılan kapatma davası ve türban meselesi ile yeniden kaynayan bir kazana dönüştü Türkiye. %47 gibi oldukça yüksek bir oy oranı ile ikinci defa başa gelen AKP hükümeti, bu sefer ilkinden çok daha “rahat” davranmaya başlamıştı ki, kapatma davası ile işlerin rengi değişmeye başladı.

AKP Kapatılır ve Erdoğan

Yazar: 
Erdal ALTUN

 

   Türkiye; olaylı, sıcak, heyecanlı, stratejik ve istikrarlı bir ülke (mi acaba?). Bu unsurların hepsini birden barındırması mümkün değil bir kere. Stratejik olduğu doğru, olaylı olduğu da doğru, heyecan her zaman var özellikle İstanbul’da. Her güne sıcak bir gelişme ile uyanmaya alıştık, istikrar ise hükümete göre son derece var; ama bence halka göre yok.

İşçi Sınıfının Türkiye'deki Mücadele Dinamikleri: 1 Mayıs

Yazar: 
Ceren YALDIZ

 

Sanayi Devrimi Sonrası İşçi Sınıfı  

Habermas ve "Modernite" Kavramı

Yazar: 
Asaf Şimşek

 

   Habermas, yaşayan en sistematik ve etkili düşünür olarak modernite projesi olarak adlandırdığı şeyle başka her şeyden çok daha ilgilidir. Weber ve Habermas, farklı amaçlarla da olsa modernitedeki inancımızı ya da inançsızlığımızı destekleyen bir dönem resmi sunmuşlardır.

Yönlendirilmiş Zihinler

Yazar: 
Miraç ÇEVEN

 

   Eğer bir insan topluluğu üzerinde hâkimiyet kurmak istiyorsanız onların ne kadar güçsüz, ne kadar aciz, ne kadar yardıma muhtaç olduğunu onların zihnine işlemeniz gerekir ki onlardan sorun, kargaşa, direniş olmaksızın istediğinizi söküp alabilesiniz. Düşünsenize siz insanların ne yapıp ne yap(a)mayacaklarına karar veriyorsanız üstelik bir de o insanların elinden ürünlerini alıyorsanız, gerçekten bunun için çok ciddi bir nedene ihtiyacınız vardır.

Türk İlaç Sektöründeki Tehlike

Yazar: 
Bilgin Türk

 

   6 Yıllık AKP Hükümeti boyunca ‘özelleştirme de özelleştirme’ lafını duyduk. Özelleştirme adı altında birçok ulusal sanayimizin yabancılara peşkeş çekildiğine de kaç defa şahit olmadık?

Politika Dergisi - Hasan Erçelebi Mülakatı

PD Roportaj Ekibi: 
Emrah ÖZDEMİR
Yardımcı Ekip: 
Mücahit ÖNDER

Yrd. Doç. Dr. Hasan ERÇELEBİ Kimdir?

   Hasan Erçelebi, 3 Mayıs 1955'te Denizli Tavas'ta doğdu. Babasının adı Enver, annesinin adı Mevlüde'dir. Öğretim Üyesi; Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Teftiş Planlaması Bölümü'nü bitirdi. Yüksek lisansını aynı fakültede, doktorasını Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamladı. Denizli Milli Eğitim Müdürlüğü'nde eğitim uzman yardımcısı olarak çalıştı. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Denizli Eğitim Yüksekokulu'nda öğretim görevlisi olarak ders verdi. Yardımcı doçent oldu. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kurucu Öğretim Üyesi olarak görev yaptı. Aynı Fakülte'de Dekan Yardımcılığı, Sınıf Öğretmenliği Bölüm Başkanlığı, PAÜ Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü ve Genel Sekreterliği görevlerini yürüttü. ABD Minnesota ve Arizona Üniversitelerinde öğretmen yetiştirme konusunda inceleme ve araştırmalarda bulundu. Araştırmaları değişik yayınlarda yer aldı. 21. Dönem Denizli Milletvekili. Orta düzeyde İngilizce bilen Erçelebi, evli ve 2 çocuk babasıdır.

 

Not: www.tbmm.gov.tr ‘de bulunan bilgiler alınmıştır.

Öneriler ve Önerilerin Pençesindeki Türkiye

Yazar: 
Taşkın Yayla

   Bu yazımın başlığını atarken içim kan ağlıyor. Neden derseniz; Türkiye’nin geçmişten günümüze değişimi bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor da ondan. Bu değişimde beni sevindiren birçok nokta olduğu gibi, birçok da düşündüren nokta var. Beni düşündüren en önemli noktalardan biri de zaman geçtikçe bağımsızlığımızı yitirmemiz ve bu bağımsızlığımızı yitirmemizde Türkiye’ye yönelik önerilerin etkisi.