Eylül 2009

Türkiye'de Özgürlük Kime Ne Kadardır?

         

AKP’ye G.M.O Başarı Ödülü

 

Parafladık…

İmzaladık…

Açıldık…

İki hırsızdan biri kadar, olsun artık birileri...

 

 
Olayın özeti kısaca şu; Adana’da 28 yaşında 6 aylık hamile bir kadın namaza durmuş. O sırada müstakil evlerine 2 hırsız girmiş. Hırsızlar kadın secdeye vardığında önce tekmelemişler, sonra boğazına bıçak dayamışlar, hırsızlardan biri ötekine demiş ki; “ben bunu öldüreceğim” öteki de demiş ki; yok “namaz kılıyor öldürmeyelim”. Öldürmemişler sonuçta parmağındaki yüzüğü alıp boğazında da herhalde çok önemsenmeyecek bir yara bırakmışlar. Çekilen fotoğrafta; bir seccade ve yanında bir iki damla kan. (DHA/Hürriyet.)
 
Haber bu… Memleket Türkiye, Adana ili, hırsızlar Türkiyeli, hırlı da Türkiyeli.

 

Halk Olana Yaramıyor İktidar!

 (Resim: mynet.com)

Nazım Hikmet’in hapsini isteyen  “Savcı” olduğunu sonradan öğrendiğim ve teyit edemediğim bir kişinin ekmeğini yemişizdir; emekli olduğunda kendisine Motel açmış bu savcı emeklisi. Biz de okul tatillerinde orada çalışarak sezonluk harçlığımızı çıkardık. Yönetimi oğullarına bıraktığı dönemlerden sonra oğulları için de çalıştım o motelde.

Demokratik Açılım

Yazar: 
Burak SERT
Yazının Yazıldığı Tarih: 
06.09.2009

 

Nerden Çıktı Bu Açılım?

Türkiye’nin son iki aydır gündeminde olan bir konu Demokratik Açılım; ilk zamanlar hükümet sürecin adını “Kürt Açılımı” diye adlandırırken kamuoyundan gelen tepkiler karşısında değişikliğe gidilerek sürecin adı “Demokratik Açılım” oluverdi.

Türkiye’nin yıllardan beri mücadele içerisinde olduğu terör belası; açılımlar sayesinde son bulabilir mi? Bu sorulara yanıt arayalım…

Alın verin kendi canınızdan vazgeçin; ekonomiye can verin!

Yazar: 
Zeynep AKAL
Yazının Yazıldığı Tarih: 
7 eylül 2009

 

 

 

‘Alın verin ekonomiye can verin' sloganıyla duyduğumuz reklâm kampanyasına eleştiri;

 

Reklâm kampanyalarının amacı; hepimizin bildiği gibi insanları belli konularda bilgilendirmek yâda bazı şeylere dikkatlerini çekmektir. Ama insan beyninin öyle bir mekanizması vardır ki buna 'algıda seçicilik’ diyorlar. Yani insan sadece ilgili olduğunu görüyor.

Sel Felaketine Dahi Teslim Olan Şehir İstanbul

 

 

 Bir damla dahi yağmur yağsa trafiği felç olur İstanbul’un. Altyapı sorunu her    yağmur yağdığında karşımıza çıkar. Ev ve işyerlerini su basar.

 

 Bu dünde böyleydi, bugünde böyle…

 

 Bugüne kadar trafiği çözmek için Metro-büs, Tramvay projeleri hayata  geçirildi.  Deniz yolu ulaşımına ağırlık verildi. Son tahlilde “Üçüncü Köprü” projesi ile trafiğe büyük oranda çözüm bulunacağı ileri sürüldü.

 

 Trafiğe çare ararken ağaçlar kesildi…

 

 Alt yapılar yenilenmedi…

 

 Çarpık kentleşme ile imara uymayan alanlar çıkar uğruna imara açıldı…

 

Sorular...Sorular....

Yazar: 
zeynep akal
Yazının Yazıldığı Tarih: 
9 eylül 20009

 

Kenan Evren’in sorgulanmasının sürekli gündeme gelmesi...  Acaba nedendir?

Geçmişi silmek kolay mıdır? Yıllarca saklanmış bir gazete manşetini yakmakla kaybetmekle biter mi acılar? Gözünde gizliyorsa da yaşadıklarını içinde de dinmişimidir fırtınalar? Hiç sanmam… Hiç bir şey bu izleri silemez sanırım yapılabilecek hiçbir şey...

Bunları bana Kenan Evrenin yargılanması gerektiğini yeniden gündeme getirenler düşündürdü. Nefret ya da kin her neydiyse ona duyulan... Şimdi mi alevlendi hepimizin içinde? Kastettiğim hasta oluşu değil; biliyoruz ki kendisi sınır tanımaz 'olmaz' bilmeyen birisidir.  Pratik çözümleri ve uzmanlıkları vardır.  

Hadi biraz daha düşünelim...

Açılsa-Açsa Bağrını Devlet, Umalım mı Bunları da Halledecek Hükümet?

 “Devlet” açılıma karar verdiğinde ilk yansıyan ne oldu bizlere yazılı-görsel basından:

 
1- Terör meşru (!?) Mücadelesinin sonuçlarını aldı, alıyor ve alacak(!)
 
2- Adamlar dağa çıkmak da meğerse haklıymış ve biz yıllar yılı boşuna vurmuşuz dağlarda haklı adamları…Onlar da bizi vurmuş ama, vurmasa vurmazmışız onları.Çelişkinin bu kadarı !
 
3- Dilini yasaklamışız adamların! Adam olan dilini yasaklatır mı? Vurur kendini dağa. Değil mi ama(!)
 
4- Dağda ki teröristte insan.Şüphesiz(!) Eli, kolu, ayağı, yüzü, başı, kulağı; bari “terörist” demeseydi Sayın Genelkurmay Başkanı !
 

Ayamama'nın Ahı Kime?

Yazar: 
zeynep akal
Yazının Yazıldığı Tarih: 
11 eylül 2009

   Ayamama deresi ah etmiş mi? Ettiyse kime etmiş? Tutmuş mu? Tutmuşsa kimlere karşı tutmuş? Başbakanımız dün halkça hepimizin içine su serpen o güzel açıklamalarından birisini yaptı. 'Derenin intikamı fena olur' dedi.

   O zaman soruyorum şimdi affınıza sığınarak; o hepimizin mahvolduğu, bize felaketin yaşandığı yerdeymişiz hissini verip içimizi boğan görüntülerde; Başbakanımızın koruma kalkanlı, etten duvarlı, pembe pencereli, minicik güzel evi de var mıydı? Ben görmedim de. Ya siz? O zaman kimden intikam aldı dere anlayamadım doğrusu. Oysa onu ıslah edeceğine siz söz vermiştiniz unuttunuz mu? Durduk yere tabiat anayı çağırmayalım adalete… O da ister miydi minicik günahsız bedenleri sürüklemeyi.. O kadar evi o kadar insanı darma duman etmeyi ister miydi hiç? Durup dururken olmadı bunlar.

  Hatırlatayım hemen size 1995 yılında ayamama dersi taştığında 'kalıcı tedbirler alacağız ıslah edeceğiz hemen başlayacağız! 'demiştiniz. Şimdi 14 sene geçti aradan neler değişmedi ki çocuklar büyüdü o zamanın gençleri orta yaşa yaklaştı ama değişmeyen şey yine sözleriniz oldu. Yine tedbir alacağız dediniz yine yapılacak edilecekleri sıraladınız. Oldu mu bu şimdi? Ama bir saniye belki de yeterli bilginiz olmayabilir bu konuda da ıslah çalışmasından anladığımız bu değil çünkü bizim. İmar izni verilmiş o kadar bölge, kocaman alışveriş merkezi, yüzlerce kişinin çalıştığı fabrika. Bunlar olmamalıydı orada. Eğer o binaların varlığı varsa. Helikopterden baktığınız o tablolarda sürpriz değil. Vatandaş şimdi elbette ki kınıyor sizleri...