Haziran 2010

Kıbrıs Sorunu Yön mü Değiştiriyor?

Son yıllarda Kıbrıs Sorunu ile ilgili sanki BM, AB, ABD ve benzeri gibi dünya aktörleri konuya yaklaşım farkı göstermeye başladı.

Bunun sonucu olarak da “Kıbrıs Sorunu” ile ilgili yıllardır kafalarda yer etmiş çözüm şekli de, hızlı bir biçimde değişim yoluna girdi.

Eski kuramlar adeta yerle bir oldu.

Sanki de günümüzde, 4 Mart 1964 tarihinden beridir süregelmekte olan kavramlar ve özellikle de Kıbrıslı Türklere yıllardır dayatılmak istenilenler de bir bir değişime uğramaya başladı.

Gerçekte inanılması güç bir olgu bu.

İsrail-Türkiye Savaşı Çıkar mı?

İsrail, Gazze’ye insani yardım götüren silahsız gemilere saldırarak, onlarca kişinin ölümüne sebep oldu. Peki İsrail’in silahsız gemilere saldırmadaki amacı ne?

Gazze’ye yardımı engellemek için gemilerdeki silahsız insanları öldürmek zorunda mıydı?

Neden sadece Avrupa’dan kalkan gemilere değil de, sadece Türkiye’deki (Türkiye bandıralı) gemilere saldırdı?

Yoksa Rahmetli Erhan Göksel’in; “Global ekonomik kriz 3. Dünya Savaşını başlatır.” öngörüsü gerçek mi olacak?

Bugün "Gazze Özgürlük Filosu"nu Destekleyenler, Dün de "6. Filo"yu Destekliyorlardı!..

Olayın sıcaklığı üzerine, böyle bir başlıkla yazıma başlamak istemezdim ama, Epictetus’un “Gerçeği hayal ile değişenin elinde son nefeste ne kalır ki” sözleri hiç aklımdan çıkmıyor ki…

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden, Soğuk Savaş dönemine, Soğuk Savaş döneminde İslam Referansı gölgesine sığınarak siyaset yapanların bulunduğu taraflara bakarak, Filistinlilerin düşman gördükleri dinin mensuplarına, para uğruna sattıkları topraklara, dinde kardeşliği, tek ümmet olmayı emreden dinin mensuplarının, Filistinlilere karşı Yahudilerle işbirliği yapmasına kadar bütün olayları değerlendirirsek, bugünkü sonuçlardan, bir “ulus” olabilmenin ne kadar önem arz ettiğini görebiliriz.

Zurnanın "Zırt" Dediği Delik...

İki gündür İsrail’le yatıp Filistin’le kalkıyoruz. Etmediğimiz küfür, savurmadığımız tehdit kalmadı. Hükümetimiz en büyük tehdidi, en sert sözleri söyledi.

Şimdi ulusça biraz sakinledik. Olayı bir değerlendirelim. Önce kimsenin yanlış anlamaması için genel kurallar ve bu kuralların İsrail ile olan ilişkilerine bir bakalım. İsrail Devletinin yaptığı işin adı dünyanın her tarafında aynıdır: “Terörizm”.  İsrail bir kez daha terörist bir devlet olduğunu beyan etti. Bu vukuat, İsrail’in ilk vukuatı değil. Gazze’de yaptığı birçok icraat terörizm olarak adlandırılır. Yani gerek bizce, gerek izan sahibi başka devletlerce İsrail bir terörist devlettir.

Yeni Bir Dünyaya Doğru

1 Haziranın erken saatlerinde İsrail Savunma Güçleri’nin Gazze’ye insani yardım taşıyan çok uluslu ve sivil bir çabaya uluslararası sularda ve tam olarak kıyıdan 72 deniz mili mesafede baskın düzenleyerek, çok sayıda sivili öldürmüş ve yaralamış olması nedeniyle T.C. Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun BM Güvenlik Konseyi’ni acilen toplantıya çağırması ve Konsey’de yaptığı konuşma, kurulması artık kaçınılmaz olan yeni bir “Dünya Düzeni”nin ve yeşermekte olan “Yeni Bir Olgu”nun ilk işaretlerini veriyor sanki.

Şiddet Ağacının Kanlı Meyveleri .

Yazar: 
İrfan Değirmenci
Yazının Yazıldığı Tarih: 
01-06-2010

 

İnsanlık tarihinde, yüzlerce yıldır
Başka devlet yönetimlerinin, siyasi mücadelelerinin, ekonomik güçlerinin ve dini inançlarının kontrolünü kendi gücüyle belirleyen bir İsrail devleti var.
Bilinen gerçekler aslında çok farklı olabiliyor ve olayların gerçek yüzü gizlenip istenen sonuçlar ortaya çıkarılabiliyor. Görünenden farklı olmayan tek gerçek ise şiddettir.
Hitlerin Yahudi soykırımının fitilini ateşleyerek, başlattığı vaat edilmiş topraklar projesi, zamanla BOP haritalarının orta doğuyu şekillendirmesi planlarını harekete geçirdi.

Provokasyon!

Provokasyon!

Maşa varken ateşe dokunmadı provokatörler

Aynı provokatörler, gıyabında cenaze namazı kılacak öldürülen sivillerin.

İsrail açıkladı bu provokasyondan önce:

1- Geliniz, yardımları İsrail yetkilileri ya da Birleşmiş Milletler kanalıyla her zaman olduğu gibi ulaştıralım,

2- Gemileri kaldırmayınız, bu egemenliğimize yönelik bir eylem olacaktır,

3- İsrail gemiler gelirse müdahale edecektir.

Türkiye, İsrail ve Emperyalizm

Doğu Akdeniz’de yaşanan katliamdan sonra önümüzde incelenmesi ve sorumlunun bulunmasını gerektiren koca bir süreç var. Herkesin kafasında pek çok soru var:

Yaşananlar Türkiye-İsrail politikalarını nasıl etkileyecek?

Dünya buna nasıl tepki verecek?

İran ve Türkiye ilişkisi ve genel anlamda Ortadoğu’da Türkiye’nin planları ne olacak?

Türkiye’nin üstündeki emperyal baskı hafifleyecek mi?

Sonuç olarak Türkiye nasıl bir yola girmekte?

Münafık Sorular

Bir gemi yola çıkıyor İstanbul’dan, Gazze’ye doğru.

Gittiğinden kimsenin haberi yokken daha, İsrail’in haberi var… Fişlemişler!

Gelmesin diyor, sokmayız. Açıkça ültimatomunu veriyor. Diretiyor bizimkiler de: “Gireceğiz, sıkıysa engelle!”

Engelliyor İsrail de. Engellemekle de kalmıyor, gemidekileri vuruyor.

TV kanallarında 24 saat canlı yayın. Kopuyor kızılca kıyamet. Ertesi gün de, gazetelerde sürmanşet:

“Sabrımızı test etmesinler, yakarız, yıkarız…”

Günah Keçisi Yahudiler

Bu son yaşanılan olayda olduğu üzere, iç dünyalarında düşmanlık tohumları olanlar, hemen Yahudilere hakaretlere başladı. Dile getirilen nefret duyguları içerisinde, Yahudilere soykırım düzenlemiş şahsiyetlerin sözlerinden, düşüncelerini kendi dünya görüşlerine özgü İslam anlayışlarına dayandıran şairlerin, yazarların sözlerine kadar, çeşitli görüşler ve söylemler ön plana çıkartılıyor.

Hitler’in “Bir gün gelecek, Yahudileri tamamen ortadan kaldıramadığım için bana küfredeceksiniz!” sözleri, sanki kadirşinas bir insana ait sözlermiş gibi ısıtılmakta, İsrail Devleti’nin uluslararası sularda yaptığı saldırı üzerine, Yahudilere karşı kışkırtma amaçlı kullanılmaktadır. Yine Necip Fazıl’ın “Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurtalarını pişirmek için, Dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir.”  sözleri, sanki kendi inancı dışındaki düşüncelere ve inançlara saygı duyan bir kişiye aitmiş gibi, İsrail Devleti’nin bu illegal olayı yapmasının sebebi olarak, toplumun manevi inancı sömürülmek maksadıyla tekrar tekrar kullanılmaktadır.