Temmuz 2010

Sıra Geldi Kırmızı Karta!..

Hükümetin açılım politikaları sonucunda Öcalan, İmralı’da önemli bir merkez haline getirilmiştir.

Milyon dolarlar harcanarak kendisine (demir parmaklı da olsa) bir villa yaptırılmış, “malikânesinin” badana ve boyaları yenilenmiş ve televizyonlu “kaptan köşkü”nden avukatları aracılığı ile terör örgütünü yönetmesine açıkça izin verilmiştir…

Aynı Öcalan, Hükümet’in “açılım politikası”nın yönlendirici mimarı durumuna gelerek nitelikli bir misyon üstlenmiş ve Türk hükümetinin yürüttüğü Güneydoğu politikasının muhatabı konumuna yükseltilmiş bulunmaktadır.

Öte yandan terörle dişe diş mücadele veren çok sayıda komutan, PKK itirafçıların verdiği “ısmarlama” ifadelerle suçlanmakta, soruşturulmakta ve hatta tutuklanmaktadır…

"Ne Oldu Bize?" / "Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan!"

“Kemalizm, küçük burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında, anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden Kemalizm soldur. Milli kurtuluşçuluktur.”[1]

 Ya millet?

“‘İttihat ve Terakki’nin resmi, Kemalistlerin gayri resmi ideologu’ Gökalp’e göre ulus; toplumsal grupların en gelişmiş olanıdır. Eğitimde, kültürde, duygularda ortaklıktır.”[2]

Lakin duygularda ortaklığın olmadığı zamanlar da vardır. 12 Ocak 1963’te TBMM’de “Komünizm ile savaş komisyonu” kurulması kararlaştırılmış ve o tarihlerde MTTB* bir bildiri yayımlayarak:

Drajeler (1)

Bugün (dün) Dünya Emekliler Günü. Şaka gibi değil mi?

Habertrük emeklilerin toplandığı bir mekâna gitmiş, kutluyor! Adamlar da önce “Haberkrüt’e bizi hatırladığı için çok teşekkür ediyoruz diyorlar uzunca, ne de olsa yaşları biraz ileri ve vakitleri çok, girizgâhı uzun tutuyorlar. Bunlar hiç kesilmeden yayınlanıyor ama ne zaman ki emeklilerimiz Hükûmet’e olan sitemlerini, yapılan maaş zamlarının insan haysiyetine yakışmadığını, AİHM’da açtıkları davaları filân anlatmaya kalktıkları anda “ama süremiz doldu” deyip lâflarını ağzına tıkanıyor.

***

Son Dönemde PKK-Cemaat İlişkisi

Yazar: 
Helin DEMİR

“Demokratik açılım” çalışmaları ile birlikte özellikle örgütün tasfiyesinin amaçlandığı söylemleri paralelinde PKK sorumluları tarafından yapılan Fethullah Gülen grubu/Nurcu kesimi hedef alan açıklamaların gündemi epey meşgul ettiği biliniyor. PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan’ın ve Cemil Bayık’ın Fethullah Gülen cemaatinin ileri gelenlerine “Kürt halkına düşmanlıktan  vazgeçin” çağrısı yaptıkları ise PKK’nın her zamanki tehditkar tavrını gözler önüne seriyor. Bu arada “Karayılan Gülen cemaati kurumlarına saldırı talimatı verdi” yönünde çıkan haberlerin doğru olmadığını söyleyen Karayılan, “Gülen cemaati Kürtlere, hareketimize düşmanlık yapıyor, saygısız yaklaşıyor. Şiddet içerikli bir talimatım olmadı. Kaldı ki yaparsak bunları bölgeden sileriz” diyerek görüşlerini açıkça beyan ediyor.

Batı'nın Osmanlı Üzerindeki Oyunlarının Türkiye Uzantıları (III)

Bu yazı dizime başlarken Kıbrıs’ın yakın tarihini araştırmak üzere başladım. Sebep sonuç ilişkilerine baktıkça daha gerilere gittim. “Kıbrıs’ı İngilizlere neden kiraladık?” “Ruslar Osmanlı’ya hangi bahaneyle savaş açtı?” gibi soruları sordukça Mora İsyanı’na kadar gittim. Tarihte her zaman bir kırılma noktası vardır. Osmanlı’nın Kıbrıs’ı kaybetmesi ve iyice güçsüz duruma düşmesinin kırılma noktası olarak Mora İsyanına kadar geri gitmek zorunda kaldım. Her şey bir isyanla başlamıştı... 1821’de başlayan isyanın sonuçları, yaklaşık 50 yıl sonra Osmanlı’nın tükenme noktasına gelmesine yol açtı… Şimdi de bir isyan var, Türkiye sınırları içerisinde... 30 yıldan beri Türkiye’nin politikalarına yön veren... Türkiye’deki isyanın da dış destekçileri mevcut. Şimdiki isyanın da en büyük dış destekçisi, stratejik ortağımız! Çıkarlarımızın örtüştüğünü iddia ettiğimiz bir ülke... Osmanlı zamanında da İngiltere Osmanlı’nın stratejik ortağı ve çıkarları örtüşen bir ülkesiydi... Osmanlı’nın Mora İsyanında yaptığı hataların aynılarını şimdiki hükümetlerin de yapıyor olması, inanın insanın içini acıtıyor.

BM Kıbrıs Ofisi Kapanacak mı?

Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile yaptığı görüşme, Kıbrıs konusunda perde arkasındaki birtakım gelişmelerin de ortaya çıkmasına kapı açtı.

Genel Sekreter’in 14 Haziran tarihinde Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan raporunda, yıl sonuna kadar bir anlaşma beklentisi içinde olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konmuş durumda.

Sürdürülebilir ve Kıbrıs konusuna adilane bir çözüm getirecek bir anlaşmaya sıcak bakmayan Rum tarafının ve Yunanistan’ın ısrarla takvim istememeleri, belli ki Ban Ki Moon’un da dikkatini çekmiş. Bu nedenle de Ban Ki Moon’un, Cumhurbaşkanı Eroğlu ile yaptığı görüşmede, adada iki liderin gelecek aylarda müzakerelerde ciddi ilerlemeler sağlamalarını umduğunu ve ilerleme için de iki tarafın da taviz vermesi gerektiğini dile getirmesi, Kasım ayına bir gönderi yaptığının açık bir göstergesi.

Prof.Dr. Ata Atun da Politika Dergisi'nde!..

Politika Dergisi’nde uzunca süredir “konuk” olarak yazıları yayımlanan, Kıbrıs politikaları konusunda deneyimli ve yetkin bir bilim insanı Prof. Dr. Ata ATUN da, çağrımıza olumlu yanıt vererek Politika Dergisi’nin “yaşlanmayacak” yazarları arasında yerini almıştır. Son dönemde KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş EROĞLU’nun “Politika Danışmanı” görevine de atanan Prof. Atun, Dergimizin yanı sıra birçok Türkiye ve KKTC kaynaklı sitede de yazmaktadır; hem o yazılara hem de Hocamızın hiçbir yerde yayımlanmamış yazılarını Politika Dergisi’nin sitesinde ve/veya aylık dergisinde bulabileceksiniz.

Rusya'ya Karşı Renkli Devrimler ve Sivil Darbeler (1): Washington Darbe Yapmak için Bir Yöntem Mükemmelleştiriyor

Yazar Adı: 
F.William ENGDAHL

“Oy sandığını ve sivil muhalefeti kullanarak demokrasiyi inşa etme işi artık öylesine ustaca uygulanıyor ki, operasyonlarımız başkalarına seçim kazandırmak için başvurulan bir modele dönüştü.”

(Ian Traynor)
Londra Guardian, 26 Kasım 2004

 

Vaşington Darbe Yapmak için Bir Yöntem Mükemmelleştiriyor

MOSSAD ve Barzani

Yazar: 
uğur MUMCU
Yazının Yazıldığı Tarih: 
7 Ocak 1993

Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor.
Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir.
MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür.
Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?

Barzani’nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi.
Kimse bu ilişkiye, “Hayır olmadı” diyemiyor.
CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.
MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adlı kitapta sergileniyor.