DAĞDAN İNDİM ŞEHİRE

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Alıntı Yapılan Yazar / Tarih: 
A.Berhan YILMAZ - 26.10.2009
Kaynak: 
http://www.palandokengazetesi.net/haber_detay.asp?News=14733

 

“Kötü insanların bağırıp çağırmaları önemli değildir,

Asıl tehlike dürüst ve iyi insanların susmalarıdır.”

 

Bizde bir laf vardır Allah’tan korkmuyorsan kuldan utan derler. Gerçi Allah’tan korkmayanın kuldan utanması da olmaz ya.

Dağdan geldiler ve bağdakiler tarafından zafer çığlıklarıyla ve sanki dağa bu vatanı kurtarmak için çıkmışlar gibi karşılandılar.

Kim ne derse desin terör örgütüne sempati duyanların hem dağdakileri hem de şehirdekileri bizlere mesajlarını verdiler ve bizler de bu mesajı aldık. Hala bu mesajı almak istemeyen ve kendilerine bu akli nakisayı yakıştıranlar varsa da kendileri bilirler.

İnsan hayâ eder biraz. Sen bu devlete, bu millete Türk, Kürt ayırmadan kurşun sıkacaksın, yıllardır bu ülkeyi mahvetmek için elinden geleni yapacaksın sonra da kahramanlar gibi karşılanacaksın.

Ey! Terör örgütünün elemanlarını zılgıtlarla, zafer nidalarıyla karşılayanlar, ey gaflet ve delalet için de bütün bunları seyredenler ve buna sebep olanlar; sizler asıl ayırımcılığı şu an başlattığınızı göremiyorsanız yazıklar olsun hepinize ve hepimize.

Ey! Dağdan inen PKK’lıya, vatan hainlerine, devlete kurşun sıkana bile gönlünü açabilenler, onları bile affedebilenler, hoşgörüyü kalplerinde en üst noktaya koyanlar sizlere sesleniyorum, soruyorum ve cevap bekliyorum.

O herkesi kucaklayan geniş yüreğiniz bu insanları bile affedip, hoşgörü gösterebiliyor da vatanını, milletini ve Allah’ını sevmekten başka bir düşüncesi olmamış insanlara neden aynı sevgiyi, duyarlılığı ve anlayışı göstermiyorsunuz bana söyler misiniz? 

Şimdi herkes etrafına, kendine, yola kimlerle çıktığına ve şu an kimlerle yola devam ettiğine baksın. Özellikle gücü ellerinde bulunduran sizler; size alkış tutanlara ve şu an yol arkadaşlarınıza iyice bakın bunlar daha düne kadar sizi ve inançlarınızı reddeden ve sizi ikinci sınıf gören insanlar değil mi?

Bunlar sizleri kullanarak istediklerini elde ettikten sonra sizi ve sizlerle birlikte bizleri bir kenara atmak için savaş vermeyecekler mi?

Şu an sizi pohpohlayan ve sizi gaza getirenler, yanlışlarınıza bile alkış tutanlar sizinle hangi ortak payda da buluşuyorlar soruyorum sizlere? Vatan sevgisinde mi, Allah inancında mı, Millet aşkında mı? Allah aşkına cevap veriniz.

Gelin sizleri oralara taşıyan, sizi adam yerine koyan ve hatta sizi adam eden bu milleti üzmeyin, gelin bu vatanı mahzun kılmayın.

Gelin sizin gözünü kör, kulağınızı sağır eden ve sizin kalplerinizi öldüren kibirden ve bütün sebeplerden kurtulun.

Bu iş böyle olmayacak ve hep birlikte kaybedeceğiz. Çünkü sizlerin her hatası ve her yanlışı yine bizlere fatura ediliyor.

Görün, duyun ve artık anlayın.

Bu konuda yazdığım her yazıda üzücüdür ki belirtmek zorunda kalıyorum. Benim veya benim gibi düşünenlerin hiçbir Kürt vatandaşımızla bir problemimiz yok, olamaz da. Çünkü aynı hayatı, aynı işyerini, aynı şehri, aynı sokağı paylaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz. Bizim derdimiz vatan hainleriyle, terörle ve teröristlerle.

Bu yazımı biri şu an milletvekili, bir diğeri de bakan olan iki sevgili dostumun, ağabeyimin kendi elleriyle yazarak kendi elleriyle odama astıkları bir söz ile bitiriyorum.

Onlar;

Şerrinden emin oldukları için yakın dostlarını kendilerinden uzak tuttular,

Düşmanlarını, kazanmak için kendilerine yakın tuttular,

Yakın tuttukları düşmanları dost olmadı,

Lakin uzak tuttukları dostları düşman oldu,

Herkes düşman safında toplanınca da yıkılmaları mukadder oldu.

A.Berhan YILMAZ  

 

http://www.palandokengazetesi.net/haber_detay.asp?News=14733

 

Politika Dergisi Yazar Görüşü Özet: 
Alıntılanan Yazara Katılıyorum
Politika Dergisi Yazarı Görüşü: 

 

 

 

                                                                                               Kucaklananlar, Terörist

 

Keşke yanıt verebilen olsa bu sorularınıza;

 

Binlerce vatandaşımızı öldürdüler diyoruz ya sanırım lafta kalıyor;

Erzurum-Çat-Yavi Beldesi 40 erkek vatandaşı; Mardin-Ömerli-Pınarcık Köyü 17 çocuk, 6 kadın, 7 erkek; Mardin-Nusaybin-Açıkyol köyü 6 çocuk, 2 kadın; Erzincan-Kemaliye-Başbağlar Köyü, 5 kadın, 27 erkek; İstanbul-Tuzla Tren İstasyonunda bombalama, 5 Yedek Subay öğrenci; SiirtŞirvan-Daltepe köyü, 10 çocuk, 7 kadın, 16 erkek; Mardin-Midyat-Bayburt Köyleri Efeler Mezrası, 3 erkek, 1 kadın, 7 çocuk; Diyarbakır-Hani 4 erkek, 5 kadın, 4 çocuk öldürülmesi.  Yalnızca birkaçı …

 

Dağda zor şartlarda yaşamak zorunda kaldık diyor ya teröristler;

Terör örgütü PKK' nın bazı Avrupa ülkelerindeki dernek sayısı ve uyuşturucu dağıtımı; Almanya  187, Avusturya 10, Belçika 6, Fransa 23, Hollanda 12, İspanya 1, İngiltere 10, İsveç 20, İtalya 2, Yunanistan 6, ABD  13.. Ve ticari faaliyetleri.

Oluk oluk para ve mühimmat sağlanırken, zor şartlar “zor” olmasa gerek. 

ABD neden beslesin ki diyoruz ama can damarı olduğunu unutuyoruz;

Kuzey Irak’tan  yapılan silah, Akaryakıt kaçakçılığı ve Uyuşturucu ticareti ABD ekonomisine can veriyor. 

Terörün hain yüzünü göstermek yerine Kahraman olarak karşılamak teröre destek vermek özendirmek değil de nedir? Diye sorsam hadi ama onlar hiçbir suça karışmamışlar ki deniyor.

Teröristler;

Bebekleri,

Kadınları,

Erkekleri,

Bölge ekonomisini,

Bölgenin eğitimini,

Bölgenin gelişmesini isteyenleri,

Uyuşturucu ile gençlerimizi,

Bölge halkının umutlarını öldürdü,

Bunlar mı kahraman, bunlar mı suçsuz?

Yakarlında PKK rozetleri ile sınıra gelen, içeriye sızıp kuluçka dönemini başlatacaklar mı suçsuz?

O halde onlar suçlu değilse suçlu, bu vatanın sınırlarını koruyan, ülkenin bütünlüğüne göz dikmiş hainlere göz açtırmayan şehitlerimiz mi suçlu?

Ahmet Berhan YILMAZ Gelin sizin gözünü kör, kulağınızı sağır eden ve sizin kalplerinizi öldüren kibirden ve bütün sebeplerden kurtulun” diyor ya;

 

Evet;

Gelin bu ülkenin altına dinamit koymaktan vazgeçmeyenlerin oyununa gelmeyin. Unutulmamalıdır ki; bu vatan sahipsiz değildir.

 

NoT: “su testisi suyolunda kırılır” Atasözünü eklemeden geçemeyeceğim.

 

 

nuran.talay@politikadergisi.com

 

 

 

Yorumlar

Yazarlara katilmamak ne

Yazarlara katilmamak ne mümkün....Emperyalistlerin masasi Bölücü hainlerin baslari ve uzantisi DTP li vekiller toprak agaligi yapip,kasanelerde yasayip kendi irkdaslarini maraba olarak kullanmiyorlar mi?Kürt kökenli insanlarimizin bunlari görmesi ve esas agalarina,kendilerinin köle, emir kulu olarak görenlere isyan etmesi gerekmiyor mu?Biz bir bütün halinde Türk Milleti olarak güclüyüz.Bölünürsek önce bizi birbirimize kirdirirlar , zayifladigimizda ötekilestigimizde de boyunduruk altina alir, kölelestirir, kendi elleriyle kirarlar.

FETRET DÖNEMİ GİBİ!

Yıldırım Beyazıt sonrası yaşanan "fetret dönemine" benzer bir zaman diliminden geçmekteyiz.

Bu gecenin elbet bir sabahı da vardır..

dağdan

inmediler...indirildiler...gölerimizn içine baka baka,analarımızı ağlata ağlata..ama ne zamana kadar

HERŞEY ASLINA RÜC-U EDECEK..!

Deniz dalgalanmadan durulmuz.Ülkemizin dalgası da milli felsefemize aykırı olanları er geç temizleyecektir.Kesinlikle inanıyorum ki,rotamızı değiştirmek isteyenler başaramayacaktır.Ama bu arada biraz yıpranacağımız da kesin.

Gayet güzel bir çalışma

Gayet güzel bir çalışma olmuş. Önce yazar, sonra okur yazar.

VEKİL YEMİNİ EDERKEN , TÜRK OLMAKTAN HİÇ RAHATSIZ OLMUYORLAR

seneler önce ses sanatçısı fedon , isyanları oynamıştı ...fedon kameralar karşısında , ben rum kökenliyim , ama ben türküm , benim türklüğümden şüphe eden adamın alnını karışlarım , demişti ... fedon ben türküm dediyse ne oldu , bem türk milliyetçisiyim dediyse , nesi eksildi ... rumlar beni türk olarak görüyor, çoğu müslümandan daha türküm, çoğu türkten daha milliyetçiyim , ben çanakkale şehidi torunuyum demesi , bu ülkede kime dert oldu , kime battı da rahatsız oldu ki.... kendini azınlık olarak görmeyen fedona , sen türk değilsin denir mi , türk olarak gurur duyamazsın denir mi hiç.... çevremizde kürt arkadaşlarımız var ... gündemdeki son gelişmeler yüzünden , bu sıralar çok sessizlik içinde kalmaya başladılar.... doğuya gittiklerinde türk olduklarını , batıya geldiklerinde kürt olduklarını söylemekte zorluk çekiyorlar .... kendilerini iki arada bir derede kalmış gibi hissediyorlar.... aynı topraklarda yaşayıp , aynı kültürü taşıyan , aynı tarihe sahip , arkadaşların hepsi , artık suskunlaşmıştı , ötekileştirilmişti , farklılaştırılmıştı , başkalaştırılmıştı , değişmişti ve birbirinden uzaklaştırılmıştı.... dağlara taşlara yazdığımız , ne mutlu türküm sözü , bir kaç parti başkanları yüzünden büyük bir sorun olarak gösterilmesi , ülkeyi germesine neden olmuştur ... rencide edebiyatı yapılarak ta , toplumsal bir kutuplaşmaya doğru gidilmesine yol ve zemin hazırlamıştır ... türküm, doğruyum, çalışkanım andı vardı ... okullarda çocuklarımız okurdu , ne mutlu türküm diye bitiyordu ... türk halkı olmaktan rahatsız olanlar , değişsin dediler , meydanlarda türk olmakla ayrımcılık yapıldığını söylediler .... türk halkını bilmem kaç etnik guruba bölmeye çalıştılar .... ülkede kaos çıkmasına neden oldular .... ne mutlu türküm demekten rahatsız olanlar , aslında milletvekili olduklarında , ettikleri yemini unuttular ... türk kelimesinden ihsal olanlar , vekil seçilince , BÜYÜK TÜRK MİLLETİ önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim , diye yemin etmişlerdi .... nerde o yeminler heee , nerdeeee.... dokunulmazlık verilince , katmerli maaş kıyak emeklilik olunca , birinci sınıf sağlık hizmeti alıp yurdışında tedavi olunca , altlarına makam araçları ve korumalar verilince , her nedense BÜYÜK TÜRK MİLLETİ demekten hiç rahatsız olmuyorlar ... yaaa bunların ne yaptığı belli değil , kime hizmet götürdükleri belli değil .... kendi çıkarları için , bu ülkede yaşıyan insanları , hiç acımadan birbirine düşürüyorlar .... ikili oynayarak , sırf ikbal günlerinin devamı için ,güzelim ülkemi mahvediyorlar .... kime anlatıyoruz kiii , eşek olmuş bu millet ,eşek beee.... (üç_beş_köyün_tiriviri_yazarı)_________SEMERCİ_KUBİ...

KARAKTER AÇILIMI

geçen kandilden gelmişlerdi ya , sınır açılımı yüzünden , ellerini kollarını sallıyarak sınırı geçmişlerdi.... biz pişmanlık yasasından dolayı gelmedik , imralı kandil ve ankara anlaşmasından dolayı geldik demişlerdi.... gelenler ayrıcalıklı kişilerdi , kazanılmış hakları vardı ya.... gelenler arasında , dtpli fatma kurtulannın eşi salman kurtulan olsaydı ne olurdu .... şeyini şey ettimini açılımı var , karakter açılımı var , kandil imralı ankara antlaşması var .... önceki meclis başkanı, adına yemek davetiyesi çıkarıp , meclise yemeğe davet te etmişti zaten .... diyorlardı ya , gelenlerin dokunmazlıkları var , bunlar meclise de giderler .... olacakları ben size ufaktan yazayım .... salman kurtulan sınırdan bal gibi geçerdi .... eşi fatma kurtulan da meclis idare amiri olarak devam ettiğini var sayalım .... selman kurtlan meclisin makam aracına ağalar gibi otururdu ... yol boyunca ne polis ne de asker , durdurmak mı , oda neymiş bee, selam bile verirdi .... selman kurtlan makam aracıyla , meclisin kapısından girer .... tbmm nin , tam göbeğinin göbeğine , meclis idare odasına otururdu ... sekreterleri olurdu , sırf muhabbet olsun diye , kandile kırmızı telefonlu hat çekerdi ... bizde deriz ki ..eyy millet , karakter açılımı yüzünden , ey millet keleğe geliyoruz , ey ahali hekelere geliyoruz , öküzlemesine develere geliyoruz , onlar da mecliste at koşturuyor , yuuuh beee deriz .... (üç_beş_köyün_tiriviri_yazarı)_________KAVALCI_KUBİ

YAZAR HAKLIDIR

Berhan Yılmaz beyefendi hepimizi kahreden bir yaraya oldukça doğru bir parmak basmış.
Kanaatlerine katılıyorum.
Bu millet ve bu ülke sahipsiz değildir.
Bizim kimseye düşmanlığımız yok ama bizi düşman görenleri de yok saymamız mümkün değildir.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.