Diğer

Çare Drogba

Yazar: 
Alper TEKİN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25 Eylül 2013 Çarşamba

Her şey Abdullah Avcı’nın istifası ile başladı.

İstifa’dan sonra TFF Başkanı Tüpçü Demirören feryat figan etti.

Sonuç olarak Fatih Terim’e teklif sunuldu.

Fakir bir ailenin çocuğuydu Adana Demirspor’da futbola başladı.

Adana Demirspor sosyalisttir aslında Terim’de öyle.

Gözü kapalı anlaştı Galatasaray’la başarılı bir futbolcuydu.

Futbol’dan sonra başarılı bir antrenörlük yaptı Galatasaray’da

Mustafa Denizli,Şenol Güneş,Yılmaz Vural gibi hocalar varken

Neden Fatih Terim yalakalık yapıyorsun? diye sorarlar adama

Sen hem Fatih Terim’i çıldırtıp tahrik edip 9 maç ceza vereceksin

Korku, İtaat ve Sorgulama Kültürü

İnsanoğlu, aydınlanma döneminde; reform ve rönesansla akıl odaklı insan gerçeğine yönelince mistik dünyanın korku ve itaat kültürünü tersyüz etti.
Maddenin sırlarını keşfe yönelen insan; dünyanın hemen her bölgesine ulaşırken dünyanın dışına yöneldi. Bilim sanat algısı akılcı yöntemlerle yeryüzünde yaşam yanında gökyüzünde uçma algısının da eleştirdi. İnsanlar artık uçaklarla karasal yürüyüş gidiş uyulmasına sürat kolaylık getirdi. Kıtalar yakınlaştı.
 
Bilim ve teknolojik devrimle, dünya dışına yönelindi. Uzayın derinliklerinde evreni anlamaya çözmeye insanoğlunun öncesini araştırmaya yöneldi. Yeraltında atalarının kalıntı eserleri ile geçmişi çözmeye çalışırken korku ve itaat kültürünü bir tarafa bırakmak zorunda hissetti.
 

Derin Operasyon

Yazar: 
Koray KAMACI
Yazının Yazıldığı Tarih: 
20.09.2013

Son zamanlarda gündem bir anda Ankara’da ki, ‘’Başbakanlık Yurtdışı Türkler Başkanlığı’’na çevrildi. Malum bir böcek tartışmasıdır gidiyor. Daha öncede Başbakan’ın ofisinde de dinleme yapıldığı tespit edilmişti. Bu sefer ilginç olan Ak Parti’nin kuruluşunda da rol alan iki kadına çevrildi. Fatma A. ve Azime D.’ye böcekleri temin eden kişinin İran uyruklu bir işadamı olduğu iddaa edildi. Tabii ki gözler hemen İran’a çevrildi. Birileri ısrarla bu ve birçok gelişmenin ‘’Acem’’ oyunu olduğunu söylemeye başladı. Bazıları kamuoyunda bu işi resmen bir görev addetmiş. İsrail için bu kadar karalama kampanyası başlatamazlar ama birileri İran ile ilgili her haberi aleyhimize yorumlamak için adeta emir verilmiş gibi hareket etmeyi biliyor.

Endüstriyel Futbolun Türkiye’deki Baş Ağrısı: 34.dakika

Endüstriyel futbol, ardılı olsa da 2000’lerin başında tüm dünyayı kapsayan ve kapitalist bir mantıkla daha çok tüketim aracı olarak kabul edilen, kitle uyuşturucularından birisidir. Franco İspanyasının 3 F kuralından biri olan futbolun gelişiminde İngilizlerin payı büyüktür. İşçilerin kendi arasında bir eğlence olarak gördüğü ve işçi sporu olarak da çeşitli dönemlerde tarif edilen futbol bugün için dünyanın vazgeçilmezlerindendir.

2000’lere kadar futbol daha çok sürat ve sert oyun ile karşımıza çıkarken 2000’lerden sonra ise saha içiyle sınırlı kalmayan ve emperyal oyuncak haline gelen futboldan bahsetmek mümkündür. Kuşkusuz futbolun bu hale gelmesinde bahis şirketlerinin faktörü çok büyüktür. Ancak her şey yalnızca bahis değildir. Çünkü futbol, asla sadece futbol değildir.

Evrim mi, Yaratılış mı Tartışmasının Dayanılmaz Saçmalığı…

İnsanların hızlı gitmesini sağlayan bir sürü araç aynı zamanda da ayağına vurulan pranga olabiliyor. İnsanoğlunun karakterine sırf evrim yapması için sonradan monte edilmiş hırs, nefret, kin, kıskançlık, ego gibi itici güçlerden bahsediyoruz.

Bir an bu saydığımız öğelerin yapımızda olmadığını farz edin. Hiçbir kötülüğün olamadığı, son derece sakin bir yaşam bizi bekliyor olacaktır. Ancak istenen bu değildir. Aslında insanlığın evrim yolculuğunda bu da denenmiş ama bu şekilde evrim yapılmadığı görülmüştür. İstenen şey, verilen bu ilk bakışta olumsuz gibi görünen hasletlerin, evrimimizi hızlandırma araçları olarak kullanılmasıdır. Oysa insan bu hasletleri tarih boyu kendi hemcinslerine üstünlük kurma aracı olarak kullanmış ve kullanmaktadır. Bir taraftan da evrim hızı iyi olduğu için olumsuzluklara göz yumulmaktadır.

Santra Vuruşu Yapıldı Bile…

“Sadece futboldan anlayan, futboldan da anlamaz,” sözünü işitmişsinizdir. Efsanevi Arjantinli teknik adam César Luis Menotti’nin adeta anonimleşen vecizesidir.

Özellikle Çarşı grubunun yaptığı eylemlerle renklenen Gezi Direnişi esnasında, tahminimce, “Futbol, sadece futbol değildir,” sözüyle birlikte akıllara en fazla gelen söz olmuştur.

Yirmi iki adamın bir gladyatör savaşlarını anımsatır bir biçimde oynadıkları arenaların/statların siyaset, toplum, insan hakları gibi birçok konuda kitlelerin seslerini duyurabildiği bir mecra haline gelmesinin çok makul bir nedeni de yoktur belki. Kim bilir…

Nasıl oluştuğu konusunda birtakım soru işaretleri barındırmasından çok, elimizde bazı olgular var ve kim ne derse desin, St. Pauli, Livorno, Adana Demirspor, Celtic gibi siyasetle futbolun iç içe girmesine dair net örneklere sahibiz.

İslamcıların Arayışı

Özgürlüğün, barışın, hoşgörünün, hakkın, hukukun, adaletin tartışıldığı ortamda düzen nedir?
Ya yalancı, ya soyguncu, ya talancı, ya terörist, ya kalpazan, ya tecavüzcü, ya hırsız yetiştiren düzende; insanlar mutlu ve huzurlu olabilir mi?
 
Türkiye'nin bir çok aydını suskun. Onlar halkı aydınlatma işlevine neden yönelmezler? Odalarından çıkıp halkın arasında neden olmazlar?
 
Ya menfaatlenme, ya korku ya duyarsızlık; insanları suskunluğa sürüklemiş durumda.
 
Peki ama neden?
Meclisteki milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarında; kalpazanlıktan, teröre, her türlü suç var. Yalancıların, talancıların, istismarcıların etkili ve yetkili olduğu yerde adalet olur mu?
 

Bu Konuyla İlgili Hadis Var Kardeşim

“Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”

“Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”

“Dinini değiştireni öldürün.”

“Ölü, ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır.”

“Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.”

“Peygamber Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”

“Peygamberimiz’e sihir yapılmıştı. Öyle ki hanımları ile cinsi münasebette bulunmadığı halde bulunduğunu zannederdi. Süfyan bunun en şiddetli sihir olduğunu söylemiştir.”

Varis için vasiyet yoktur.

Meslek ve İş

Bugün Türkiye’de genç nüfusun en büyük kaygısı, iş bulabilmek ve çalışmaktır. Yani, işsiz kalmak, bu genç kitle için, gerçekleşmemesi arzulanan bedbaht bir rüyadır. Tabii mesele, bu minvalde ciddi olunca, ortaya meslek ve iş gibi, çalışma hayatıyla/iş dünyasıyla doğrudan ilişkili teknik kavramlar çıkıyor. Meslek seçimini doğru düzgün yapmak, eğitim formasyonunu bu erek doğrultusunda planlı ve programlı yürütmek, ileride o mesleğe kavuşmak açısından hayatî öneme haizdir.

İş kavramı, meslek kavramına göre daha informel bir gerçekliği ve alanı temsil eder. İş dediğimiz vakit daha çok, bir oluş, hareket, verilen emir ve görevleri yerine getirmek akla gelir.

wikipedia.com, mesleği şu şekilde tarif etmiş: “Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı ünvanın adıdır. Genellikle her meslek o mesleğin değerlerini, gelişimini, lisanslanmasını ve diğer insanlar açısından tanınmasını sağlayan kuruluşlara sahiptir. Yeryüzünde binlerce meslek bulunmaktadır. Türkiye'de resmi olarak tanımı yapılmış 600 civarında meslek vardır. Her bir meslek için tanım, görev alanları, genel olarak kullandığı araç ve gereçler, mesleğin gerektirdiği özellikler, çalışma ortamı ve koşulları, çalışma alanı ve iş bulma olanakları, meslek eğitiminin verildiği yerler, meslek eğitimine giriş koşulları, eğitimin süresi ve içeriği, meslekte ilerleyebilme ve yeni meslekleri seçebilme olanakları, destekleyici meslek kuruluşları, farklı özellikler gösterir.”

Hain, İşbirlikçi, Utanmaz Kim?

Karşıtlara verilen en popüler kavramlar; hain, işbirlikçi, dönek, utanmaz, çıkarcı, istismarcı, yalaka sözcükleridir.
 

Türk Milleti’ni oluşturan halklar birer birer ayrıştırılarak koparıldılar. Balkan halkları, Araplar Ermeniler düşman edildiler. 90 yıl önce, Kuzey Afrika’yı, Ortadoğu’yu elimizden alanlar, yeniden Anadolu’nun belli bölgeleri üzerinde sinsi planları uygulama peşindedirler.
 
Plan 100 yıl öncesinin planıdır. Yıllardır gerçekleştirilemeyen planın yeniden uygulanmasıdır.
 
İslamcı, liboş, dönek, işbirlikçi, köksüz, kimliksizler; siyasetten bürokrasiye, medyadan iş dünyasına, üniversitelerden sivil toplum örgütlerine kadar kök salmışlardır.
Ermenistan anayasasında ve bağımsızlık bildirgesinde doğu ve güneydoğu büyük Ermenistan sınırları içindedir.

Ermeni İntikam tugaylarının bayrağı bugünkü PKK bayrağının aynısıdır.
AB’nin Sevr haritası da aynı
ABD’nin BOP haritası da aynı

İçeriği paylaş