Medya

Bizim Liberaller

Bakınız, 1980'li yıllarda "darbe ortamı" yaşanırken; kendisi bir erkek "cinsellik" dergisinde "büyük penis" yarışması düzenleyen, elinde mezura "penis ölçen" adam Kemalizm konusunda gazetesindeki köşesinde 26 Mart 2010’da neler diyor:

1. "Demokrasi ile Kemalizm örtüşen ve uyum gösteren fikirler değildir..."

2. "Kemalizm'in altı okunda ‘demokrasi’ bulamazsınız..."

3. "Kendisini Kemalist gören bir kişinin aynı zamanda demokrat olması mümkün değildir..."

Basın Özgürlüğü (!)

Yazar: 
Süleyman GÖK

Çok önemli gördüğüm bir konu üzerinde karşılaştırmalı, bazı bilimsel bilgiler ile ülkemizde “Basın özgürlüğü”nü sizlerle paylaşmak istedim; çünkü hepimiz biliyoruz ki demokrasilerin var olduğunu sadece seçilmiş iktidar veya muhalif milletvekilleri değil, onların yanında yardımcı unsurlar olan hukuk, partiler ve en önemlisi basın-yayın organlarının özgürce, tarafsız yayın yapabilmeleri gelmektedir. Ancak, ülkemizin demokrasiye geçiş sürecindeki olaylardan günümüze geldiğimizde 1950-2010 yılları arasında hiçbir şey değişmemiştir. İleride bu yılla rdan örnekler vererek sizlerle paylaşacağım.

Engin Ardıç: "Cahillik Ölçütün Ne?"

Aslında severim ben Engin Ardıç'ı... Ona hep Attila İlhan'ın (o koca kaptanın) ardılı diye bakmışımdır. Şair bakışı yoktur da, sivri dili, o havalı üslubu nedense bana hep Attila üslubunu anımsatmıştır. Zaten kendisi de pek bunu inkâr etmez."idi..."
 
Ta ki bir yazısında Koca Kaptan'a "ajan" değinceye dek sürdü bu sevgim. Attila İlhan'ın 1949 yılında bütün solcular hapisteyken yurtdışına nasıl çıktığını pasaport nasıl aldığını, sorgularken ona ajandı deyiverdi... Yetinmedi, Attila İlhan'a "çok kötü romancıdır" dedi... Ardından da Cumhuriyet gazetesinde haftada bir yazmasını eleştirdi. 
 
Önceleri "her ardıl” ardılı olduğu kişiyi eleştirerek var eder kendini" diyerek iyi niyetli düşünsem de sonraları her lafı geldiğinde Attila'ya sözde "çakmasını" sürdürünce pek de öyle "kendini var etme", "Attila İlhan vesayetinden kurtulma" çabası içinde olmadığını gördüm yaptıklarının. Hele hele Attila İlhan'ın "Mustafa Kemalciliğini" eleştirirken, "Ssn yıllarında bunamıştı Attila İlhan, kendini ulusalcılar çizgisine attı... " demesi, benim Engin Ardıç'tan artık ümit kesmemin temel nedeni oldu.
 
Burada Attila İlhan savunusu yapmayacağım, Attila'nın yazdıkları Attila'yı savunur zaten. Ama "Son yıllarında bunamıştı" sözü içime dokunduğundan bir not olarak belirteceğim:
 
Attila İlhan, "Hangi Sol”u yazdığında yıl 1970'tir. Attila İlhan henüz 45 yaşındadır. Engin Ardıç'ta yanılmıyorsam 19-20 yaşlarındadır. O kitapta bile Attila İlhan'ın Mustafa Kemal için söyledikleri ortadadır...
 
Ardıç, son zamanlarda yaptığını gene yapıp Attila İlhan'ın düşüncelerinin temelini görmezden gelerek onun için "son yıllarında bunamıştı" demektedir. Ulusalcılığı eleştirmek başkadır, Attila İlhan "bunadı" demek başka...
 
Şimdi kendisi gene yanılmıyorsam 57 yaşında falandır Engin'in... Şimdi ben kendisine bir "bunama" örneği sunmak istiyorum.
 
Engin Ardıç, (Kendisi, Kemalist değil; Atatürkçüdür) bile isteyerek Mustafa Kemal'e ve Kemalistlere hep şu yaftayı yapıştırır:
 
"Kemalistler halkı hep cahil görmüşlerdir. Sözde devrimlerini hep tepeden inme yapmışlardır. Halka hiç danışmamışlardır."
 
Ben bunu yazdım... Bu "halkı cahil görme" mantığı en başta Mustafa Kemal tarafından silip süpürülen aydın ve asker kesiminde vardır.
 
Başta Halide Edip Adıvar, "Cumhuriyet" diye direnen Mustafa Kemal'e "Paşam, bu halk cahil... Cumhuriyetten falan anlamaz. Gelin ABD mandasını kabul edelim... Onun gelişmişliği sayesinde gelişiriz..." Sonra İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Akif'in: "Hilafet kaldırıldıktan sonra ben bu ülkede yaşayamam" diyerek Mısır'a gitmesi... Sonra, Kurtuluş Savaşımızın ünlü Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir’in: "Paşam, ne gerek var cumhuriyete, padişah kalsın, siz de sadrazam olun... " demesi...
 
Uzatayım mı daha? Ya İsmet İnönü... Başbakan olarak mecliste örgütlenmemiş (partileşmemiş) bir muhalefete bile katlanamayıp sözde İtalya demokrasisinden öğrendiği "meclis üstü bir kurul kuralım, meclisten gelen kararları denetlesin" diye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal' e rapor sunan, bu rapor sonunda Mustafa Kemal tarafından "meclisin üstünde güç olmaz" diyerek 1937 yılında görevden alınan ve yerine sivil Celal Bayar getirilen İsmet İnönü... Savunmasında "Paşam, o raporu okumadan imzaladım." diye savunma yapması...
 
Yani sözün sözü "Halka Cahildir” diyenler, Mustafa Kemal ve Kemalistler değil; tam tersine Mustafa Kemal ve Kemalistlerin ya yurtdışına sürdüğü ya da aktif görevden aldığı kişilerdir...
 
Engin Ardıç bilmez mi bunu bilir de, “İNÖNÜ Cumhuriyeti” anlayışını bize Kemalist Anlayış diye de anlatır... Kemalizm'i, İnönü Cumhuriyeti'nin "Atatürkçülük" yaptığını bile bile de "Ben Kemalist değil; Atatürkçüyüm" der...
 
Şimdi gelelim Engin Ardıç'ın bugünkü (11 Ocak 2010 Sabah gazetesi) yazısına... Engin Ardıç yazısında iki kez "Cahil Halk" sözünü kullanmaktadır. Hatta daha da ileri giderek, "Bu cahil halkın okuttuğu çocuk da kendi deyişiyle "diplomalı eşek" olmaktadır." Halk o kadar "cahildir" ki, bu cahil halkın binbir emekle okuttukları çocuklar da "diplomalı eşek" olabiliyorlardır ancak... Ne kadar okusalar da ana babaları cahil halktır...
 
Hay Allah, bunca zaman Kemalistler’i, "Bunlar halkı cahil görür" diye eleştiren, "AKP hükümetini, halkın hükümeti" ilan eden, "okumuşların bu halkın hükümetine katlanamadıklarını" iddia eden Engin Ardıç, bu 57 yaşında "bunadı" mı da, halka "cahil", bu "cahil halkın" okuttuğu çocuklara da "diplomalı eşek" demeye başladı?
Fakat yazının sonlarına doğru anlaşılıyor "Vehbi'nin kerrakesi"... Meğer Engin Ardıç'ı bu kadar kızdırıp halka "cahil", onun çocuklarına da "okumuş eşek" dedirten şeyin en olduğu...
 
Bakan Egemen Bağış, Bahçeşehir Üniversitesi'nde AB konusunda konuşma yapmak için çağrılmış da üniversite öğrencileri bakanı "yuhalayarak" konuşmasını engellemişler...
Engin Ardıç'a göre bakanı "yuhalayan" işte bu öğrenciler "okumuş eşek"... Hatta ana babaları da Cahil Halk... Cahil halkın yetiştirdiği çocuklar işte bakanı yuhalayanlar... Bakan ayaklarına kadar geliyor, bunlar yuhalıyor... Eşekler canım... Cahil halkımın çocukları...
 
E be, Engin Ardıç, Bahçeşehir özel üniversite değil mi?... Hani çok pahalı okul... Hani senin "cahil" dediğin halkın çocuklarını pek gönderecek "para" bulamadıkları okul... Hem cahil, hem parasız halkım, çocuklarını ne kadar "OKUMUŞ EŞEK" yapmak isteseler de bu okula pek gönderemezler öyle değil mi?
 
Sevgili Engin Ardıç, sen yarınki yazında en azından bir "düzeltme" yap da, "hapisteki Ergenekoncuların çocukları" diyeceğime "cahil halkın çocukları" Bahçeşehir Üniversitesi'nde okuyor, okumuş eşek çıkıyor" diye yazmışım diye özür dile...
Ne dersin? "Bunayan" Attila İlhan mı yoksa bir başkası mı?
 

Taraf Gazetesi Sonunda Gençliğe Hitabeyi De Değiştirdi

Alıntı Yapılan Yazar / Tarih: 
Sevan Nişanyan/29.10.2009
Kaynak: 
http://taraf.com.tr/makale/8202.htm

Gençliğe Hitabe

Politika Dergisi Yazar Görüşü Özet: 
Alıntılanan Yazara Katılmıyorum

Huzur Saygıdadır

Yazar: 
Osman BUDAK

   Odatv.com’da geziniyordum. Vatan gazetesi ile ilgili bir haber yapmışlar. Başlık “Vatan Gazetesi Okuyucuları Tarafından Neden Protesto Edildi?”. Acaba nedenmiş diye bir açıp baktım.

Düm Teka—Düm (Tek) Tek: “Yobazgaz”

Yazar: 
Naile DUMAN

   Şeytan da bir melekti neticede ve tanıdığımız her şeytanın tanıyamadıklarımızdan daha faydalı olduğunu öğretti bize, biten bir sene, yine! Umutlarımız vardı yeni yıla dair. Eski yılı uğurlama hazırlıklarımız bir ay öncesinden başlamıştı. İyisi ve kötüsü ile gidiyordu ve biz sadece el sallayacaktık.

Can Dündar'ın Dediği Osman Acar'ın Beklediği

Yazar: 
Osman ACAR

Tamda üniversitede dersten çıkıp, gazetelere bir göz atmak istediğim saatlerdi. Aldım elime gazeteyi ve çevirdim sayfaları inceleye, irdeleye...Birde baktım ki olaylara farklı yüzlerden bakan Can Abim ''Değişim Umudu'' isimli bir köşe yazısı yazmış.Ben okudum ve çok beğendim, sizlere de taşıyayım dedim...İşte Can Abinin ''Değişim Umudu'', işte Barack Obama...Obama zaferi biz gençler içinde büyük önem arzediyor.Çünkü dünyada gençlerin önünü açacak bir lider olarak görüyorum Obama'yı.Evet Obama ''Change, We Need'' sloganın Türkiye'de de tuttu. Değiştir, Biz İnanıyoruz...

Değişim Umudu(*)

Özlem

Yazar: 
Özgür Pınar IŞIK

   Özlüyorum..<?xml:namespace prefix = o />

   Masama oturur, günün güzel başlamasını istiyorsam, hemen Çölaşan'ın resmine tıklardım.

   Onun yazıları sabah uyanmamı sağlayan çayım/ kahvem gibiydi.

   Tamam, işte yalnız değilim, gerçekleri kıvırmadan net bir şekilde söyle

İçeriği paylaş