1. Dünya Savaşı'na Bakarak, 3. Dünya Savaşı'nı Görmek

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Tam 100 yıl önce, 1912 yılında Alman Kayzer Deniz Kuvvetleri'nin Akdeniz görevi için yalnız koramiral Wilhelm Souchon kumandası altındaki Goeben ve Breslau adlı gemileri Akdeniz'de bulunuyordu. Herhangi bir savaş halinde filonun görevi Cezayir'den Fransız sömürge askerlerini taşıyan gemilerini engellemekti.

Şimdi; NATO’nun füzeleri Türkiye’de; Füzelerin görevi İran’ın, İsrail’e karşı olası bir saldırısı sırasında İsrail’i korumak.

Peki tarih tekerrür eder mi? Yani 100 yıl önce 1. Dünya Savaşı’na yol açan olaylar tekrar eder mi bir bakalım.

100 yıl önce 3 Ağustos günü Almanya'nın Fransa'ya savaş açtığını öğrenen ve daha önce Afrika sahillerine yakın bir konumda olan Souchon, üstlerinden bir an önce Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'a gitme emri aldı. Afrika sahillerini bombalama hedefine çok yakın olan Souchon, ilk önce bu hedefini gerekleştirmek için şafak vakti Bône ve Philippeville limanlarını bombardımana tuttu. Daha sonra kömür almak için Messina limanına doğru yola çıktı.

İsrail’in, İran’a savaş açtığını öğrenen ABD, İsrail’e destek olmak için Basra Körfezin’de ki savaş gemileri ile İran’ın limanlarını ve stratejik noktalarını bombalarsa!

100 yıl önce; Indomitable ve Indefatigable isimli İngiliz savaş kruvazörleri ile karşılaşan Souchon, İngiltere'nin daha Almanya'ya savaş açmamamış olmasından (O günün akşamı Almanya'nın Belçika'yı işgal etmesinden sonra savaş ilanı yapıldı) yararlanarak hızlıca kaçmaya başladı.

Bu kaçış sonucunda arkasında İngiliz savaş kruvazörleri olmasına rağmen Goeben ve Breslau, Sicilya'nın Messina limanına 4 Ağustos gece yarısı ulaşabildiler. Burada kömür ikmali yapan Souchon, Osmanlı'nın halen savaşa girmemiş olması ve Avusturya'nın yardım sozünü tutmamış olmasına rağmen Çanakkale Boğazı'na doğru yola çıktı.

İran’ın sert tepkisiyle karşılaşan ABD, Arap ülkelerinden yeterli desteği göremeyince Türkiye’den yardım ister…

100 yıl önce; Souchon arkasında İngiliz hafif ve ağır kruvazörleri olmasına rağmen zor şartlar altında da olsa 10 Ağustos öğleden sonrası Çanakkale Boğazı'na ulaşabildi. Burada geçiş iznini bekleyen Souchon, Almanya'nın İttihat ve Terakki Partisi üzerindeki ağırlığını iyice koyması ve Osmanlı Savaş bakanı Enver Paşa'nın izni vermesi üzerine İstanbul'a doğru yola çıktı.

ABD, İsrail ve İran yoğun savaşa tutulmuş olmalarına rağmen, ABD’nin yardım isteği TBMM önüne geldi. Teskerenin çıkmasını bekleyen ABD, ABD’ye yakın cemaatin Adalet ve Kalkınma Partisi üzerinde ki baskıyı arttırması ve onaylama mercii Abdullah Gül’ün de jet hızıyla imzalaması ile, ABD askerleri Türkiye’ye doğru yola çıkar…

100 yıl önce; Sözkonusu gemiler, 11 Ağustos'ta İstanbul Boğazı'na demir atmıştır. Gemilerin Çanakkale Boğazını geçip İstanbul'a demirlemeleri, Rusya'nın, Fransa'nın, özellikle de İngiltere'nin sert protestolarına neden oldu. Bu protestolara, sözkonusu iki geminin, İngiliz hükümetince parası peşin olarak ödenmiş olduğu halde gasp edilen iki gemi yerine Almanlardan satın alınmış olduğu bildirilmiştir. Bu gemiler için 500.000 altın lira ödendiği ve isimlerinin Yavuz ve Midilli olarak değiştirilerek Osmanlı Donanması'na dahil edildiği bildirilmiştir. 16 Ağustos'ta gemilere Osmanlı Bayrağı çekilmiş, Alman personel ise fes giymişti. Dolayısıyla Souchon halen gemilerin kumandanı, Alman mürettebat ise yerinde idi. Amiral Souchon, bu olaydan 45 gün sonra, 26 Eylül 1914 tarihinde Osmanlı Donanması Komutanlığı'na getirilecektir.

ABD askerleri neredeyse ışınlanmış gibi Türkiye’nin Güneydoğusuna konuşlanmaya başlamışlardı. Bu durum Rusya ve Çin’in sert protestolarına neden olur. Türkiye bu protestolara karşılık, ABD askerlerinin Suriye’de yaşanan olaylar için insani yardım amaçlı geldiğini söyler.

100 yıl önce; Ağustos'ta çabuk bir zafer bekleyen Almanya, Osmanlı İmparatorluğunun tarafsız kalmasından hoşnuttu. Ayrıca Marmara Denizi'ndeki Goeben gibi güçlü bir savaş gemisi İngiliz Donanması'nın Çanakkale Boğazı'na yaklaşmasını engelliyordu. Fakat Eylül'de alınan Birinci Marne Savaşı yenilgisi ve Rusya'nın Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na karşı üstünlüğü Almanya'nın Osmanlı gibi bir müttefiği savaşta yannda görme isteğini artırdı. Amiral Souchon, İmparator Kayzer Wilhelm'den aldığı talimatla 14 Eylül 1914 tarihinden itibaren Osmanlı Donanması'nın tatbikat için Karadeniz'e açılması yönünde çaba harcamaya başlamıştır. Osmanlı Hükümeti 20 Eylül'de Amiral Souchon'un talebini reddetmiştir. Ancak aynı gün Enver Paşa, bir günlüğüne Karadeniz'e tatbikat amaçlı çıkış için izin vermişti. Aynı gün Sadrazam Sait Halim Paşa, duruma karşı çıkmış, gemiler geri çağırılmıştır. Amiral tarafından birkaç kez yenilenen talep, Osmanlı Hükümeti tarafından her seferinde geri çevrilmiştir.

Bu çabalar sürerken Osmanlı'nın 27 Eylül günü Çanakkale Boğazı'ndan bütün gemi geçişlerini yasaklamasi -ki Rusya'nın mevcut olan ihracat-ithalat trafiğinin %90'ı o sıralarda bu rotadan sağlanıyordu- bütün gerilimi artırdı.

Çabuk bir zafer bekleyen ABD, Türkiye’nin şu an için savaşta tarafsız olmasından memnundur, ayrıca Türkiye’nin, ABD gibi güçlü bir ülke ile ittifak yapması, ABD askerlerinin, PKK bölgesinde konuşlanmış olmasından dolayı PKK’nın hareket edemez duruma gelmesi Türkiye’de basının da yardımıyla herşeyin yolunda olduğu hislerini güçlendiriyordu. Ancak İran’ın beklenmeyen direnişi ve Hamas’ın ve Suriye’nin hatta Iraklı şiilerin İran’ı desteklemeleri ABD’nin, Türkiye’nin savaşa girmesi gerektiğini düşünmesini sağlıyordu. Bu sebeple, ABD, PKK ile savaşta kendisinin savaşabileceğini Türk hükümetine kabullendirmeye çalışıyordu. Türk hükümeti bu teklifleri ısrarla geri çeviriyordu.

Bu çabalar sürerken, İran’ın Türkiye ve Avrupa’ya verdiği doğalgazı kesmesi ile bütün gerilim arttı.

100 yıl önce; Süregelen Rus ve Fransız diplomasisi Osmanlı İmparatorluğunu savaşın dışında kalmaya ikna etse de, 27 Ekim 1914 günü Amiral Souchon'un Goeben, Breslau ve dokuz Osmanlı savaş gemisinden oluşan bir donanma Karadeniz'e açıldı. Donanma 29 Ekim 1914 sabahı Rus liman ve gemileriyle temas kurdu. Odessa, Sevastopol, Novorossisky ve Tedosya limanlarını bombalandı. Bir mayın ve onbeş askeri nakliye gemisi batırıldı, bir torpidoya ağır hasar verildi. Bir kömür gemisi 3'ü subay 75 personeliyle esir alındı. Novorossisky'de buğday silolarıyla elli petrol deposu tahrip edildi. Bu gelişmeler bir dönüm noktası oldu ve 2 Kasım'da Rusya 5 Kasım'da İngiltere sırasıyla Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaş ilan ettiler.

Süregelen Rus ve Çin diplomasisi, Türkiye’yi savaşın dışında kalmaya ikna etse de, 9 Tümen ABD askeri İran sınırını geçerek, İran askerleriyle temas kurdu, çıkan çatışmalarda İran’ın 78 km içlerine kadar ilerlemeyi başaran ABD askerleri birçok yerleşim yerini işgal etti. Bunun ardından İran ve 3 gün sonra Rusya, Türkiye’ye savaş ilan ederler…

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.