12 Eylül'de ,12 Eylül Darbesi'ne Hayır Demek İçin 12 Gerekçe

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

1.Darbelerin, mağdur bıraktığı insanların idamını o zamanlar onaylayıp, bugün timsah gözyaşlarıyla da olsa acısını paylaşmak 30 yıl sonra akıllarına geldiği için,
2.Darbelerden hiçbir zaman zarar görmedikleri gibi,darbecilerle birlikte yaptıkları anayasanın yarattığı kurumlardan nemalanmaya devam ettikleri için,
3.Gece yarıları verilen muhtıralarla darbe mağduru edebiyatı yaparken,o muhtırayı verenlerle saraylarda gizli görüşmeler yaptıkları ve o kişiye bakanlar kurulu kararınca üstün hizmet madalyaları verdikleri için,
4.Dokunulmazlıkların kaldırılmasının, seçim barajının,siyasi partiler yasasının ve ifade özgürlüklerinin yer almadığı böyle yamalı bohça niteliğindeki bir anayasa paketinin, egemenliğin millete ait olacağı yalanlarıyla, yarın hangi parti iktidar olursa olsun, onun sivil darbe yapabileceği ya da sivil dikta anlayışının hakim olacağı bir yönetime neden olacağı tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz için,
 
5.Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısındaki değişikliklerin yanına sos niyetiyle konulan diğer maddelerin dahi,mevcut anayasadaki haklardan çok da ileri olmadığı için,
(Örnek vermek gerekirse,Ailenin korunması ile ilgili maddeye çocuk hakları ekleniyor fakat mevcut madde içerisinde zaten çocuk hakları koruma altında bulunuyor.Zaten hiçbir siyasi partinin de bu maddelerle ilgili bir sorunu yok)
6.Siyasi partilerin uyacakları esaslarla ilgili maddedeki,geçmişte Akbil ve kendi Belediyelerindeki yolsuzlukları örten Sayıştay müfettişlerini milletvekili olarak ödüllendirildikleri bilindiği gibi,siyasi partilerin mali denetimini Anayasa Mahkemesinden alıp Sayıştaya vermeye ve siyasi partilerin kapatılmasını siyasi partilerin kararına bırakmaya niyetlendikleri için,
7.Vatandaşlarını ve muhaliflerini, hiçbir gerekçe göstermeden aylarca içeride tutan,mevcut emniyet müdürleri ve parti yöneticileri aracılığıyla, kışkırtmasıyla muhalefet partisi liderine saldırı düzenleyen,bir siyasi partinin en demokratik hakkı olan siyasi görüşlerini belirttiği afişleri,siyasallaştırdıkları mevcut valileri aracıyla kaldıran, referanduma hayır başlıklı gazeteyi dükkanının camına asan esnafı kışkırtma yapıyor nedeniyle gözaltına alan bir iktidarın değiştireceği anayasanın daha ileri bir demokrasi getiremeyeceği aşikar olduğu için,
8.Bu anayasa değişikliğiyle egemenliğin millete verileceği iddiası öne sürülürken, dokunulmazlıklar,sınırsız ömür boyu sağlık sigortası ve sosyal güvence, iki yılda emeklilik gibi hakları mevcutken,partisinin kapatılmasına neden olan milletvekilinin,milletvekilliğinin düşürülemeyeceği maddesiyle, milletin vekilinin egemenliğinin daha da arttırılacağı için,
9.Çağdaş demokrasinin temel kurallarından olarak kabul edilen ‘Kuvvetler Ayrılığı’ ilkesinin çiğnenerek yasama,yürütme ve yargının birbirini etkileyeceği, bağımlı olacağı ve yargı, iktidar partisinin baskısı altına gireceği için,
10.Anayasa Mahkemesinin kararı ile,çağdaş demokrasinin olmazsa olmazı olan ‘Laiklik’ ilkesine karşıt eylemlerin odağı olan bir partinin,anayasayı demokrasi iddiasıyla değiştireceğini beklemek abesle iştigal teşkil ettiği için,
11.8 yıllık iktidarı boyunca sendikaları,kooperatifleri kendi iktidarının güdümüne sokan ve halkın sorunlarından ziyade kendi borusunu öttüren sivil toplum örgütleri oluştururken,sivil toplum örgütlerine verilecek olan toplu sözleşme vb haklar, böyle bir iktidarla hiçbir zaman sağlanamayacağı için,(Hak-İş sendikasının ‘referanduma evet’ afişlerinde görüldüğü üzere)
12.Ülkenin gerçek sorunları olan ekonomi,eğitim ve sosyal güvence gibi sorunlarla ilgili en ufak bir çözüm getirilmediği gibi, bu konuların öncelik kazanması gerekirken,başka yerlerde üretilen planlarla suni gündemler üretilmesi ve bunun neticesinde vatandaşların, etnik temelde kutuplaşmasına neden olunduğu için,
Değerli okuyucular,daha ileri demokrasi iddialarıyla gittiğimiz bu referandumda, “aynası iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünden yola çıkarak,bu anayasayı değiştirmek isteyenlerin samimi olmadığını,sağduyu sahibi insanların rahatça fark edebilmesi gerekir.Zaten darbe anayasalarına yapılan değişikliklerle, yamalı bohça haline dönüşen mevcut anayasaya,darbe zihniyeti yaklaşımıyla yamalar yapmanın Cornelius Tacitus’un ‘Devlet ne kadar yozlaşmışsa, o kadar çok kanun olur’ sözlerine geçerlilik kazandırdığını bir kez daha görüyoruz.Halkın, doğruları lidere söylemekten korktuğu bir düzenin diktatörlük olduğunu ve bu durumu bizlerin şuan hali hazırda yaşadığımızı düşünerek,anayasa değişikliğinin mucidi mevcut liderin sivil dikta anlayışına prim vermemek için, 12 Eylül de 12 Eylül Anayasasına hep birlikte ‘HAYIR’ demek zorundayız.
OguzKemal.Ozkan@PolitikaDergisi.com
 
 
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.