18'lik Muhabbet

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Son günlerde yasa tasarısı haline meclise getirilmesine kesin gözüyle bakılan bu metne göre, milletvekili seçilme yaşının 18’e çekilmesi ön görülüyor. Ve verilen desteğe bakarsak da bunun iyi bir şey olduğu fikri zemine yayılıyor. Peki bu mümkün mü yahut mantıklı mı?

Seçme yaşının da 18 için doğru olmadığını düşündüğüm için bu konuda açıkça fikirlerimi beyan edebilirim. 18indeki bir bireyin, Türkiye gibi bir ülkede kendi kararlarını aldığını söylemenin imkansız olduğu bir yerde bu tip bir düzenlemenin ülke için pimi çekilmiş bomba etkisi yaratacağını ön görmek için kahin olmaya gerek yok. 18indeki bu memleketin vatandaşı, ya sosyal çevre ya aile, ya yaratılan bir kahraman ya da bir önderin gölgesinde onun fikirlerini paylaşmaktan ileri gidememektedir.

İdealist olarak bakıldığında kulağa hoş gelen, 18’lik vekil ifadeleri günümüz demokrasilerinde de başvurulan bir yolmuş gibi gösterilerek batı demokrasisi böyle yapıyorsa bizde yapalım mantığıyla yürüyor. Oysa batı standardında demokrasimiz var mı diye kimse sormuyor. Demokrasiyi içselleştirmiş Finlandiya, Norveç gibi ülkelerde bu yaşta vekil seçilmek, o ülke şartlarında kabul edilebilir. Eğer orada yoksa onlara önerilebilir 18’lik vekiller. Çünkü aldıkları eğitimin kalitesi ile kültür haline dönüştürülmüş demokrasi at başı gidiyor. Batı meraklısı değilim, batıya karşı bakışım nettir. Ne imrenirim, ne reddederim. Lakin Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek de vicdani görevim.

Türkiye’de bir yandan bırakalım da tinerci mi olsunlar söyleminin altında “devletin korumasını” mecbur diyip, gençleri yönlendiren bir mantıksal yapının tutup da 18’indeki bireylere hadi gelin milletvekili olun demeleri paradoksal bir durumdur. Siyaset’in tarih boyunca kurtulamadığı politika- siyaset kavram karıştırması sonucunda politikacıların kendini siyasetçi sanması ve siyasi kararlar alabilmesi siyasetin köşegenlerle çevrili olmadığını gösterir. Bu geniş yapının içerisinde istediği gibi karar alabilme hakları olduğunu düşünen politikacılar, bugün 18’e çekilmesi düşünülen seçilme yaşına dair yapacakları düzenleme ile de siyasetin kalitesini düşürmeye dair ciddi bir adım atmış olacaklardır.

18’indeki bir birey, kategorik olarak lise mezununa tekabül eden bir yaş aralığına denk geliyor. Anayasa çerçevesinde seçilmede bir engel yok. Zira en az ilkokul mezunu olmayanlar ibaresi bu hakları kendilerine tanıyor. Ancak hayat pratiğinde üniversite mezunu gençlerin çalışma hayatına girememesi, çalışma hayatında çeşitli niteliklerin öne çıkarıldığını kabul edersek sorulması gereken soru şudur: 18’lik bireyin ülke yönetmesi için hangi niteliği vardır?

Kitaplara, güncel sorunlara, gazetelere, politikaya, dış ilişkilere yabancı dahası apolitik bir yapının ülke yönetmesini beklemekteki mantık nerededir? 2014 seçimi için konuşacaksak, 1996 doğumlu gençlerin vekil olmasından bahsettiğimizi hatırlatalım. Mesela hangi komisyonda görev dağılımını yapabiliriz? Darbeleri araştırma komisyonu? Milli Savunma Komisyonu? Faili meçhuller komisyonu? O ne ola ki? En iyisi facebook ve msn komisyonu!

Demek ki tek kriter, para ölçeğinde olacak. 18’indeki vekillerimizden üniversitelilerin, asgari ücretle geçinenlerin, fabrika işçilerinin, beden emekçilerinin, taksici esnafının, gecekonduda yaşayan vatandaşın hayatlarında iyileştirme yapılmasını isteyeceğiz.

Varsayalım ki, bunu kabul ediyorsunuz. O zaman partilerin gençlik kollarının varlık sebeplerini sormak gerekecektir. Parti gençlik kolları, genç partililerin/parti sempatizanlarının gelip çalışmalara katıldığı, partililik bilincinin aşılandığı birer okuldur. Bu evrensel anlamda da böyledir. Parti okullarını kuramamış bir Türkiye siyasetinin parti gençlik kollarını okul gibi çalıştırmalarıyla sorunu ötelemelerini eleştirdiğimiz bir yerde memleketi yönetecek kadronun yaşında alt sınırı 18’e indirmesi kabul edilebilecek bir şey değildir.

18’indeki bireye hayata, demokrasiye, insanlığa, politikaya dair nasıl bir eğitim verdik ki bizi yönetmelerini isteyebileceğiz? 18’indeki arkadaşların yeri partilerdir meclis değil. Bu ülkede olmaz diye bir şeyin olmadığını herkes bilir. 18’inde bir başbakan çıktığını birkaç dakikalığına düşünelim. Genelkurmay başkanının bağlandığı, tüm yönetsel mekanizmaların başı olan 18’inde bir başbakan. Zevk olsun diye savaşa girmeyeceğimizi kimse garanti edemez.

Toparlayacak olursak, 18’inde vekil seçilmeye karşıyım. 18’indeki genç arkadaşın yeri parti örgütüdür, partinin gençlik kollarıdır. Bu arkadaş yetiştirilmek zorundadır. Vekil yapılması/yapılmasının düşünülmesi yalnız ve yalnızca onun oyunu çekmeye çalışmaktır. 18’e çekildiğini varsayarak konuşuyorum. Seçim günü 18’inde olacak arkadaş kendine bir sorsun: Ben kendimi mi seçiyorum? Yoksa kimi seçiyorum?

Ben ilke olarak 23-25 arasında seçme ve seçilme yaşının eşitlenmesini savunurum. 23 dersiniz, üniversite mezunu olmuştur 25’ine gelmiştir seçilmesi için yeterlidir. Ailesinden hiç ayrılmamış hiç kendi başına karar almamış, aç kalmamış, beş gün üst üste makarna yemekten başka çaresi olmayan hale düşmemiş bir vekil olsa olsa büyük patron çocuklarıdır. Kolejlerde büyüyen, eylemlerden kaçan, babasının arabasını kaçırıp arkadaşlarına hava atarken, yol kenarındaki mendil satan çocuğa çarpıp onu öldüren ve kan parasıyla kurtulanların vekil olması; alanıma, vicdanıma, mantığıma, zekama, hayat pratiğine, Türkiye şartlarına aykırıdır.

Heves kırma derdi taşımıyorum. 18’lik arkadaşları aksine partilere çağırıyorum. Hangi görüşe sahip olursanız olun, koşun partilere. Koşun sen mi kurtaracaksın diyenlere inat, evet ben kurtaracağım diyin. Ama kendinizi kullandırmayın. Sizin fikirlerinizi, ideallerinizi hiç kimsenin suistimal etmesine izin vermeyin. Koşun partilere. Gelecek olan zaten sizsiniz. Zaten siz her türlü geleceksiniz. Bunun bahşedilmesine izin vermeden, siz hakkınızı almak zorundasınız. Önce apolitikleşmeyi kıralım sonrasını hep beraber inşa edelim.

 

İlker EKİCİ

ilker.ekici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.