3. Adamın Buyrukları

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Yamaç Kona

Nicholas Burns resmi temaslar için Ankara'ye geldi. Yani daha yeni Türkiye'nin nabzı normale dönerken geçen 5 yılda işbirliği yaptığı ortağı AKP'ye önümüzdeki 5 yıl içerisindeki planlarını sundu ve haddini fazlasıyla aşarak emir verme eğiliminde bulundu Türkiye'ye. İran'la son olarak yapılan “gaz ortaklığına” da değindi ve bölgedeki stratejik, ekonomik komşumuzdan vazgeçmemizi istedi, eğer geçmezsek bedelini ödeyeceğimizi söyledi. Buna karşılık olarak da 2004 yılından beri tekrarladığı “PKK güvencesi”ni verdi(!). 2004 yılından beri PKK konusunda “yanımızda” olduğunu belirtiyor ancak planlanmış ve göstermelik operasyonlar yapıyor sadece.

Bütün bu olanlara karşı halen Türkiye ABD'ye boyun eğiyorsa, halen ABD'ye kendi çıkarlarımız doğrultusunda bir şey söyleyemiyorsak; o kadar övündüğümüz ülkemizin “stratejik konumu” bizim işimize değil ABD'nin işine yaramaktadır. Bunun sağlayıcısı ise bilindiği üzere AKP'dir. ABD'nin vurguladığı başka bir şey ise ikili ilişkilerin ilerletilmesi oldu. Bu bize ABD'nin stratejik konumumuzdan daha fazla yararlanmak istediğini anlatıyor. En azından ben öyle anlıyorum. İran'a ve Suriye'ye son zamanlardaki tehditleri ve uyarıları “Yeni bir savaş mı doğuyor?” sorusunu akıllara getirmiyor değil. Ama Bush'un aldığı tepkiyi ve devam etmekte olan savaşlardaki başarısızlığı görünce bu düşünce yerini farklı şeylere bırakıyor. Acaba Amerika Türkiye'yi Orta Doğuda “yalnız” mı bırakmaya çalışıyor. Stratejik ve ekonomik ortaklıklarını bozmaya mı çalışıyor? Daha doğrusu bölgede kendine “muhtaç” mı bırakmaya çalışıyor? Durum bunu gösteriyor sanki.

ABD bize PKK güvencesi veriyor. Peki her 2-3 yılda bir bardağı taşan Genelkurmay bir sonraki tepkisine ne cevap alacak? ABD bunu “Kuzey Irak yönetimine sor” diyecek. Çünkü o zamana kadar ABD “resmi”(sadece resmi) olarak Kuzey Irak'tan elini, eteğini çekmiş olacak. O zaman ne oldu bu güvence?! Yıllarca sadece göstermelik operasyonlar(!) yapıldı, sonuç? Dostumuz ABD bizi teröristlere yönlendiriyor. Hani demokrasi, barış gelecekti? Hani “insanlık” kazanacaktı?..

PKK'nın konuşulacağı zaten biliniyordu peki başka neler konuşuldu? İran konusu dışında orası meçhul. Belki de bütün gözler bu buluşmada olduğu için ABD sinsi planlarını “ortağıyla” görüşmemiştir. Belki de lobi faaliyetlerini daha basit görüşmelerde ya da “gizli” görüşmelerde yapıyordur ABD.

ABD'nin istekleri o kadar açık ki AKP bunu çoğunluğu eğitimsiz halktan saklamak için bile büyük çaba harcıyor. Çünkü görmemek için kör olmak lazım. Bu ülkede halen gerçekleri bilen, tepki gösterebilen ve ATA'mızın değerlerini yaşatan insanlar olmasa ABD bu kadar zor durumda olmayacak, isteklerini rahatça söyleyecekti. Örneğin “İran'la işbirliği yapmanın zamanı değil!” demek yerine “Dur daha İran'a gireceğim; seni de kullanacağım!” diyebilirdi. ABD'yi zor duruma soktuğumuz için utanmalıyız!! Aslında bir bakıma da yapıyor. Bir taraftan “PKK teröristtir” diye plak çalıyor, bir yandan da sözü “PKK'lıları serbest bırakın”a getiriyor. Ama tabii ki dediğim gibi “bir bakıma”...

Tabii ki Ermeni Sorunu'na da değinmeden geçemedi Burns. Ermenistan ile ilişkilerin normale döndürülmesi ve Ermenistan sınırının açılması talebinde bulundu Burns. Ama Dünya süper gücü ABD bilmiyor mu ki Ermenistan o sınırı tanımıyor! Bunu nasıl bizden bekleyebilir. Ama cevabı hazır: “ABD, Türkiye ile Ermenistan arasına giremez”. E madem aramıza giremiyorsun, ne diye talepte bulunuyorsun?..

Merak ediyorum da ne zaman ABD bizi kendi sömürgesiymiş gibi görüp yönetmekten ve gerektiği zaman asker istemekten vazgeçecek? Cevabı kendim vereyim en iyisi: ne zaman biz AKP'den kurtulacağız işte o zaman ABD bundan vazgeçecek. Yani her şey bizim elimizde, hemde her şey...

Yamaç KONA

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.