AB Aldatmacası da Bitti…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

1980 den beri gelen hükümetlerin halkı kandırmak için kullandıkları “AB ne giriyoruz” aldatmacaları da nihayet bitiyor.

Bilindiği üzere Avrupa Birliğinin üç önemli ayağı ve lideri vardır. Bunlar Almanya, İngiltere ve Fransa dır.

Şimdiye kadar onlar Türkiye’yi açık Pazar veya ekonomik sömürge olarak kullanmak adına “sizi ilerde Avrupa’ya alacağız” havucunu kullandılar. Siyasilerimiz asla bu kadar büyük bir nüfusla AB üyesi olamayacağımızı biliyorlardı. Ancak bu coğrafyadaki halkı kandırmak, oylarını gasp etmek adına yarım asırdır bize hep yalan söylediler. Çünkü hepsi de AB+D nin çıkarlarını savunmak üzere başımıza onlar tarafından getirilmişlerdi. Arada kimin kendini ne için o mevkilere getirdiğinin farkında olmayan bazı garibanlar da ilk etapta gönderildiler.

Bahsettiğimiz bu üçayaktan Fransa’nın Türkiye dendiğinde tüylerinin diken diken olduğunu biliyoruz. Üstelik o ve kışkırttığı bazı AB ülkelerinin bizim AB ne girmemize engel olacakları da sır değildi.

İngiltere ise dünyada nifak ve üç kağıtçılığın lideridir. ABD ile birlik gibi göründüğü anlarda Türkiye’nin AB üyeliğini destekler görünürken ardelden köstekler. İngiltere yi tarih boyunca bilenler için bu hiç de şaşırtıcı değildir. Türkiye’yi yıkmak adına çıkarılan bütün isyanların arkasında İngiltere vardır. Dünyada güvenilmeyecek ülkelerin başında kesin onlar gelir.

Almanya bunlar içinde kötünün iyisidir. Hatta bizim bazı saf olanlarımız, Almanya’da yaşayan iki buçuk milyon Türk’e de dayanarak Almanyanın bizim AB ye girmemize onay vereceğini sanırlardı. O ihtimal de ortadan kalktı.

Başbakan Markel, “Türkiye’nin AB’ye katılım için gerekli kriterleri karşılamamasından dolayı tam üyeliğine karşıyız. Bu ülke, büyüklüğü ve ekonomik yapısından ötürü AB’ye fazla yük getirecektir”  diyerek asıl aklındakileri artık ortaya dökmüştür.

Şimdi şu soru akla gelecektir. Ne oldu da bunca yıldır bizi havuçla kandıran AB bu işten vazgeçti? Artık bizim pazarımıza ihtiyaçları kalmadı mı?

Acı ama gerçek olan şudur. Bizim Pazar diye bir şey kalmamıştır. Ülkemizdeki ekonomi ile ilgili her şeyi ele geçirmişlerdir. Madenlerimiz, bankalarımız, limanlarımız hatta manavdan alıp yediğimiz sebzelerimiz bile onların denetimine girmiştir. Etrafınıza bir bakınız. Benim diyeceğimiz neyiniz var? Oturduğunuz evinizin, kapı önünde kredisi devam eden arabanızın finasmanı bile onların denetimindedir.

Bir tek bizleri yönetenlerin bu ülke insanları olduğunu sanıyoruz. Onlara da bir bakın. Kimi İngiliz ajan okulundan yetişmiş, beyni onların çıkarları için yıkanmış, kimi çift pasaportlu, kimi de şark kurnazı. Adamlar soydukları Türk halkından çok tepki almamak adına Hükümet için sözde Türk insanını kullanıyorlar. Yani sizin anlayacağınız tarlanın taşı ile tarlanın kuşunu vuruyorlar. Halk iyice kızdığı zaman da onları önüne atıveriyorlar.

Böylesine iliklerimize kadar işgal edilmiş olunca da artık AB nin bize havuç uzatma nedeni de kalmıyor. Açıkça sizi AB de istemiyoruz diyorlar ki, zaten her şeyimizi satın aldıkları için bize başkaca ihtiyaçları da yok.

Bu durumdan kurtulmamızın imkânı da vardır. Biz bunu daha evvel başardık. Başımızdaki satılmış padişahı, damat Feritleri attık ve başardık. Taksim olayları bu gün de o potansiyelimizin olduğunu gösteriyor. Daha bunu AB anlıyamıyor olsa da.

İzmir 2013

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.