ABD'nin 2. Adamının Ziyareti

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Rumların, Kıbrıslı Türklere hiç bir hak tanımak gibi niyetlerinin olmadığı her ortamda ve yeni gelişmede ortaya çıkıyor.

 

Bizler, çocuklarımız ve onlardan sonra gelecek olan nesil bunlarla nasıl bir ortak devlet kurup mutlu ve mesut yaşayacağız çok merak ediyorum gerçekten. Her fırsatta bizi baskı altına almaya çalışan, her tür haktan mahrum etmek isteyen bir zihniyet, ortak devlet kurunca sihirli bir değnek dokunmuşçasına değişerek bizi mi kucaklayacak? Pek aklım yatmıyor bu işe.

Çocuklarını Küçük Asya Felaketi hikayeleriyle büyütüp, Türk askerinin adayı işgal ve istila ettiği yalanlarıyla hiç durmadan zehirleyen bir zihniyetin bunları bir çırpıda değiştirebileceğine ise hiç inanmıyorum.

 

Sanki de 15 Mayıs 1919′da kendilerine biz dedik ‘gelin Anadolu’ya çıkın, her yeri yakıp yıkın, sonra da kuyruğunuz iki bacağınızın arasında ordunuzun yüzde seksenini Anadolu topraklarına gömerek geri dönün ve arkasından da Küçük Asya Felaketi diye ağlayın’ diye…

Ne İstanbul’un fethini -aradan 561 yıl geçmesine rağmen- hazmedebilmiş değiller, ne de arkalarına bile bakamadan İzmir’den kaçışlarını. Şimdi buna bir de 1974 yılında Türk ordusu tarafından kendilerine ve anavatanları Yunanistan’a atılan hiç beklemedikleri şamarı eklediler.

 

Bu aralarda yoğun bir şekilde Mutlu Barış Harekatının gerçekleştiği günlerde, özellikle de 15 Temmuz-21 Temmuz 1974 tarihleri arasında Yunanistan ve Türkiye’de Bakanlar Kurulu ve meclisler seviyesinde yaşananları araştırıyorum.

 

Özellikle 19 Temmuz Cuma günü Yunanistan’da Cuntayı yöneten Albayların konuşmalarını ve davranışlarını okuyunca gülsem mi ağlasam mı bir türlü karar veremedim. ABD’nin daha harekat başlamadan, Yunanistan ile Türkiye’nin arasını bulmak için bölgeye gönderdiği arabulucu Sisco, Cunta üyesi Albaylardan biri ile konuşmaya hazırlanırken,  Atina radyosu “Bir günde Costantinople’dayız” anonsunu yapmaktaymış.

 

Sisco’nun bilahare anlattıklarına göre de,  Askerî polis şefi ve Cuntanın kuvvetli adamı Yoannides’e, Ecevit’ten getirdiği barış koşullarını elden verince,  Yuannides sinirlenmiş ve “Merak edecek bir şey yok. Türkler birkaç yılda bir böyle denize açılırlar ve Akdeniz havası alıp geri dönerler. Bir de Atina’yı isteselerdi bari, o kadar kendilerine güveniyorlarsa çıkartma yapsınlar” diyerek Sisco’yu nazikane bir şekilde huzurdan postalamış. Bu denli megaloman Yunanlılar ve Rumlar…

Dün, Rum lider Anatasiadis’in ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in adaya gelecek olmasıyla ilgili açıklamasına göz atınca aklıma Yuannidis’in 1974 Barış Harekatı’ndan bir gün önceki tavrı ve sözleri geldi.

 

Rum basınına göre Lefkoşa yani Anastasiadis, Washington’u Biden’in ziyareti ile ilgili uyarmış.

Rumlara göre Biden, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu görmesinmiş. İllaki görecekse de Eroğlu’nun makamında değil “gubbezçi”de (köftecide) görüşsünmüş.  Anastasiadis’e göre Hükümeti, sahte devlet diye tanımladıkları KKTC’nin herhangi bir şekilde yükseltilmesine müsaade etmeyecekmiş. Ve de eğer ABD buna tevessül ederseymiş, Kıbrıs Rum tarafının davranışı da buna göre olacakmış ve ABD’ye haddini bildirecekmiş.

 

İçimden bu açıklamayı alıp, doğru Kantara’ya gidip benim çocukluk arkadaşlarım olan keçilere okuyup, nasıl katıla katıla güleceklerini görmek geldi.

 

ABD’ye haddini bildirecekmiş!!!.

Nasıl bir megalomanilik ise bu…

Bize de, bu aklı üç beş karış havada insanlarla ortak devlet kurun diyorlar. Ya Rumları daha tanımamışlar, ya da uçsuz bucaksız bir hayal dünyası içinde yüzüyorlar…

 

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.