Adalet Yerini Buldu…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

17 Aralık da kopan fırtınanın önüne katıp demir parmaklıkların arkasına sürüklediği son beş kişi de serbest bırakıldı. Hem de biz milletin….. böyle yaparız der misali 28 Şubat'ta... Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş oldu. Öncelikle adalet yerini buldu. Beyefendilerin mahdumları ve de Türkiye aşkı ile yanıp tutuşan, bu ülkeye yararlı olmak için her türlü fedakarlığı esirgemeyen Sarraf efendi nihayet serbest bırakıldı. Basında çarşaf çarşaf dolaşan belgelere baktığımızda tutuklanacakların başının Bilal Efendi olduğu görülüyordu. Ancak babasının arabasına sığınan Bilal efendiyi tutuklamak ülkenin bağımsız yargısı için tabii ki mümkün değildi.

Bizde bağımsız yargı var ya, hani o “Vatan Sağolsun” diyenleri ömür boyu hapseden yargı, işte o yargının babam sağolsun diyenleri yargılaması tabii ki mümkün olmayacaktı. Bu itibarla Bilal efendi dışarıda iken onlarda tez olarak çıkacaklardı. Bu konuda CHP Gaziantep millet vekili “Tahliyelerin olacağı belliydi. Yabancı tutuklular, Dışişleri Bakanlığı’nın isteği doğrultusunda serbest kalabilecek ya da önerilen ülkeye gönderilebilecekti. Sarraf, ‘beni çıkartmazsanız konuşurum, konuşursam hepinizi yakarım’ dedi. HSYK yasası hemen faaliyete geçti ve bunlar serbest kaldı” diyor ama öyle olmasaydı da serbest kalacaktılar. Bilal dışarıda iken onların içerde olması adaletsizlikti ve şimdi adalet yerini buldu.

Aslında paralel rezaletin savcıları bu konuda adil davranmışlardı. “Vatan sağolsun” diyenleri nasıl düzmece delillerle telefon dinlemeleri ile içeri esir hanelere tıkmışlarsa, “babam sağolsun” diyenleri de başbakanın deyimi ile kumpas kurarak içeri atmak istediler. Gerçi ortada dolaşan fiziki deliller, yani paralar telefon konuşmalarını destekliyorsa da önemli değil. Başbakan kumpas dedi ya önemli olan odur.  Bu ülkede tek bir doğru vardır. O da başbakanın dediğidir. Hoş o da ikide bir kendi ile çelişiyor ama o kadar olacak artık.

Sayın Baykal’a kurulan komplo için miting meydanlarında keyiften dört köşe demeçler veren başbakan, sıra kendilerine geldiğinde fırıl fırıl dönüverdi.

Yıllardır yazıyoruz. Evde canavar beslemek tehlikelidir, büyüdüğünde seni de yutmak ister diyoruz. Gün o gündür. Başbakanın beslediği canavar artık büyümüş ve onu yutmaya karar vermiştir. Bütün bu kavganın sebebi budur. Başbakan sa yine mağdur edebiyatına sarılmış, diktatörlük yasalarına sarılmaya başlamıştır. Bu kavganın sonunda hangi taraf kazanırsa kazansın kaybeden millet olacaktır. Fillerin tepiştiği yerde asıl zararı çimenler görür.

Sorulacak soru şudur. Bu millet çimen olmaya devam edecekmi dir? Başka bir deyişle seçimlerde yine bunları destekleyecekmi dir? Bunu da Mart sonunda göreceğiz.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.