Amerika'nın Çocukları

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bugün televizyonu açtığımda  ilk karşıma çıkan haber adeta 12 Eylül Darbesinin yıldönümüne nispet yaparcasına bir ailenin ABD'de çocuğunu doğurmasını övüyor ve doğacak çocuğun ne kadar şanslı olduğunu anlatıyordu. Çocuğunu doğurmak için Amerika’ya giden aile yaklaşık 30 bin dolar harcıyor ve çocuğunun hayatını garanti altına alıyordu.

Artık hayatlar vatan millet üzerine değil dolarlar üzerine kuruluyordu daha ana rahmindeyken bu ülkede..!
 

Habertürk haberi idi. Hani şu BDP’ye gelince ‘PKK’dan habersiz işemeye gidemezler’ diyen ama söz konusu AKP olunca ‘ABD’den habersiz tuvalete gidemezler’ deme cesaretini gösteremeyecek Fatih Altaylı’nın televizyonunda…

ABD’de doğmanın övüldüğü, doğurmanın teşvik edildiği bu ülkede her gün verdiğimiz şehitlerin, gazilerin değeri, Türk Bayrağı’nın birileri rahatsız olmasın diye ya da yönetmeliklerle indirilmesi gibi haberlere verilen önem de otomatikman azalıyordu.

Ülkeyi yönetenlerin de her iki lafından birisi ‘halkın iradesi her şeyin üstündedir’, ‘halk ne derse o olur’, ‘halkın iradesi karşısında durulmaz’ , ‘hakimiyet milletindir’ , ‘biz halkın içinden geldik’ gibi sözler olurken yüz binin üzerinde makam aracının kullanıldığı ülke de yaralı askerlerimiz otobüslerle memleketlerine uğurlanıyordu..!

Halk, millet hakimiyetinin egemen olduğu bir ülkede idarecilerin, vatandaştan daha iyi koşullarda yaşaması, üstünlüğe ve eşitsizliğe neden olan ayrıcalıklara sahip olması da batı ülkelerinde değil Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde oluyor nedense değil mi?

Halk, artık siyasetçilerin idarecilerin kendileri için sağladığı koşulları kendisi için istemedikçe, Hz Ömer Kudüs’e giderken devesini hizmetçisiyle değişimle kullanırken Başbakanların bakanların milyon dolarlık makam araçlarıyla, uçaklarla bir gösteriş yarışını ihtiyaç gibi göstermesine kandıkça bu ülkede ne dindar nesillerin yetiştirilmesinin ne de demokrasi nutukları atılmasının bir anlamı vardır..!

Halkın sadece 4-5 yılda bir sandığa gidip oy kullanmasının demokrasinin varlığının ispatı olduğu yanılgısının yerleştirildiği, Fuller’in ‘bizim çocuklar’ dediği nesillerin artık sadece darbelerle değil, çocuk doğurmak için Amerika’ya giden annelerimiz aracılığıyla yetiştirildiği, Mehmetçiği darbeye çağıran cemaat liderlerinin oralara yerleşip icazet aldığı, şehit olan birkaç Mehmetçik için Meclis’in toplanmayı gerek duymadığı bir ülkede, Yunus Emre ‘ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara’ sözünü daha çok bugünler için söylemişti herhalde…!

 

Oğuz Kemal Özkan

oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.