Anayasayı Değiştirmece….

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bazı konularda AKP ve değerli yöneticileri sıkıştığı zaman olacaklar belli. Gelsin yeni dalga Ergenekon. Giderek sıradanlaşan, gündemi değiştirme gücü azalan Ergenekon davasında gözaltılar, tutuklamalar ordu komutanlarına kadar dayandı. Daha ilerisi yok. Artık gündem değiştirmek adına başka şeyler bulmak lazım. Anayasa değiştirmek de işte bu şeylerden biri. Görünen o ki uzun bir süre bu anayasa değiştirme oyunları ile oyalanacağız, belki de seçimlere bu konularla gideceğiz.

Anayasa değişmeli mi? Değiştirilebilir mi? Bu iki sorudan ilkinin cevabı oldukça basit. Askeri diktanın yaptırdığı bir anayasa ile idare edilmek çok da güzel bir şey değil. Sırf bu yüzden bile değişmesinde fayda vardır. Değiştirilebilir mi? İşte bu çok zor bir soru. Öncelikle dünyada kendimizle eşit seviyede gördüğümüz ülkelere bir baktığımızda, hiçbirinin öyle “hadi anayasayı değiştiriverelim” diyerek anayasalarını değiştirdiklerini görmüyoruz. Anayasa, adından da anlaşılacağı üzere bir toplumsal mutabakattır. Her konuda toplumsal uzlaşıya ulaşmak da zordur, hatta imkânsızdır. Bir kesimi memnun edecek bir anayasa değişikliği yapmak daha fazla sorun üretmek anlamına gelir. İncelenmesi gereken bir önemli konu da acaba “millet meclisi” bir anayasa değişikliği yapabilir mi? Teknik olarak bunda bir sorun yok. Yalnız ufak bazı sorunlar var. Örneğin, milletvekilleri seçilip ilk meclise geldiklerinde bir yemin ederler. Bu yemini hatırlıyor musunuz? Hani bazı milletvekillerinin kâğıttan bakarak bile okumayı beceremedikleri yemin. Bir hatırlayalım isterseniz:

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Edilen yeminde anayasaya sadakatten bahsediliyor. Yani mevcut anayasaya sadık kalacağınıza dair yemin ediyorsunuz. Eğer o yemin bir şeyler ifade ediyorsa anayasayı değiştiremezsiniz. Aksi halde yemininizi çiğnemiş olursunuz ki ahlaki ve hukuki sonuçlarına hazır olmalısınız. Görüldüğü üzere milletvekillerinin mevcut anayasayı değiştirmesi zor. Hele bir de anayasayı değiştirme arzusundaki milletvekillerinin öyle özel durumları var ki, bu şahsiyetler anayasa gibi ülkenin en büyük mutabakat zaptını değiştirmeyi düşünmemeliler bile. Neden mi? Boyunlarına asılı dokunulmazlıklarının kaldırılması isteği suç dosyaları. Bunları da şöyle bir hatırlayalım:

Dokunulmazlıkların kaldırılması için TBMM’ye gönderilen fezleke sayısı 608’e ulaştı. Hakkında dosya olan AKP’lilerin yüzde 25’i görevi kötü kullanmak, CHP’lilerin yüzde 31’i hakaret, BDP’lilerin yüzde 54’ü PKK’yi övmekle suçlanıyor. Bu dosyaların 393’ünde BDP, 138’inde AKP, 55’inde CHP ve 22’sinde yargılanabilmeleri için MHP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması isteniyor. Suç isnatlara göre dağılıma bakıldığında, terör örgütü PKK’nın propagandasını yapmak, üye olmak, suçu ve suçluyu övmek suçu 252 dosyayla birinci sırada yer alırken bunu 74 dosyayla seçim yasalarına muhalefet; 57 dosyayla hakaret; 51 dosyayla Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet; 47 dosyayla görevi kötüye kullanmak, keyfi davranma, ihmal; 35 dosyayla Siyasi Partiler Yasası’na muhalefet suçları izliyor. Suç isnatlarının haklarında fezleke bulunan milletvekillerine göre dağılımında ise AKP’li milletvekillerinin yüzde 25’i görevi kötüye kullanmak, keyfi davranmak ve ihmal; yüzde 20’si hakaret; yüzde 12’si Seçim Yasası’na muhalefet; CHP’li milletvekillerinin yüzde 31’i hakaret; yüzde 22’si karşılıksız çek keşide etmek; yüzde 11’i tedbirsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek, MHP’li milletvekillerinin yüzde 18’si seçim yasasına muhalefet; yüzde 18’i hakaret, yüzde 18’i zimmet ve kalpazanlık, BDP’lilerin yüzde 64’ü terör, PKK’nin propagandasını yapmak, suçu ve suçluyu övmek; yüzde 13’ü Seçim Yasası’na muhalefet; yüzde 11’i Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırı davranmakla suçlanıyor.

Nasıl suç isnatları? Biliyoruz ki başta AKP dokunulmazlıkların kaldırılıp milletvekillerinin aklanma ihtimalini engelliyor. Basit bir mantıkla AKP suçlu olduğunu dokunulmazlık kalkarsa, bırakın aklanmayı, önlerindeki uzun yılları hapiste geçireceklerini düşünüyorlar. Yani suçlarını kabul ediyorlar. Hem de kalpazanlık, ihaleye fesat karıştırma gibi ithamları içlerine sindirebiliyorlar. Hâl böyle ise teknik olarak mümkün olsa da, ahlaki olarak böyle hiç de temiz görünmeyen bir meclisin anayasa değişikliği yapması doğru olur mu? Veya yapsalar halkın ne kadarını memnun edebilirler ki? Özellikle Meclis’teki kesin çoğunluğa sahip olan AKP, kendini doğuran 12 Eylül Darbesi’nin ve sürecinin yargılanmasını engelleyen maddeleri kaldırabilecek midir? İşte bu yürek meselesidir. Çünkü gerek o darbenin gerek devam eden sürecinin mimarı ABD’dir. ABD’nin hoşuna gitmeyecek böyle bir yargılamaya giderlerse, bir ay içinde AKP tarihten silinir. 12 Eylül’ün yargılanmasının önünü açmayan bir anayasa değişikliğinin yapılmasının hiçbir anlamı da yoktur. O zaman gönül rahatlığı ile diyebiliriz ki, bu anayasa değişikliği tartışmaları gündem değiştirme oyunlarından biridir.

Eğer Anayasa değişikliği isteyen parlamenterler gerçekten samimi iseler, bir “anayasa yapım meclisi”nin kurulmasına önayak olsunlar. O meclis hiçbir baskı altında kalmadan yeni anayasayı hazırlasın ve güvenoyuna sunsun.

 

Cem.Tamturk@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Böylesine sabıkalı bir

Böylesine sabıkalı bir partinin vekilleri anayasayı değiştiremezler!

Anayasa Yapım Meclisi değil, yüce divan oluşsun sonra ilerici ve ülkesi sevenler bir araya gelir, anayasayı da yaparlar...

Merhaba

Bir gün kesin hesap verecekler. Saygılar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.