ATATÜRK'ÜN ALEYHİNDE OLUP, GENÇLİK BAYRAMI KUTLUYORLAR

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bu bayramın adından da anlaşılacağı gibi Atatürk’ün gençlerimize emanet ettiği bu ülkeyi, yıllardır gençliğe yani insanlığa hiç bir gelecek sunmayan politikalarla milyonlarca insanı ümitsizliğe düşürüp, sonra kendi hedefleri için bu insanları ümit vaat ederek satın almaya çalışarak insanlık ayıbı yaşatan bir zihniyetle 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramını idrak ediyoruz.

 

ATATÜRK’ÜN ALEYHİNDE OLUP,  GENÇLİK BAYRAMI KUTLUYORUZ.
Bu bayramın adından da anlaşılacağı gibi Atatürk’ün gençlerimize emanet ettiği bu ülkeyi, yıllardır gençliğe yani insanlığa hiç bir gelecek sunmayan politikalarla milyonlarca insanı ümitsizliğe düşürüp, sonra kendi hedefleri için bu insanları ümit vaat ederek satın almaya çalışarak insanlık ayıbı yaşatan bir zihniyetle 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramını idrak ediyoruz.

Yıllardır eğitimin bir çözüm olmadığını, kısa yollardan para kazanmanın çok daha önemli olduğu vurgulanarak, her dönem gençliğin önünü kapatıp, sonra da bunlardan ülke değerlerine sahip çıkmaları, ülkeyi çağdaş medeniyet seviyesine ulaştırılmaları beklendi.

Sonuç; bugün çağdaş zihniyeti darbeci ve hükümet aleyhtarı şeklinde görenler tarafından yönetiliyoruz.
Nerdeyse, “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünün suç sayıldığı bir ortamda, Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bu bayramı hangi ilkelere dayanarak kutlanması gerektiğini artık gençler de kafası karışmış bir şekilde anlayamaz olmuşlardır. Kaç yıldır yöneticilerin, gösterilerde kızların kıyafetlerini müstehcen bulmaları sebebiyle merkezden uzak bölgelerde 19 Mayıs kutlamalarının yapılmasına izin vermeyişleri gerçekten çağdaş medeniyet seviyesine geldiğimizin en çarpıcı örneğidir. Son 6 yıldır ilköğretim müfredatına gayri resmi olarak Cuma namazlarının ve peygamberin doğum günü kutlamaları da eklenmesi çocukların gelişimindeki en önemli açık kapanmış oldu. Bazı okullarda, bazı öğretmenler tarafından Atatürk aleyhinde yapılan eğitim anlayışları yüzünden bu çocuklar, 23 nisan ve 19 mayıs bayramlarını hangi anlayışla kutladıkları benim için merak konusudur.

Artık bir şeylerin farkına varmış insanların ve gençlerimizin bu duruma bir son demesi için, daha bilinçli ve daha doğru seçimlerle ülke geleceğine sahip çıkması lazımdır.

Her şeyden önce üniversitelerden siyasetin çıkarılması ve dış güçler tarafından ülke aleyhinde casusluk yapılması çok müsait olan bütün misyonerlik okulların kapatılması gerekmektedir. Amaç sadece eğitim ve bilim olmalıdır.

Partizan bir anlayışla insanlara iş imkanlarının oluşturulması artık son bulmalıdır. Adama göre iş değil, işe göre adam yetiştirilmesi lazımdır.

Ülke kaynaklarının yabancıların elinden geri alınıp, çok iyi eğitilen ama işsiz dolaşan gençlerimize devlet teşviği ile imkanlar sunup kendi kaynaklarımızı kendi şirketlerimiz tarafından idare edilmelidir.

Laik, sosyal hukuk devleti olduğumuzu iddia ediyorsak, bu sadece lafta değil, işleyişte de böyle olmalıdır. Siyasi çıkarlar yüzünden bu sisteme sekte vurulmamalıdır. Sosyal güvencenin sağlandığı, yargının bağımsızlığı ve eğitimin siyasallaştırılmadığı bir yönetim şeklinin hakim olması gereklidir. Devletin dili, kimliği ve yönetim biçimi (rejimi) tartışmaya açılıp, ülke içinde bölünmelere sebebiyet verecek politikalardan uzak durulması gerekmektedir.

Bütün bunlarla birlikte, bu ülkede daha düzeltilmesi gereken çok şey var. Özellikle de dış politikaların oluşturulmasında her türlü ülke menfaatleri, kişisel menfaatlerin üstünde tutulup,ülke menfaatlerine ters düşecek bir takım yaptırımlara boyun eğilmemesi, meclis kürsüsüne çıkıp yemin eden kişilerin unutmaması gereken en önemli kuraldır. Aksi davranışlar, anayasamızda da belirtildiği vatana ihanet suçunu da beraberinde getirir.

 
Geleceği aydınlık bir ülke için, gençlerimize gelecek hazırlayan, onların önünü açan Atatürk devrimlerinin devamcısı ve bu devrimleri daha da geliştirip güncelleyecek bir zihniyetle bir yönetim şekline ihtiyacımız vardır. Ancak o zaman ülke olarak refaha ulaşabiliriz.
Bunun için de bu yeni dünya düzeni altında siyonist düzenin ortadan kalkması lazımdır.

Atatürk, gençliği ülke geleceğini ve Cumhuriyetini korumak ve kollamakla görevlendirmiştir. Onlara bağımsız olma ruhunu aşılamıştır ve izleyecekleri yolu belirlemiştir. Bu yüzden de yeni dünya düzenine ihtiyaçları yoktur. Türk milletinin görmesi gereken gerçek budur.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.

Yorumlar

olmayan bayram kutlu olsun

gençlik bayramı ilk defa 1939 da kutlanıyor git önce bunu araştır .atatürk öldük den sonra mı armağan etti bu bayramı .rüyanızda mı gördünüz ak sakallı bir dede mi söyledi size.neyse resmi ideolojinin faşizmin bir dayatması olarak kabul ettik .sakıncasıda yok ya güzel bir tatil oluyor demi.ne mutlu türküm diyeceksiniz sonra çağdaşlıkdan bahsedeceksiniz bakın bu da eşittir faşizm .üniversitelerden siyaseti çıkarırsak siyaseti ergenekon terör örgütü ve cuntacılar yapar .bunu istiyorsanız afrikada size göre bir yer vardır kesin .yeriniz burası değil.

dadaşlider'e ve tüm provokatörlere yanıttır.

1) Ergenekon Terör Örgütü diye kullanılan ifade mahkemece yasaklanmıştır.

2) "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü ulus-devlet kurmak açısından ve bunu ırkçı temele dayandırmadan söylenebilecek en güzel sözdür. Nitekim Atatürk'ün; Org. Başbuğ'un iletişim toplantısında dile getirdiği ve "Türklük, siyasi ve toplumsal bir kavramdır." sözleri buna delildir. Ulus, halk, toplum kavramlarını bilmeden konuşmayınız.

3) 19 Mayıs meselesine gelince; 1939'dan önceki süreçleri de bilmek lazım. Nuriye Akman'ın (sizin cenahtan) İsmet Bozdağ ile röportajını oku ve ayrıca Nevin Yurdsever Ateş'in "19 Mayıs nasıl bayram oldu" adlı yazısını oku ve sonra gel, konuş. 19 Mayıs'ın temelleri BJK'nin atılımı ve FB ve GS'nin katılmasıyla 1935'te atıldı ve değişik evrilmelerle bugüne gelmiştir. Bahsettiğim yazının son paragrafını vereyim:
"20 Haziran 1938 tarihinde 346621 sayılı Kanun ile 19 Mayıs günü "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul edilmiştir. Ancak görüldüğü gibi bu tarihe gelinceye kadar da 19 Mayıs günü zaten kutlanmaktaydı. 1980 sonrasında çıkan 17.03.1981 tarih ve 2429 sayılı Kanun ile ulusal bayramlar yeniden tanımlandı. Bu kanun hükümlerine göre 19 Mayıs, "Atatürk'ü Anma ve Spor Bayramı" olarak adlandırıldı."

Eksik bilgi ile fikir sahibi olunmaz.

19 Mayıs

Belki bugün 19 Mayıs'ı kutlayanlar içlerinden keşke bu 19 Rakamı olmasaydı diyecek kadar,dar zihniyetli,basma kalıp fikirlere sahip ve dogmalara inanan insanlardır.Ne yazık ki bugün Cumhuriyet'imizin bulunduğu konum budur.Belki bugünleri göreceğimiz için Atatürk 19 Mayıs bayramını gençlere adamıştır.

Taha Malikoglu

ecevit ne diyor 19 mayıs

ecevit ne diyor 19 mayıs atanın gençliğe değil,gençliğin ataya bir armağanıdır.19 mayıs ,23 nisan toplum mühendisliğine soyunan tek partinin dayatmasıdır.bunu anlamanızı beklemiyorum çünkü bunu anlamak için önce karanlık zihniyetden kurtulmanız ,sonrada rasyoneliteyi yakalamanız gerekiyor.ilker başbuğun açıkladığı kavramlar beni bağlamaz.çünkü demokratik toplumlarda genel kurmay başkanı gündeme ilişkin konularda ,siyasetle ilgili konularda açıklama yapamaz yaparsada ben buna kıymet vermem.

Güldürme Beni

İlker Başbuğ orduya "peygamber ocağı" dediğinde avuçların patlarcasına alkışlıyordun. Klasik takkiye zihniyeti sende de var. (Nokta)

DEMOKRASİYE ZARAR VERECEK KONUŞMAYI ALKIŞLAYACAK ELİMİ KIRARIM

ORGENERAL BAŞBUĞU İYİ DİNLEMEMİŞSİNİZ .BAŞBUĞ HALKIMIZ ORDUYU PEYGAMBER OCAĞI BİLİR İFADESİNİ KULLANDI YANİ PEYGAMBER OCAĞI DEMİYOR .KELİME OYUNU YAPIYOR BİZE.NEYSE BEN PRATİĞE BAKARIM VE ORDUNUN PEYGAMBER OCAĞI OLMASINI İSTERİM MEVCUT DURUMDAN DAHA İYİ OLACAĞINA DA İNANIRIM.PEYGAMBER OCAĞI OLURSA HALKIN ,FAKİR FUKARANIN PARASI ORDU EVLERİNDE VİSKİLERE HARCANMAZ,GENERAL EŞLERİNİN MAKYAJLARAINA HARCANMAZ.SOSYALİST GEÇİNİRSİNİZ HALKI SÖMÜREN BU EGEMEN SINIFDAN HİÇ BAHSETMEZSİNİZ.

Hedef Saptırma

Bak ne demişsin:ilker başbuğun açıkladığı kavramlar beni bağlamaz.çünkü demokratik toplumlarda genel kurmay başkanı gündeme ilişkin konularda ,siyasetle ilgili konularda açıklama yapamaz yaparsada ben buna kıymet vermem.

Sen bu açıklamadan sonra kendi kendini yalanladın. Diyorsun ki İlker Başbuğ benim düşüncelerimi paylaşırsa olur (çünkü ben demokratım) ama karşıt görüşün fikirlerini paylaşırsa, ordu siyasete karışamaz der işin içinden çıkarım. Buna takkiye denir. Sen bunu yaptın,işin bitti. Oyun dışı kaldın gözümde.

Ayrıca sen benim yazılarımı okumamışsın. Darbeler ülkeye nereye götürür diye yazı dizim var. 12 Eylül ile ilgili yazı dizim var. Benim darbe çağrışımı yaptığım bir söz ara bakalım bulabilecekmisin.

Ordu'da ki subay eşlerinin makyaj parası ve viski parası ile mi ülke batıyor. Makyaj ile sömürü arasında nasıl bir bağlantı kurdun merak ediyorum. İnan bu satırları yazarken gülüyorum.Herhalde dalga geçiyorsun. Milyar dolarlar hortumlanıyor bu ülkede hükümetten tarafından ses çıkarıyormusun? Kendimi ezilen sınıflar hariç hiçbirinin sözcüsü olarak görmedim. Sen AKP'yi savunacaksın, geleceksin bana ahlak dersi vereceksin. Hadi canım sende.

Dadaşlider cevabım...

Size sayın dadaşlider diye hitap etmeyi arzu ederdim. Ancak, bunu yapamamanın insan olarak sıkıntısını yaşıyorum. Niye? Ben karşıt görüşlere saygı duyan bir insanım ama sizin karşıt görüşünüzü ortaya koyarken kullandığınız uslup biçimi benim sahip olduğum medeniyetime hitap etmiyor olduğu için, dolayısıyla sizinle herhangi bir platformda tartışabilme imkanı maalesef pek mümkün görünmüyor.Bir kere sizlerin öğrenmesi gereken öncelikle adab-ı muaşeret kurallarıdır. Muhtemelen sizlerin geldiği yerde bu konuya pek ehemmiyet verilmiyorki, bir türlü öğrenemiyorsunz.

Medeni ortamlarda karşıt göüşleri ortaya koyarken hiç bir zaman nezaket kuralları terkedilmez. Sonra samimi olmadığınız insanlarla senli beni konuşulmaz. Ben kaç aydır burada yaptığınız söylemleri takip ediyorum. Ne nezaket kurallarından haberiniz var ne de söylediklerinzde bir tutarlılık var. Benim sizde gördüğüm tek bir şey var o da, sadece muhalefet etmek için, muhalefet ediyorsunuz. Bu sebeple de kafadan davayı kaybediyorsunuz.

Yazıma yaptığınız yoruma gelince, Emrah arkadaşım zaten gerekn cevabı vermiş, benim ayrıca bir cevap vermeme gerek kalmamış. Ayrıca da Emrah arkadaşım teveccüh göstermiş, o kadar açıklama yapmış. Bana kalsa, bu usluba karşılık ben tenezül gösterip o cevabı bile vermezdim. Benim size önerim madem ki bu paltformda burada savunulan görüşlere karşıtı oluşturuyorsunuz ki, bana göre hiç mahsuru yoktur, bilakis konuları enine boyuna tartışabilme imkanını oluşturur, ama bunu yaparken daha medenice size yakışan usluplarla bunu tartışmaya açarsanız sanıyorum, bu herkes için daha faydalı olur.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Sizler tabi ki Atatürk'ü sevemezsiniz ve onun görüşlerini kabul edemezsiniz. Çünkü sizler el etek öpmeye alışmış insanlarsınız. Dolayısıyla kişilik sahibi bir insan olarak özgür iradenizle kendi hayatınızı aklınızla yönlendrmeyi beceremediiniz için, bu sistem size uymaz. Bu sisteme ayak uyduramadığınız için de bunu dışlamak zorundasınız. Sizin de işiniz de hiç kolay değil. Allah yolunuzu açık etsin.

emrah a sığınış

Yorumumda senli benli bir ifade yok.İkincisi ben muhalefet değil iktidarım.Sizin verecek cevabınız olamaz ;çünkü beyaza siyah diyecek kadar cahil değilsiniz heralde.Atatürkü sevmediğimi nerden çıkardınız benim yaptığım tek şey Atatürkü ilahlaştırmamak gerçekleri ataya rağmen söylemek.Bu kadar uzun yazıda dişe dokunur bir şey beklerdim ama galiba çok şey bekliyorum.el etek öpenlerden hiç bir zaman olmadık dik durmayı da biz öğrettik Türkiye ye.Bu dergide hangi üslupda yazılar yazıldığını eminim biliyorsunuzdur isim isim yazabilirim eminim onları okumuşsunuzdur ama eleştirme dürüstlüğünü göstermemişsinizdir buda sizin çelişkiniz olsun.

Geldikleri gibi giderler.

Aynı görüşleri ve bilgilere sahip olan insanların, papağan gibi birbirlerini tekrar etmeye gerek yoktur.

Neyi savunuyorsunuz, orada bile tam olarak bir netlik yok. Bir insanın kıblesinin nereye baktığı belli olmalıdır. Sizler ise aynı rüzgar gülü gibisiniz. Nereden eserse oraya dönüyorsunuz.

Yıllardır bu devleti ortadan kaldırmak için sürekli düşmanla işbirliği yapılıyor. Bunlara destek veren insanlar, yediği kaba pisleyen zavallı yaratıklardır. Bunu hayvanlar bile yapmıyor. Hem bu devletin sağladığı bütün imkanlardan faydalanacaksın, hem de devleti yok etmek için düşmanla işbirliği yapacaksın. Bizim köyde bu tip insanlara vatan haini deniliyor.

Anlamanız gereken bir husus var. Bu memleket sahipsiz değildir. Burası Tom amcanın çiftliği değil. Birileri bundan nemalanıyor olabilir. Ama birileri para kazanacak ya da güç sahibi olacaak diye de bizler de buna göz yumacak değiliz. Bu yüzden de herkes geldiği gibi gidecek.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.