Aziz Nesin Niçin Haklıydı?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Fransızların ünlü yazarı Paul Valery’nin bir sözü bugünlerde [nedense] beynimin her köşe başında karşıma çıkıyor:

- Bilmezler ne dediklerini… Çünkü, bilmezler ne olduklarını!..

Nasıl?.. Bu özlü sözün etrafa saçtığı keyif gönlünüze kadar ulaştı mı, bilmiyorum... Doğal olarak bunu bilebilme olanağım da yok zaten.

- Bilmezler ne dediklerini… Çünkü bilmezler ne olduklarını…

Kimler?

Ne dediklerini bilmeyen kişiler…

Yani, ne olduklarını bilmedikleri için, ne dediklerini bilemeyen bir garip âdemler…

İşte Aziz Nesin usta, bu “âdem”ler için etmişti o ünlü sözünü.

Ne demişti?

- Bizim halkın yüzde 60’ından fazlası “âdem”dir, demişti…

Bir garip âdem!..

İşte bu bir garip âdemler yüzünden bu haldedir bu memleket.

Bu yüzden şairimizin dizeleri kıt, romancımızın sayfaları küt’tür, çoğunlukla…

Televizyon kanallarımızdan evlerimizin içine yayılan o buğulu kültür atıkları, o karanlık düşünce kırıntıları ve zevksizliğin dip tuttuğu, estetik duygusunun zıngırdadığı programlar, kişiler ve görüntüler, işte hep bu yüzden düzeysizliğin o derin kuyusunda takla atıp duruyorlar…

Onun için en güzel yıllarını zindanlarda geçirmiştir Nâzım Baba…

Ve o yüzden 1961 Anayasası’nın halka bol geldiğini söyleyebilmiştir bir eski Başbakan müsveddesi…

“Çünkü bilmezler ne dediklerini… Ve çünkü bilmezler ne olduklarını…”

O Başbakan, içtenlikle düşüncesini söylemişti hiç değilse…

Ya bu günküler?..

Bugünküler, içlerindekini dışa vurmayacak kadar ustalaşmışlardır mesleklerinde…

“12 Eylül ile hesaplaşacağız,” deyip; 12 Eylül rejimini derinleştirerek, sivilleştirmektir niyetleri…

Asıl amaçları; bir âdemler cemaati yaratıp, ümmet-i âdem bir “ülke” oluşturarak, tek yetki/ tek karar/tek kişi egemenliği altında dizginleri elde tutmaktır…

Sonra, gelsin Ortadoğu taşeronluğu; gitsin “van münit” popülistliği…

Ko yesun!..

Ve kalanı ulufe olarak bizlerin önüne atılsın…

Ağzı biraz bozuk bir arkadaşımız vardı bir zamanlar; böyle durumlarda sandalyesinin arkasına yaslanır, ciğerlerini bol oksijenle doldurur ve dudaklarının arasından kavga eder gibi, mırıldanırdı:

- Haydi oradan, herbokolog!..

Evet… O da belki ne dediğini bilmeyenlerden birisi idi…

Ama ne olduğunu bilirdi. Gayetle iyi bilirdi.

Çünkü o ancak, insanlık ideallerinin sarsılmaya yüz tuttuğu ortamlarda söze karışır ve
- Herbokalogluk yapmayın beyler… Ağzınızdan çıkanı vicdanınız duysun, insanlığın lüzumu yok, diye gürlerdi!..

Hey gidi Aziz Nesin usta… Be hey koca Nâzım Hikmet…

Ve yüce Paul Valery.

Ne demiştiniz sayın üstad?..

- Bilmezler ne dediklerini… Çünkü, bilmezler ne oldukların!..

Beyninle, yüreğinle ve “kendi”nle bin yaşa, e mi!..

 

Faruk.Haksal@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

TÜRK MİLLETİ ZEKİDİR

"TÜRK MİLLETİ ZEKİDİR, ÇALIŞKANDIR" MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Türk Milletinin yüzde atmışına aptal demek, milletinden kopmuş, Batı ideolojilerine ve fikriyatına teslim olmuş, haddini bilmez "aydın" bozuntularının işidir. İşte bu nedenle Türk Dünyasında A.Nesin gibileri sadece "sen nesin" diyerek anılır ve bu topraklarda bu halkın nezdinde her hangi bir izleri kalmamıştır.

Büyük Türk Milliyetçisi Atatürk'ün Türk Milletinin zekasına ilişkin vurgusunu anlayamayanların, dikkatlerini Türkçe üzerine yoğunlaştırmalarını tavsiye ederim. "Türk'ü Bilmek, Türk'ü Sevmek" adlı kitabımın bir bölümünde bu konuya tamda bu nedenle değindim. Türkçeyi, beynin yapısını ve algılama psikolojisini bilmeden, Türk'ün zekası üzerine yorum yapanlar sadece cahiller ve Haçlı Seferinin psikolojik savaş yöntemlerine alet olanlardır.

Türk Milletine, Batının "sosyal-demokrasi, sosyalizm, Marksizm-Leninizm-Maoculuk" çerçevelerinden bakanların, Türk Milletini daha fazla kötülemeye hakları yoktur.

Zeka cevheri, Türk Milliyetçileri önderliğindeki Türk devrimiyle yeniden harekete geçirilen Türk Milleti, kendini küçümseyen batıcı-sosyetik aydınlara da, gereken cevabı verebilecektir.

TÜRK MİLLETİ APTALDIR

Türk milleti aptaldır, çünkü bunun örneklerini her gün, her yerde görüyoruz.
Bütün dünya uluslarının nasiplerini fersah fersah aldıkları ve fakat bizim üzerimizde illa ki eğreti duran her şey, inanılmaz bir eğitimsizlik ve cehaletle el ele gitmekte. Bu aptallıkların en büyük kaynağı eğitimsizlik ve cehalet olduğu gibi, bütün dünya insanlarının baş belası olan İslam dini de, kendine düşen vazifeyi başarıyla yerine getirmekte, hiç bir zaman olmayan kültürümüzle (ya da kültürsüzlüğümüzle) at başı giderek üstüne tüy dikmektedir.

Daha Kıbrıs'ın yerini bilmeyen, vaktini TVlerde dizi izleyerek, internette porno sitelere girerek, ya da en iyi bir ihtimal, kahve köşelerinde ve bilgisayar başında oyun oynayarak geçiren anlı şanlı, Atatürk'ümüzün bel bağladığı gençliğimiz, bu aptallık örneklerinin başını çekmekte, ülkemizi ziyaret eden yabancıların şaşkınlıktan küçük dillerini yutacak oldukları aptallık ve mantıksızlık örnekleri sergilemektedir. Bu aptallıklar plajda başlar, daha sonra yurt dışında (üniversite için tutturamadıkları puanlar yüzünden) soyundukları yüksek öğrenimlerde kendilerini yabancılara rezil ettirecek kadar aptalca ve mantıksızca (genel kültürden, global bilgilerden geçtim) davranmalarıyla devam eder ve Avrupalıların bu aptallık abidelerine daha fazla tahammül edemeyip 'TÜRKLER APTAL BİR MİLLETTİR' diye kitap yazmalarıyla (Sarrazin) sonuçlanır.

Değil %60ımız, %80imiz, %95imiz bu türden salak gerzeklerle dolu bir milletiz biz.

A. Nesin tamamen haklı.

Bu böyle olmasaydı koca Atatürk çıkıp da "TÜRK MİLLETİ ZEKİDİR, ÇALIŞKANDIR" demek zorunda kalmazdı. Bununla, bu salak milleti biraz gaza getirip, kendine güvenini arttırıp çeki düzen vermesini mi sağlamak istedi, nedir bilinmez..Fakat adamın, başına geçtiği koskoca bir milletin bu aptallık ve geri zekalılık örneklerinden bıkıp usanmış olduğu da bir gerçek...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.