Ben-Merkezci Ayrışma ve Birleşme Zorunluluğu...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 
Bugünün siyasi gündemin en önemli maddesi nedir?
Bittabi, referandum.

Yerele bakıyoruz: Referandumda “Hayır” diyecek olan siyasi partiler tabanda birlikte çalışabiliyorlar mı?..

- Hayır!..

Genele bakıyoruz: Durum biraz daha farklı. Ancak, ulusal ölçekte bir cephe çalışması başlatılabiliyor mu?

- Hayır!..


Adam, çevrecilikte 1 numara…

Bir genel kurul oluyor, yönetim erkini kaybediyor. Sonuç:
- Batsın çevre sorunları; bana müsaade…

İşte mesele budur…

Ben-merkezci kişisel gündemimiz böyle bir kısır döngünün içine sinmiş durumdadır…
Bir sorun karşısında birbiri ile eşit düşünceler taşıyarak, birbiri ile aynı duruşu sergileyen siyasi partiler bir araya gelip, birlikte bir eylem ortaya koyamıyor ve saflarını sıklaştıramıyorlarsa, “yandı gülüm keten helva!..”

Önümüzdeki referandum bir “milli mücadele”dir.

Milli mücadele ise, milli güçlerin tümünün bir araya gelerek güçlerini ve enerjilerini birbirine eklemesi ile verilebilir.

O MHP’li, öteki CHP’li ayrışması, sürdürülen mücadeleye sadece zarar verir.
Siyasi partiler arasındaki ayrılığın, kişisel nitelikli bir tabela farklılığı olmadığını ortaya koyacak bir tavır, halka güven verir ve sizlerin niteliklerinize katkı sağlar.


“Ahmet benden, Mehmet onlardan,” mantığı ise, sadece naylon bir ayrışmayı ve kişisel çekişme ortamını çağrıştırır…

Birlikte mücadelenin bir tek parolası olmalıdır:

- Yapılacak iş, referandumda “Hayır,” deme yönünde katkı sağlıyorsa, iyidir; desteklenmelidir!.. Sağlamıyorsa, terk edilmelidir!..

Bir panel mi yapılacak; bir bildiri mi dağıtılacak; bir miting mi yapılacak?..
Haydin, hep beraber!..

Kimin yaptığı, kimin hazırladığı ve kimin daha fazla emek harcadığı önemli değildir…
Önemli olan harekete ve mücadeleye olan katkıdır.

Birisi kalkıp da, “hayır öyle değildir,” diyorsa…
Orada durun.

Bu sözü söyleyeni sabırla, alçak gönüllülükle defalarca uyarın. Belki de söylenen söz, öylece ağızdan dökülüveren bir trafik kazasının eseridir.
Ama hayır…

O sözü söyleyen düşüncesinde ısrarcı ise, bilin ki o kişi, birlikten, beraberlikten ve Türkiye’nin gerçek gündeminden hayli uzak bir noktada, kendi ben-merkezci dünyasında devinip durmaktadır…

Gülümseyin ve geçin…

Çünkü gündemimiz, çok önemli ve hatta tehlikeli bir sırat köprüsü niteliğindedir…
Kaybedilecek vakit yoktur.
Harcanacak zaman yoktur.
Ve kazanılacak zamanın doğrultusunda sizleri bekleyen kazanılacak çok sayıda insan vardır.

Türkiye’nin gündemi, kişisel hırslarımızın, ben-merkezci davranışlarımızın çok ötesinde ve yükseğindedir…

faruk.haksal@politikadergisi.com

Her an aklımızın ucunda tutmamız gereken gerçek budur…

Yorumlar

TEK ÇARE "SON KALE"DE TOPLANMAK

Sayın Haksal,

"Ulusal ölçekte bir cephe" oluşturulmasına dikkat çekmeniz elbette çok yerinde bir düşünce. Ancak yazıda ifade ettiğiniz cephenin, ya da tarafımızdan yürütülen aynı amaçlı bir çalışmanın adıyla Milli İttifak Kurultayının toplanması, sadece iyi niyetle gerçekleşebilecek bir aşama değil. Çünkü böyle bir Milli İttifakın kurulması Türkiye'nin birçok sorununun çözülmesi anlamına geliyor. İşte bu nedenle, Türkiye düşmanı güçlerin engellemeye çalıştıkları tek hareket, cephe veya Milli İttifak kurulması yönündeki girişimlerdir.

CHP'nin içinde bugün etkin olan kesimler son bir yıldır, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ı, "CHP ile MHP arasındaki makasın açılması" yönünde zorlamışlardır. Sonuçta onlar kazanmış ve "solculuk" yapmak adına MHP'den uzaklaşmayı savunanlar, yani Milli İttifakın ana unsurlarının arasını açmayı hedefleyenler, CHP'de söz sahibi olmuşlardır. Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesi operasyonunun temel amacı, Milli İttifakın önünün kesilmesidir. Bu anlamda, Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz kış aylarında "CHP ve MHP ruh ikizleri gibiler" sözleriyle yaptığı saldırının ne anlama geldiği de ortaya çıkmıştır.

Siz yazınızda büyük bir iyi niyetle "Hayır" diyen partilerin birlikte hareket etmesini, güçlerini birleştirmesini öneriyorsunuz. Ancak Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin hiç de bu fikirde olmadığı bilinmektedir. Kılıçdaroğlu ile CHP'yi ele geçiren "sosyal-faşist" klik bırakın MHP ile dayanışmayı, Baykal ekibini bile "hayır" kampanyalarından uzak tutmaktadır. Bu konuda yayınlanan CHP Genel Merkez Genelgesinin ayrıntılarına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

http://www.2023istanbul.com/haber/6153/chpde-baykalcilar-tasfiye-ediliyo...

Ben size işin özetini söyleyeyim. CHP içersindeki "sosyal-faşist" klik, Tayyip Erdoğan'ın dinci faşizmi ile anlaşmış ve ABD'nin Türkiye Cumhuriyetini tasfiye projesinde görev almayı kabul etmiştir. Meydanlardaki içeriksiz "hayır" mitingleri sadece görüntüyü kurtarmak ve "muhalefet yapılıyor" izlenimini vermek içindir.

Bütün bu nedenlerle, Milli İttifakın çok partili oluşumu artık mümkün değildir. Ne Mutlu Türk'üm diyen ve “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” ilkesine sahip çıkan herkesin Türk Milliyetçiliği fikriyatında buluşmasından ve "son kale" durumundaki MHP etrafında toplanılmasından başka çare kalmamıştır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.