Benimle Çiftleşir misin ?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hakan KORUK

 

Seyhan Soylu (sisi) yönetiminde ki Kanal T televizyonu yeni bir program duyurusu yaptı geçtiğimiz günlerde. Gelen habere göre Seyhan Soylu (Nam-ı diğer Sisi) ve Panter Emel yönetiminde gerçekleşecek program, dişi ve erkek köpeklerin bir birlerine en uygun eşi bulmaları konusunda (nasıl olacaksa bilmiyorum) hayvanlar arasında seçim yapmalarını sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir tür yarışma benim anladığım kadarıyla...
 

    Elbette hayvan haklarına hele böylesi bir kutsal görevi ifa eden Sisi ve Panter Emel’e saygı göstermek lazım. Eş seçimi normalde insanlar arasında da önemle üzerinde durulması gereken bir konu aslında ancak, Türkiye’de önceki yıllarda genelde görücü usulü (anne baba isteği) üzerine yapılan evlilikler o süreçten bu güne gelindiğinde mantık evliliğine dönüştü. Artık görücü usulünün adı bir değişti ve mantık evliliği oldu. Düşünüyorum, yahu aşkla evlenen adamın mantığı yok muydu da evlendi, sonrasında bu iki birbirini sevmiş insan hayatları boyunca mantıklarını kullanmaktan vaz mı geçtiler? Eğer öyleyse kıyamet yaklaştı demektir, doğan her çocuk aşk çocuğu olarak doğacağından hepsi birer gerizekalı olarak doğacak, vay halimize ki ne vay yani!


    Bu mantık konusunda da Esra ile Desti İzdivaç programını çok tutuyorum. Valla bravo kıza, mantık ile ince eleyip sık dokuduktan sonra evlendiriveriyor hemencecik. Bu arada birbirilerini nasıl olursa olsun mantıksal veya aşk ile sevip evlenmiş kişilerin nasıl evlendiklerine bakmadan, çocuk sahibi olmalarına da destek Seda (Seda Sayan) ablamızdan geliyor. Sağ olsun bugüne kadar gidenleri hiç kırmadı ve bas bas bağırıyor “Ben çok iyi çocuk doğurturum” diye, artık ortaya çıkacak olan manzarayı yani geleceğimizi siz düşünün, kesinlikle doğan her çocuk medya maymunu bir gerizekalı olur diye düşünüyorum...
 

Yaa bak ama içlerinde gerçekten bu işin ilmini bilen Türkiye’nin tek duayeni (gerisini geç) bu konuda hep tek geçtiğim ve gerçekten kendisine saygı duyduğum Haydar hocam (Haydar Dümen) kesinlikle milyonlarca evliliği kurtarmıştır. Buna kalıbımı basarım… Ama bugünlerde hocamı kimse dinlemiyor veya yormak istemiyorlar anladığım kadarıyla ki olaya artık ucundan kıyısından PANTER EMEL ve SİSİ de el koymaya başladı. Onlar bu işlere hayvanlarla başladılar çünkü Panter Emel bir feminist, E adından da anlaşılacağı üzere Sisi yani Seyhan Soylu’nun da durumu malum… Yani onlar için insanlığa verebilecekleri mantıklı birer hayvan en iyisi olacak. Güzel düşünmüşler bence, tebrik etmek lazım kendilerini, değil mi ama ?
 

Bütün bunlar içinde ben asıl konuya gelmek için hala çaba sarfediyorum çünkü bu medya konusunu ele aldığım her an içim acıyor bir taraftan. Gazetecilik meslek ahlak ve ilkelerinden bahseden yayın organları maalesef ne ilke tanıyor ne meslek ne ahlak!.. Türkiye’de basılı görsel araçlar, yani gazete ve dergilerin çoğu kesinlikle zararına satılır, yani gazete sahibi olan her kişi aslında sadece gazetecilik yapıyorsa ve ek başka bir işi yoksa ve bayada bol parası varsa, batmak için kendine güzel bir sebep bulmuş demektir. İşte bu yüzden bu tür iflas olayları gerçekleşmesin diye bizim medya patronlarımızda bizim işsiz kalmamamız için sırf bizi düşünerek, devlet ihalelerine girerek ihale almak için, bu gazeteyi veya yayın organını adı her neyse baskı aracı olarak kullanır. Gazete sırf bunun için kurulmuştur, başka hiçbir işe yaramaz, zaten para kazandırmaz…Çoğundan eskisi gibi kese kağıdıda olmaz.Gazete sayesinde ihaleyi alan yan şirketin çaycısı dahi senelerin gazetecisinden çok daha iyi para kazanır bu sayede. Ama haberi yoktur adamcağızın, ne bilsin? Sarı basın kartını gören herkes adeta sarı bir inek görüp sarı sarı yağ veriyor zanneder ama gerçekte öyle değildir, işin kaymağını ineğin asıl sahibi olan patronlar götürür, bizlerde yine elim hamur karnım aç, gazeteciyiz diye havamızdan yanımıza varılmaz.
 

Açız oğlum gerçekte lan, AÇ, kendine gel ve uyan artık!.. Bu meslek birlikleri ne iş yapar,mesela bu Gazeteciler Cemiyeti siyaset yapmaktan başka ne işe yarar ve herkesin her türlü sorununa biz ses olmuşken bizim sesimize ses neden olamıyoruz anlamıyorum? Hayır yani boykot edeceğiz, ağabeycim bu deniz fenerciler bizim çocukların ağzına bir kaşık bal verip susturmuşlar kimse oralı değil. Büyüklerimize gidip hani kendi derdimizi anlatacağız mesela köşe yazarı ağabeylerimizden birine “Üstadım, çok zor bir meslek olduğunu bilerek girdiğim bu meslekte maalesef ev kiramı dahi ödeyemez duruma geldim. Hani gözümüz yok Allah daha çok versin küçücük köşeden köşeyi dönüyor, hatta gazeteden gazeteye geçişler yapıp milyonlarca lirayı transfer ücreti adı altında götürüyorsunuz. Biz sizden para pulda istemiyoruz ama hiç olmazsa o devasa gönlünüz ve kaleminizle sesimize ses olunda şartlarımızı iyileştirelim. Arkadaşlarımızın çoğu benim çektiğim sıkıntıları çekiyor. Bunları az çok sizlerde biliyorsunuz ama biz yine bir defa daha hatırlatalım dedik. Çünkü aslında gazete biz olmadan çıkmaz, sizde o köşede yazamazsınız, dolayısıyla milyonlarca lira transfer ücreti ve aylık binlerce doları da biraz rüyanızda görürsünüz” diyecek oluyoruz, ama nerde efendim. Bizimkiler sözü bizden alıp (tabi bizde büyüğümüzdür diye susuyoruz) bir başlıyorlar, “Bizim zamanımızda biz simit ile idare ettik, bir fotoğraf makinası alabilmek için inşaatta çalıştım da şunu yaptım bunu yaşadım, son tahlilde ben buraya tırnaklarımla geldim” cümleleri bitmek bilmiyor ve dediğine diyeceğine pişman olup boynunu büküp çıkıyorsun odadan ağlamaklı ağlamaklı. Birgün öyle diyecekler biliyorum arkamdan “Çok onurlu bir şahsiyetti, Allah Rahmet Eylesin” ama herkes bilsin “KARNI AÇTI” . Adam aslında açlıktan öldü. Rahmetli üstadım Uğur Mumcu ve diğer basın şehitlerini saygıyla anarken yazımın sonunda, keşke onlar gibi ölebilsek diye geçiyor içimden. Zararı yok onursuzlar bombalayacaklarsa buyursun bizi de bombalasınlar ama bombalamalarına sanırım gerek kalmayacak, çünkü zaten bu meslekte biz kendi kendimizi bombalıyoruz. Muhabir Gazeteci tüm arkadaşlarımı çiftleşerek çoğalmaya ve üremeye davet ediyorum, değilse sonumuz erken gelecek haberiniz olsun…


DİPNOT: Kanal T Televizyonundan gelen haber maili; Dünyada ilk kez uygulanılacak olan bu program formatıyla, ‘Benimle Çiftleşir misin?' ‘' Hayvani- İzdivaç ‘' yarışma programlarında bir devri kapatıp yeni bir devir başlatacak. • 10 Birbirinden çapkın ve yağız erkek, 10 dünya güzeli ve birbirinden cilveli dişi… Bir çiftlik evi ve 16 Kamera… • Bu defa her şey ortada! Bu defa gizli - saklı yok… Kah banyoda, kah lavaboda, kah yatak odasında… 20 yarışmacı bu kameralarla en mahrem anlarını sizlerle paylaşacaklar… Her şey, gözlerinizin önünde canlı , canlı olacak ve bitecek. Allah’ım beni aşk ile birbirlerini severek evlenmiş annem ve babamdan dünyaya yine aşkla getiren SEN, beni bu denli mantıksızlıklar deryasının içinde yüzeyim diye mi yarattın yoksa kendi mantığımı kendim bulayım diye mi? Şayet bütün bunlar senin nezdinde mantıklıysa ben mantıksız olmayı tercih edip Hz. Mevlana gibi sabah akşam aşkla semah dönmeyi tercih ederim… Hakan Koruk/ Aç Gazeteci Aç ( Bu eskiden YAZ GASTECİ YAZ dı son 10 yıldır kapatılan televizyon ve gazeteler sayesinde böyle oldu)

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.