Bin Yıllık Yas

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Sevda EĞER

   Aralık’ın on dokuzunda başladı, yirmi altısında bitti’ der tarih kitapları Maraş Katliamı için. Ne kolaydır değil mi? Bir hafta! Göz aç kapat, geçer. Bakın, çok kolay!

   19 Aralık 1978: Çiçek Sineması’na Ülkücü Gençlik üyesi Ökkeş Kenger (sonradan soyadını Şendiller yaparak, Maraş’a milletvekili olacak kişi) bomba attı.

   20 Aralık 1978: Sağ görüşlüler, bombanın solcular tarafından atıldığını ileri sürerek; CHP, PTT ve TÖB-DER (Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) binalarına saldırdı.

   21 Aralık 1978: Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu sol görüşlü olmak suçuyla vuruldu.

   22 Aralık 1978: Cenaze töreni için camiye giden Alevilerin asıl amacının camileri yakmak olduğu düşüncesi, sünni mahallelerinde galeyana yol açtı. Elektrik ve telefon kabloları Alevi yerleşkelerinde kesildi. Devam eden üç gün boyunca, satır ve sopalarla aynı mahallelere yapılan baskınlar neticesinde; resmi rakamlara göre 105 kişi öldü, 176 kişi yaralandı, 300’e yakın ev ve iş yeri kullanılamaz hale geldi. Cenaze törenleri yasaklandığı için, kimse ölüsünü dinî merasimle gömemedi. Yaklaşık 400 kişi hakkında kayıp ihbarı verildi. (hala akıbetleri bilinmemektedir.)  Onlarca aile, başka memleketlere göç etmek zorunda bırakıldı.

   Sonuç mu? Alın size sonuç.

   Ölen ölüp, kalan kaldıktan sonra (26 Aralık 1978), 13 (bu sayı sonradan artacaktır) ilde sıkıyönetim ilan oldu. Sıkıyönetim mahkemelerinde açılan davalarda; aşırı sağ görüşlü sıfatıyla nitelenen 804 kişi hakkında dava açıldı. 29 kişi idam, 7 kişi müebbet, 321 kişi 1-24 yıl hapis ile cezalandırıldı. İdam ve müebbet dışındakilere 1/6 oranında ceza indirimi uygulanarak cezaları azaltıldı. Sıkıyönetim Mahkemesinin bu kararı Yargıtay’da bozuldu ve yargılamalarda idamlar kaldırıldı. 1991 yılında çıkan Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle cezaları ertelenerek serbest bırakılan hükümlüler, ilerleyen zamanda milletvekili olarak Mecliste halkı temsil etti. Erdal Eren’i ispat edilemeyen bir suçtan yargılayıp, çocuk yaşta ipe çeken paşaların gücü; kadın çocuk demeden evleri basıp, satırlarla insanları kesen yobazlara yetmedi.

   Bu gün yas vardır; hanımlar, beyler. Bugün Muharrem’in ilk günüdür (29.12.2008). On iki gün sürecek matemin başladığı gündür.

   Yüzlerce yıl önce, Yezit ve Muaviye’nin (Hakk’ın laneti üzerlerine olsun), Muhammed’in torunlarına yaptığı zulmün temsili tekerrürüdür. Ne hazindir ki tarih daima göstermektedir! Ne katliamlar üç beş gündür, ne matem on iki günden ibarettir. Maraş Katliamı çok acı olmakla beraber, sadece bir örnektir. Onun gibi niceleri kırıp geçirmiştir bu milleti. Peki, neden?

   Gerçek o ki Kerbela’da başlayan katliamlar, bin yılı aşkın bir zamandır; durmaksızın, tüm şiddetiyle günümüze kadar gelmiştir. Rejimler gelmiş, yöneticiler gitmiş, devrimler olmuş, savaşlar bitmiş, savaşlar başlamış… Lakin katliamlar, yöntemleri de dâhil, en ufak bir evrime uğramamıştır. Şahlıkta, padişahlıkta, beylikte, ağalıkta ne ise Cumhuriyet’te de düzen, muamele, bakış, istismar, kıyım bir nebze hız kesmemiştir. Neden?

   Neredeyse, olabilecek tüm yönetim biçimlerinde var olmuş ve her evrede, en önce başları vurulmuş Aleviler için demek ki mesele rejim değildir. Daha doğrusu; can derdinden rejimi sorgulamaya sıra gelmemiştir. Dolayısıyla, Aleviler şu ya da bu fraksiyon yahut yönetim türünün tehdit veya teminatıdır denebilir mi? Alevilerin sorunu rejim değil, rejimin idarecileriyledir. Erki elinde bulunduran inisiyatif sahipleriyledir dertleri. Yoksa monarşi, derebeylik, Cumhuriyet, demokrasi, sosyalizm, faşizm vs. ete kemiğe bürünüp kılıç çekmemiş değilse çiçek dağıtmamıştır kimseye. Bunu yapanlar, bir şekilde bu idare biçimlerinde kendine yer bulup, inisiyatif edinip; hatta bizzat yönetiminde statü üstlenen, şahsi çıkar veya önyargıları ile olayları menfaati gelecek tarafa eviren kişilerdir. Bu beceriksiz değilse, kişiliksiz “kralcılar”, tarihi kan gölüne çevirmekle kalmamış; adalet, inanç, insanlık, merhamet, güven, istikrar, aydınlanma, hoşgörü vs. kavramların da köküne darı ekmiştir. Adalet mülkün temeli ise; yüzlerce insanı sorgusuz, yargısız sürgünlere gönderen hangi mülkün temel zihniyetidir?

   İnsan öldüren bizden değilse; kapıya önce Allah yazıp, sonra içeridekileri satırlarla doğrayan kimdendir?

   Tekbir getirerek, otuz yedi insanı diri diri yakan hangi yaratığın siluetidir?

   Kerbela’da şehit olanlar, Muhammed’in torunları ise; bunun yasını tutmak tüm Müslümanların görevi değil midir?

   Bu gün hala milliyetçi hareketin kalesi Maraş’ken; onlarca insanın katilleri, yine aynı memlekette elini kolunu sallayarak dolaşabilir, milletvekili sıfatıyla madalyalandırılır, Malatya’da, Çorum’da ölenlerin failleri ortalıkta cirit atarken!.. Sivas’ta yakılan otel et lokantasına dönüştürülmüş, failler uyduruk ceza indirimleri ve nihayet zaman aşımı kılıfıyla salıverilmişken, bir daha aynı kıyımların olmayacağını kim garanti edecek? Kim?

   Siz efendiler, siz hanımlar, beyler; siz garanti edeceksiniz. Nasıl mı? Zahmet edip okuyacaksınız. Öğreneceksiniz. ‘İnsan bilmediği şeye düşmandır’ der Hz. Ali.(Nech’ül-Belaga)

   Haklıyı haksızı, suçluyu güçlüyü siz aklınızla, bilginizle muhakeme edeceksiniz. Sileceksiniz kafanıza doldurulmuş hurafeleri, saçmalıkları. Sağdan soldan menşei bellisiz; önyargılı masalları atacaksınız çöp kutusunun dibine. Hatta bu yazdığım yazıyı bile unutacaksınız. Sıfırdan başlayacaksınız. Anlamaya çalışacak, hatta anlayacaksınız. Anlayacaksınız ki, ‘ay yazık’ deyip geçmeyeceksiniz. ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diye kestirip atmayacaksınız. Topluluk değil; millet, yurttaş olmanın gereği budur. Bir bireyin kendini özgür hissetmesi; o insanın kendini anlatabildiğini görmesiyle, anlaşılabildiğini fark etmesiyle mümkündür. Ne kadar çok insanı anlarsan, o kadar çok insan özgürleştirdin demektir ki, dünyadaki en büyük zenginlik,  birey için de, millet için de budur.

<?xml:namespace prefix = o /> 

iletisim@politikadergisi.com

 

 

   

 

[Bu yazı, Politika Dergisi Sayı 11’de yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile özgün sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 11’i indirmek için buraya tıklayınız. ]

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.