Bir Anayasa Değişikliği ve Küresel Mali Kriz

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Mert ELEKÇİ

Küresel Mali Kriz'de canı en fazla yanan ülkelerden birisi İspanya. Değişmek üzere olduğu iddia edilen dünya düzeninin de en ilginç aktörlerinden biri olarak karşımıza çıkmakta ve çıkmaya da devam edecek...

Bunun en önemli kanıtını son günlerde yaşadık. Bir BBC haberinden aynen aktaralım;'İspanya'da iktidar ve muhalefet, kamu borçlanmasını sınırlayan bir anayasa maddesi üzerinde anlaştılar.'

Yani 'bankalar krizi'ni para basarak aşan Avrupa devletlerinde, küresel mali krizi aşmak için uygulanacak yöntem netleşmekte. Kamu borçlanmasının sınırlanması anayasal düzlemde bir baskı oluşturacak ve bunun yerine devletler bu krizi aşmak için, kamu harcamalarını kısma ve/veya vergileri arttırma yöntemlerini izleyecekler.  Geçmişte aşıldığı sanılan finansal krizlerin bugünkü sonucu olan 'küresel mali kriz' in para basarak 'öteleme' ve 'girişimleri dinamik tutmaya çalışarak büyüme oranları koruma' yöntemleriyle aşılması fikrinin Brüksel'de pek taraf bulmadığını görmekteyiz. Peki kamu harcamalarının kısılması ve vergilerin arttırılmasının hükümetler üzerinde yaratacağı sosyal baskının sonuçları  neler olabilir? Bu, cevabı şimdiden öngörülebilecek bir soru değil. Öte yandan Atlantik'in diğer yanı, hala dolarının gücüne güvenmekte.

ABD,  milyar dolarlarını piyasaya sürmek üzere hazırlanıyor. Kongreyle anlaşmaya çalışan Obama, ne ölçüde bunu başaracak bilemeyiz ama krizlerle mücadele etmek için ABD'nin geçmişten beri süregelen yöntemi olan 'para basma' ya da kamu borçlanması, eğer ki Brüksel'in planları tutarsa, sorunu çözmede etkisiz kalacak gibi. ABD ve AB krizi çözmede farklı yöntemler izliyorlar. Bunun siyasi ve sosyal sonuçları ağır olacak gibi gözüküyor. 

Tam da burada bir parantez açmanın doğru olacağını düşünüyorum; Acaba Orta Doğu'daki güncel olaylar, sosyal baskıyı azaltmak için bir 'dikkat dağıtma politikası' olabilir mi?

Peki Türkiye ne yapıyor? 

Türkiye krizi haklı olarak finans piyasalarında karşılamayı uygun görmekte. Merkez Bankası, AB ve ABD'nin para basma politikalarındaki farklılığa rağmen döviz sepetindeki kurları koruyacak kadar rezervleri olduğunu açıkladı. Bu açıklamaya güvenecek olursak krizin ilk dalgasını atlatacağız gibi gözüküyor. Ancak krizin uzaması  oranında Türkiye'ye etkisi artacaktır. Yani ikinci ve üçüncü dalgayı  karşılayamayabiliriz. Ancak burada AB'nin çözüme yaklaşımındaki öngörülerde hata yapılmamalı. Bu bakımdan İspanya'daki anayasa değişikliği önem arz ediyor.

Saygılar...

Mert Elekçi

iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.