Bütünleşik Düşünce

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Ahmet Tuna Alp

   29 MART 2009'da yerel seçimler olacağı için, birçok gelişmeyi kaçırmaya/ertelemeye başladık. “Siyaset”in ekseni seçim oldu. Bu, aslında işin doğası. Son dönem için çok yadırganacak bir durum değil. Ortalaması 2 yılı bulmayan hükümet kurma durumunu geride bırakmış bulunuyoruz. Denge noktası kaçıyor. İş, bu anlamda biraz otokrasiye gidecek gibi görünüyor.

   Seçim Yatırımı

   Siyasi partilerin seçim yatırımlarına eleştiri getirmek istiyorum. Bu, aslında alışılmışın dışında bir açı olacak. Kimin odun, kömür, beyaz eşya, statü... dağıttığına ilişkin bir açı değil. Eleştiri getirmek istediğim nokta, daha çok, ‘siyasi partiler bunu seçim için yapıyor’ tespitini yapanlara dönük olacak. ‘Siyasi partiler neden seçim yatırımı yapıyor’ demeye getirenlerin yükseltilmiş sesleri. Son dönemde algı iyice bu yönde değişiyor. Sanki siyasi partiler, seçim legal değilmiş de, seçim yatırımı yapamazlarmış! Bu çok çelişkili bir anlam kaymasıdır.

   Beğenelim ya da beğenmeyelim, siyasi partiler seçim yatırımı yaparlar. Yapmak zorundadırlar. Biz yapmıyoruz diyenler ya iddiasızdır ya da onların samimiyetlerinden şüphe etmek gerekiyor.

   Doğan Medya Grubunun Antisemitizm Açılımları

   Bize alttan alta işlenmeye başlayan bu antisemitizm, gün geçtikçe artan ilgi buldu. Bu ilgi, çok şükür, söylemle kalıyor. Anadolu topraklarından beslenen beyinlerin ırkçı söylemleri eyleme dönüştürmesi çok anlamsız olurdu. Anadolu topraklarından beslenen derken, bir kesimi bunun dışında bırakmak için belirtmiş bulunmaktayız. Evet, o bir kısım beyinler fiili olarak buradalar ama besin kaynakları dışarıda.

   Antisemitizmin arttığının belirtip, tirajlarında düşme olmayan bir kitle söz konusu. Bu kitlenin varsayımı yerinde olsaydı % 25 yabancı ortaklı Doğan Medya Grubunun gazete tirajları, televizyon kanallarının reytingleri aşağı inmez miydi!

   Doğan Medya Grubunun CHP Açılımı

   Ne var bunda; bireyler, kanallar taraf olmazlar mı? Elbette özel sektör istediği kişiyi desteklemekte hürdür. Bu noktada bir problem yoktur. CHP seçmeninin tüm kesimi bu durumdan nasıl etkileniyor, bu anlamda CHP'nin birçok çalışma yapması gerekiyor. Etki-tepki bağlamında, kanaatimce Doğan Medya Grubunun kendi operasyonel hesapları için bu tarz bir çalışma yapması CHP için olumsuz sonuçlara gebedir. Artık insanlar ‘o partiye gitmesin oyum diye veriyorum’ demekten sıkılmış durumda.

   Mecliste Türkçenin Dışında Bir Dil Kullanmak

   Bunu devletin Türkçe dışı bir dili resmi kanalından yayın yapmasına ve son dönemde sözde devletin tek hakimi üzerinden yönetsel yapılanmaların deşifre edilmesine bağlayabiliriz. İlk olarak, devlet anlam karmaşasını ortadan kaldırmak için bir adım attı. Bu adım çeşitli kitleleri rahatsız etti. O hâlde plan B üzerinden ‘olayı nasıl manipüle edebiliriz’ üzerinden hareket ediyorlar. Bu bakımdan, devletin olumlu bir karar verdiğini söyleyebiliriz. ‘Devletin tek hâkimi biziz’ yönetsel yapının deşifreleri devam ediyor. Bu bağlamda uzlaşı sinyalleri manidardır.

   Uzlaşı Üzerine

   Uzlaşmak, kelime olarak olumlu bir intiba bıraksa da içinde taviz vermeyi barındırıyor. Gerek siyasal partiler bazında, gerekse siyasal partilerin açılımlarında parametrelerdeki değişmeler var olan rengin tonunun dışında değişik renklere dönüşmeye başlarsa, bu uzlaşı bir anlamda ‘sen benim arkamı kolla, ben de senin arkanı kollayayım’ noktasına gelir. Bu bağlamda demokratik açılımlar, sivil anayasa, etnisite üzerinde politikalar üretirken denge bağlantılarını iyi kurgulamak gerekiyor. Gündem teorisyenleri meseleye bu açıdan arınarak yaklaşmalı.

   Saygılarımla.

 

atuna.alp@politikadergisi.com

 

 [Bu yazı, Politika Dergisi Sayı 13’te yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile özgün sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 13’ü indirmek için buraya tıklayınız. ]

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.