Büyük Yolsuzluğun Üstü Örtülüyor…

Günlerdir ülke büyük bir yolsuzluğun fırtınasında sallanıp duruyor. Gözaltılar, iddialar, poliste yapılan operasyon, yani ortalık toz duman. İyi de ne olmuş, kim ne yapmış, mesele ne? Hiç belli değil.

Şöyle bir olayı toparlayalım. Rıza adında bir İran azerisi birilerine rüşvetler vermiş. Bunların içinde bakan çocukları, belediye başkanları hatta iddialara göre bakanlar var. Her ne kadar bütün bunlar şimdilik iddia safhasında ise de, poliste yapılan kıyım, bırakın bu ortaya atılan iddiaları, çok daha vahimlerinin de belgelerle ortada olduğunu düşündürüyor. Değilse halka karşı rambo kesilen ve yaptığı kıyımlardan dolayı ödüllendirilen polis neden sorguyu bakan çocuklarına uzatınca çete oldu?

Akla ilk gelen soru şu idi. Bu Rıza efendi neden birilerine milyonlarca dolar rüşvet veriyor, hatta polis amirlerini bile yerinden sürdürüyor? İlk anda ortaya arazi işleri atıldı. Belki o da vardı ama asıl mesele öyle arazi, rant falan değildi. Nitekim işin toprakla ilgili sanıkları serbest bırakıldı. Bu konuya daha sonra döneceğiz.

İddialara göre dört yıl içinde bu Rıza Efendi kanalı ile yetmişsekiz milyar avroluk bir kara para meblağı Türkiye’de aklanıp İran’a transfer olmuş. Bu transfer bazen bankalar, bazen kuryeler, bazen de altına çevrilerek yapılmış. Bu doğru ise –ki polis operasyonu doğru olduğunu düşündürüyor- Türkiye kara para aklamada da dünya şampiyonu demektir. Yani bir muz cumhuriyetinden hiçbir farkı kalmamıştır. Bütün bu transferlerin nasıl yapıldığı medyada yeterince işleniyor.

Biz üçsoru soracağız. Birincisi,

-         Neden bu para transferleri yapıldı. İkincisi,

-         Neden Rıza efendi.? Üçüncüsü,

-         Neden deşifre oldu?

Önce birinci sorunun bizim kafamızda oluşan nedeni ve cevabı. 2010 yılından itibaren ABD İran’a karşı katı bir ambargo uyguladığını söylemeye başlamış ve kendi yandaşlarını da bu ambargoya katmaya çalışmıştı. Dünyayı yöneten ekonomi ağırlıklı küresel çetenin böyle bir şeyi kabul etmesi tabii ki mümkün değildir. Çözüm, bir yandan ambargo uygular gibi yapıp hedef ülke zenginleri ve hükümetleri üzerinde korku ve baskı oluşturacaksınız, bir yandan da küresel çetenin ekonomik kanallarını tıkamayacaksınız. Bize göre işte bu yüzden İran’ın para hareketlerinin bir bölümü Türkiye üzerinden yaptırıldı. Böyle büyük bir hareketin hükümetin bilgisi dışında yapılabileceğine asla inanamıyoruz. Bakan çocuklarının ve de iddiaya göre bazı bakanların milyonlarca dolar haraç almaları ancak bu kadar büyük bir kara para denizi sayesinde olasıdır.

İkincisi, neden Rıza Efendi?

Bu arkadaş bizce sadece bu işler için görevlendirilmiş bir piyondur. Bir ülkenin milyarlarca avroluk kara parasını aklamak için yaşı daha otuzu anca bulmuş bir delikanlı mı ortaya çıktı. Bu kadar donanımı gücü nereden aldı. Bütün olayı düşündüğümüzde bu arkadaşın ancak bir piyon, bir görevli olduğunu varsayabiliriz. Kim bilir? Beklide bir CIA ajanı? Şu an görevi gereği olarak da tutuklu bulunuyor. Bir süre sonra plan gereği çıkar ve yok olur.

Üçüncü sorumuza gelince,

Kafasını kaldırıp dünyada neler olduğuna bakanlar görecektir ki, artık ABD ile İran arasındaki sözde husumet bitmek üzeredir. Yaklaşık bir yıl evvel iki ülke arasında esmeye başlayan ılık rüzgârlar dostluk tohumlarını yeşertmeye başlamıştır. Dolayısı ile artık bu kara para işi bitmelidir. Bu işte CIA nın sistemlerine uygun olarak yürütülüyor. Sorumlu deşifre ediliyor, çevresindekiler itibarsızlaştırılıyor. Ülke insanının gözleri bakan çocuklarına çevriliyor. Yani “cambaza bak” sistemi uygulanıyor. Medyada, bu Rıza efendinin işlerinin bir yıl evvelden rapor halinde maliye bakanlığına sunulduğu, bakanlığın da hala incelemede olduğu yazılıyor. Yani hükümet bu olaylardan haberdar, muhtemelen bazı hırslar, aç gözlülükler, bu nedenle de yapılan yanlışlar var. Şimdi gözaltında olanlar bunun cezasını çekiyorlar. Beklide uzun süre çekecekler.

Bu iş ABD için bulunmaz bir fırsattır. Epey süredir ABD nin bizim hükümetten desteğini çektiğini, önümüzdeki seçimlerde iktidarı değiştirmek istediğini düşünüyoruz. İktidarı oluştururken kullandığı cemaat liderini şimdide yıkmak için kullanıyorlar. Dershanelerin kapatılması ve cemaate yönelik ataklar sadece bir kayıkçı kavgasıdır. Dershaneler, yıllardır vardı. Madem yaramazdı, neden açılmasına izin verdiniz veya daha başta engellemediniz. O polisler madem çeteydi oraya neden getirdiniz. Bal gibi kimin kim, nerede, niçin olduğunu hükümet de cemaatte biliyor. Yaşananlar suç ortaklarının rant çatışmasıdır. Tabii ki, bu çatışmanın sonunda itibarını kaybedenler iktidardan gidecektir.

Yukarıda işin toprak ile ilgili bölümünde olanların serbest bırakıldığını söylemiştik. Bu hükümetin yumuşak karnının arazi rantı olduğu ve bu konu konuşulduğunda gözlerin Çevre ve şehircilik bakanlığına çevrildiği bilinen bir şeydir. Yolsuzluğun bu tarafında bulunanların serbest bırakılması büyük bir gözdağı olarak algılanabilir. Yani “istersek neler yapabileceğimizi bilin” demektir, diye düşünüyoruz.

Gördüğümüz, bu asrın yolsuzluğu birkaç bakan ve oğulları ile örtülüp gidecektir.

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com