Çatapatlar ve Kalaşnikoflar

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

3 Nisan günü Rum tarafında yayınlanan tüm gazetelerde, ayırımsız hepsinde çatapatlarla ilgili bir haber çıktı.
Haberin kaynağı da Rum Polis Bülteni.
Rum Polis Bültenine göre 1 Nisan Cuma günü, Larnaka’ya bağlı “Oroklini”de, “Türk menşeli” olduğu iddia edilen binden fazla çatapat ele geçirilmiş.
Kıbrıslı Türkleri hemen ve derhal suçlamak zaten Kıbrıs Rum hükümetinin birinci prensibi olduğundan Polis Bülteninde yer alan haberde, çatapatların menşeinin yani kökeninin Türk, geldiği yerin de KKTC olduğu iddiası da yer almış.
Rum hükümeti ve devlet daireleri “Kıbrıslı Türklere çamur at izi kalsın” prensibini yıllardır başarılı bir şekilde aksamasız olarak uyguluyorlar.
Kaçaklar yakalanır, Kıbrıslı Türkler daha araştırma başlamadan hemen ve derhal suçlanır, Banka soyulur, soyguncunun KKTC’den geldiği iddia edilir. 
Kadın ticareti yapılır. Suçlular gene Kıbrıslı Türklerdir.
Pasaportlar sahtelenir. İlk iddia Bu sahtekarlığı Türklerin yaptığıdır.
Papadopulos’un mezarı açılır ve cesedi çalınır, etrafa dökülen kirecin Türk malı olduğu öne sürülerek, nebbaşların Kıbrıslı Türk olduğu iddia edilir.
Akla gelen her suçun sorumlusu Türklerdir Kıbrıslı Rumlara, Rum basınına, Rum Hükümetine ve Rum polisine göre.
Rum Polis Bülteninden bu haberi iktibas eden Rum gazeteleri de, “kimliği belirsiz bir şahsın, Türk menşeli çatapatları bölgeye getirdiğini ve orada bıraktığını, çatapatlardan bir kısmının da bilinmeyen bir nedenden ötürü patladığını” yazdı.
Maksat Kıbrıslı Türkleri, Kıbrıs Rum halkına devamlı olarak yasalara karşı gelen ve suç işleyen kişiler olarak tanıtmak.
5 Nisan Salı günü ise bu konu tekrardan Rum Basınında yer aldı.
Ayırımsız hepsi de Güney Kıbrıs’ta ele geçirilen çatapatların kaynağının KKTC olduğunu, Kıbrıslı Türklerin Rum tarafındaki çatapat geleneğinin sürdürülmesine yüzde 90 katkı koyduğunu ve Güney Kıbrıs’a Türk menşeli binlerce çatapat gönderdiğini yazdı.
İddiaya göre 16 bin 293 adet çatapat ele geçirilmiş. Bunların yüzde 90’nı Türk menşeli imiş ve özellikle de karma köy olan Pile üzerinden Rum tarafına geçirilmiş.
Bir olay olmuş, Polis Bülteninde yayınlanmış. Polis Bülteninden de Gazetelere yansımış.
Buraya kadar hepsi güzel.
Maksat da belli.
Çatapatları bahane edip, Kıbrıslı Türkleri yasadışı kişiler olarak hem Rum halkına hem de AB üyesi ülkelerin yöneticilerine tanıtmak.
Bunun da stratejisi yıllar önce belirlenmiş, alt yapısı da hazırlanmış.
Kıbrıslı Türklere karşı her tür olumsuz propaganda buna uygun olarak yıllardır hükümet ve medyanın elbirliği ile yapılıyor.
Ama işin garip tarafı, Kıbrıs Rum tarafında çatapatlar yasakken, ihtiyat askerleri evlerinde, zamanı geldiğinde Türkleri öldürmek amaçlı Kalaşnikof tipi tüfek veya Çek yapısı yarı otomatik piyade tüfeği, el bombası ve canlı mermi bulunduruyorlar.
Günümüzde Kıbrıs Rum tarafında 60 bin ihtiyat, 20 bin paralı asker ve 20 bin de RMMO askeri bulunmakta.
Şu anda Güneyde Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Rum yetişkin erkeklerin sayısı 253 bin.
Bunların askerlik ve ihtiyat çağında olanların sayısı da 168 bin.
Bu rakamlardan anlaşıldığına göre söz konusu 168 bin erkeğin 100 bini şu anda silahlı ve evinde de sıcak çarpışmaya veya savaş yapmaya uygun silahlar bulundurmakta.
Bu sayılara polis gücü dahil değil.
950 kişilik Yunan alayı da dahil değil.
Evde silah bulundurmak, konu Türkler olunca serbest.
Bu silahları ve cephaneyi arabada taşımak ta serbest.
Ama çatapat yasak.
Çatapat bulundurmak da yasak.
Her çatapat olayında ve diğer konularda Kıbrıslı Türkleri suçlamak ise serbest. 
Bize yıllardır Rumlarla birlikte yaşayın diye baskı yapıyorlar, dünyadan izole ediyorlar, her tür insan haklarını elimizden alıyorlar ama bize Rumlarla birlikte yaşamak isteyip istemediğimizi sormuyorlar. Üstelik yıllardır bizleri katletmiş, cehennem hayatı yaşatmış ve evinde silah bulunduran bu Rumlarla.
 
Prof. Dr. Ata ATUN
ataatun@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.