Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!

CHP Benzini Bedava mı Alıyor?

İçeriği Yazan: Ümit MİNEL Zaman: Cum, 11/03/2011 - 03:29
Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

TÜİK`in yayımladığı nüfus ve motorlu kara taşıtları istatistiklerine göre, nüfusu 71 milyon 517 bin 100 olan Türkiye`de Mart 2009 itibarıyla trafiğe kayıtlı 6 milyon 872 bin 598 adet otomobil bulunuyor. Bu sayının şimdilerde 7 milyonu geçtiğini tahmin etmek zor değil. Yani ülkede ortalama her on kişiden birinde otomobil var. Yani ülkemizin %10’u otomobil sahibi...
 
Bugün, benzinin litresi 4,09 TL... Bunun ÖTV ve KDV, satış fiyatının da yüzde 66,8'ini oluşturuyor.
  
Günümüzde petrolün varil fiyatı 100 dolar civarında... Petrolün varil fiyatı 2008 yılı 1. çeyreğinde 90 dolar seviyelerinden başlayarak 2008 orta çeyreğinde inanılmaz bir artışla 140 doları aşmıştı...
 
Peki, o zaman ülkemizde benzinin fiyatı ne kadardı: 3,36 TL! Devletin benzinden aldığı vergi de 2008 yılında hemen hemen bugünküne yakın. Şimdi birbirlerine yakın vergi oranlarını göz ardı ederek toparlayalım;
 
           Yıl 2008: Petrolün varil fiyatı; 140 dolar, Türkiye’de ki benzin fiyatı; 3,36 TL.
           Yıl 2011: Petrolün varil fiyatı 100 dolar, Türkiye’de ki benzin fiyatı 4,09 TL.
 
Bu rakamlara bakarak anlaşılıyor ki, Türkiye’de benzin satışından sadece devlet kazanmıyor, petrol şirketleri de muazzam paralar kazanıyor... Peki hükümet, vatandaşını bu gözünü para hırsı bürümüş petrol şirketlerinden korumak için ne yapıyor?
 
Sabah Gazetesinin, ekonomi sayfasının 12 Aralık 2010 (yaklaşık 4 ay önceki) haberi:
 
“Enerji Bakanlığı, Maliye ve EPDK yetkililerinin katıldığı akaryakıttaki fiyat durumu ile ilgili toplantıdan vergi ile ilgili indirim yönünde herhangi bir düzenleme kararı çıkmazken, kamuoyunda fiyatların yüksek olmasına yönelik eleştiri ve tepkilerin ardından bayi ve dağıtım şirketlerinin kârlarını yeniden gözden geçirmeleri talep edilecek.
Yetkililerden alınan bilgilere göre, vergilerde kesinlikle bir düşüş beklenmiyor...”
 
Bu habere göre yetkililerin beklentileri gerçekleşmiş, hatta fiyatların ucuzlamasını bırakın, hükümet fiyatları sabit tutmayı bile başaramamış.
 
Ben bunları neden yazdım? Belki birileri hükümetin yerine geçer de halkını bu petrol şirketlerinin soymasını engeller diye...
 
AKP’nin yerine geçebilecek en güçlü aday CHP diye düşünüyorum...
 
Peki, CHP, 3 ay kalmış seçimler için ne vaat ediyor. Güya ona buna para yardımları yapacağını söylüyor. Tabii ki buna en fazla %8 kişi inanır. Çünkü Genç Parti böyle atmasyonlarla %8 oy almayı başarmıştı.
 
CHP, bu atmasyon seçim propagandasının yanına dişe dokunur bir propaganda malzemesi olan benzin fiyatlarını da eklese %10 da buradan kazanmaz mı?
 
Belki de CHP, %8 oy artışını kendisi için yeterli görüyordur, o yüzden benzin fiyatları için boğaz patlatmaya gerek duymuyordur. Belki de siyasi partileri iktidar yapanlar, halk değil de petrol şirketleridir ve CHP, petrol şirketlerini küstürmek istemiyordur. Belki de CHP’liler benzini bedavaya alıyorlardır. Belki de ben politikadan hiç anlamıyorumdur.
 
Ümit MİNEL

Yorumlar

Eleştirel bakış açıları toplumu aydınlatmak için vardır.

İçeriği Yazan: Edgar ŞAR Zaman: Cum, 11/03/2011 - 03:46

Sayın MİNEL, öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Zira eleştirel bakış açıları toplumu aydınlatmak için vardır. Aynı zamanda günümüzde eleşirel olma cesaretini gösteren "değer" azlığını da göz önünde bulundurduğumuzda, bu bakış açısının ne kadar anlamlı olduğu görülecektir.

Fakat bana kalırsa eleştirel bakış açılarının toplumu tatmin edici olması çok önemlidir. İzin verirseniz, bununla ilgili olarak yazınıza ilişkin bir hususu paylaşmak isterim.

Yazınızda belirttiğiniz gibi adı geçen parti belki de iktidara, mevcut iktidardan sonra en yakın parti. Bunun için de toplumu tatmin eden vaatlerde bulunması gerekir. Tatmin de yeterli değildir, inandırıcılık önemlidir. Bizler ise burada ve benzer tüm platformlarda deyim yerindeyse "doğru bilgiye ulaşmak konusunda" bize göre nispeten daha fazla zorluk çekenleri bilgilendirmek ve rızailik şartıyla yönlendirmek için buradayız. Öyleyse bize de eleştirilerimizi açıklamak düşecektir. Öyle ki onların da birer "karşı-tez" olarak inandırıcı ve tatmin edici olmaları gerekir. Örneğin sizin "atmasyon" olarak söylediiniz vaatleri yazınızda okuyamamaktayız. Mesela bundan haberdar olmayanlar yanlış anlayabilirler. Elbetteki ekonomik olarak ispatlanmış bir "atmasyon" tatmin edici ve inandırıcı olacaktır.

Bundan dolayı kanımca yazılardaki önemli içeriklerin bulunması ve yargıların sebepleri gösterilerek vurgulanması çok önemlidir. Sonuç itibariyle bizler doğruya yönlendirmek için burada değil miyiz?

Destekleriniz için teşekkürler...

Kılıçdaroğlu'nun Şu Açıklaması Bana Göre Tatmin Edici Değil

İçeriği Yazan: Ümit MİNEL Zaman: Cum, 11/03/2011 - 09:06

Sayın Kılıçdaroğlu fakirlere yardım kaynağı konusunda basında çıkan haberlere göre şu açıklamayı yaptı:

“Bu sefer öneri getirdik kurultayda, şimdi ne diyorlar: ‘Bunları nasıl yapacaksınız, sizin kaynağınız var mı?’ Hiç meraklanmayın, o kaynağı biz çok iyi biliriz. Bakın, eğer hamarat bir kadın varsa az malzemeyle olağanüstü güzel yemekler yapar. Ama bunların elinde malzeme çok, hamarat değiller, yaptıklarını da berbat ediyorlar”

Bu açıklama başkalarını bilmem ama beni hiç tatmin etmedi. Tabii ki kaynak hakkında başka bir açıklaması olmuş ve ben kaçırmışsam bu konuda lütfen beni uyarın.

Burada yine yazımın ana konusuna varmak istiyorum. Mesela benzin için petrol şirketlerine hesap soracağız gibi vaadlerde bulunsa bunun için kaynak göstermeye bile gerek yok. Ancak bir parti, vaadlerinde kaynak gerektiren ekonomik konulara giriyorsa bu parayı nereden bulacağına dair halkı tatmin edici açıklamalarda bulunması gerekir diye düşünüyorum.

Ancak burada yine de empati kurmak ve Türkiye'de siyaset yapmanın ne kadar ahlak yoksunu olduğunu göz önüne alırsak, Sayın Kılıçdaroğlu'nun kaynağını açıkça dile getirmesi AKP'nin eline koz vereceği için kaynak konusuna fazla girmediğini sanabiliriz...

Not: Bu arada yazı benzin fiyatlarındaki artışa yetişemedi ve benzin bu gün itibariyle 4,16 TL. oldu...

Umarım yeni yorunumuz

İçeriği Yazan: Edgar ŞAR Zaman: Cum, 11/03/2011 - 13:06

Umarım yeni yorunumuz aracılığıyla daha açıklayıcı oldunuz. Ben de ülkemizin kaynaklarının en önemli sorununun yanlış kullanım olduğuna eminim. Burada da bir tam egemenlik olgusu devreye girmektedir. En önemli mesele aslında bu tam egemenliği sağlayabilmektir.

Umarım bu başarılabilir...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.