Demokrasi Ziyadesiyle Ya Cumhuriyet Nerede?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında kurucu unsurlarla (Kürt ve Türk Halkı) birlikte, adı anılmasada bir gerçeklik olan ordunun oluşturduğu çekirdek kadro, en aktif rolleri oynamış ve emperyalizme karşı bir mucizenin (Gerçekleştirilme ihtimali; kendi içimizdekiler tarafından bile, padişah ve İstanbul hükümeti dahil mümkün görülmeyen kurtuluşun) gerçekleşmesini sağlamışlardır.

 

Çok partili siyasal yaşama ikinci geçişle birlikte; bazılarına göre sabır taşlarının çatladığı durumlarda, bazılarına göre kiminkiler olduğu tartışma konusu olan “bizimkiler”, “Emperyalizmin tam yada yarı sömürgesi olan” ülkelerde olduğu gibi, “Bağımsız ve egemen” bir ülke olan  Türkiye Cumhuriyeti için de:

 

Bazen, kabul gören ideolojiden sağa sapmaları merkeze çekmek, bazen de sola sapmaları yada her ikisini birden merkeze çekmek gayretiyle açıklanan darbeler/ihtilaller gerçekleştirilmiştir.

 

Çok ilginçtir ki; milyonların sokaklarda yürüdüğü dönemler, darbeler sonrası eski gazete sayfalarında onurlu ama acı hatıralar olarak kalmıştır insanların zihinlerinde. Sonrası malum;

Çok büyük bir onay ile halk oylamasına sunulan halen değişiklikleriyle birlikte anayasa kabül görmüştür.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her ne sebeple olursa olsun gerçekleştirdiği “darbeler / ihtilaller” sicili kirli ama halk gözünde onayı yüksektir.

 

Aynı derecede ilginçtir ki; Pek çok ağızdan, o zamanlar da darbe yapmış olanlara, kimileri tarafından 60 darbesi 70 ve 80 darbesinden ayrı da tutulsa, darbelerin ezici basıncı ortadan yavaş yavaş kalkmaya başladığında bütün darbeler yoğun eleştiriler almıştır.

 

Konjonktür irdelensin yada irdelenmesin, sağlıklı bilgilere ulaşılsın yada ulaşılmasın bir gerçek vardır ki;

 

Atatürk İlke ve İnkılapları’na bağlılık yemini etmiş, bunu sıkça dile getiren her kesin; ideolojik bir sapma yaşadığı gerçeği ile yüz yüze gelmişizdir.

 

Tek tip bir ideolojinin hakimiyetini reddedenlerin, elbette ideolojik mücadelelerini anlamak mümkündür fakat bu ideolojik mücadeleyle mücadele etmenin neresi anlaşılmazdır?

 

Bu gün geldiğimiz nokta ise;

 

Genelkurmay Eski Başkanı M.Yaşar Büyükanıt e-muhtırasıyla (halkı Cumhuriyete sahip çıkmaya davetinden sonra), halkı peşinden sürükleyenlerin “kayıt yok şart yok egemenlik milletin” mitingleriyle “Darbeye Hayır” dillendirmesi,

 

Öncesinde Cumhuriyet mitinglerinde “Ne şeriat, Ne Darbe, Tam Bağımsız Türkiye” sloganlarıyla “Darbeye Hayır” sloganının dillendirilmesi ve bunu Türkiye’de üç kere darbe yapmış bir kurumun “uyarılarına” rağmen yapması bize aklımızı karıştıranların aksine ziyadesiyle ülkede DEMOKRASİ VARLIĞINI göstermektedir.

 

Peki demokrasi nedir?

Sandık, Hükümet, Muhalefet, Basın(!), STK... ,bizde bunların hepsi var.

 

Peki Cumhuriyet nedir?

 

HALK ve onun Devletinin rejimi

 

HALK ekonomik krizde inim inim inlemektedir! Sırf birilerinin seçmiş olduğu ekonomik sistem tercihi yüzünden. Halka “Benim fabrikam mı var benden iş istiyorsunuz" diyen, “Ben maaşımı alıyorsam kriz yoktur” diyen bakanların oluşturduğu bir hükümet ve bu bakanların istifasını isteyen birilerinin olması  bile bu ülkede demokrasinin varlığının teyididir.

 

Ya Cumhuriyetin varlığının teyidi kimlerdir?

 

Hiç şüpheniz olmasın;

 

Yine bu ülkeyi kuran ve yaşatan asli iki kurucu unsur olan Kürtler ve Türkler ve Bu ülkenin kurulmasında ve bekası için canlarını veren Türk Silahlı Kuvvetleridir.

 

Gelişen süreçlerde bazı insanların beyanlarına bakıyorum da (Hasan Celal Güzel gibi); TSK darbe yapmadıkça saldırıyorlar TSK’ya neden acaba? Darbe karşıtı çığırtkanlar neden TSK darbe yapmadıkça nasıra basmaktalar?

 

Tezat mı gördünüz?

 

Öncelikle; Kürtler ile Türkleri birbirine düşürmek isteyen, bu ülkenin kurucu unsurlarının hedef tahtasına, Türk Silahlı Kuvvetleri koymak  isteyenlere, sonra da iktidar oldukları halde muhalefetmiş edasına bürünenlere ve onların gönüllü sözcülerine bakınız derim.

 

Son söz olarak;

 

Ülkemizde demokrasi ziyadesiyle varmış meğer;

 

 İktidar olduğu halde muhalefet gibi davranan bir hükümet, muhalefet, “yavru” muhalefet …

 

Ya Cumhurun Devleti; Cumhuriyet?

 

 

 

Erdinç AYDIN

 

erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.