Depremde Ölmek Yasaktır

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Başbakan’ın “Her kürtaj bir cinayettir” demesi, “Depremde ölmek yasaktır” demek kadar saçmadır. Nasıl ki mevcut durumda depremi engelleyemezsin ama can kayıplarını önlemek için önlem almak gerekir, kürtaj konusunda da, kürtajı yasaklayıcı bir zihniyetle, “kürtaj cinayettir” demek; önleyici tedbirler almadan “depremde ölmek yasaktır” gibi olur.

Deprem de ölümleri azaltmak, hatta sıfıra indirmek için ilk önce eğitim, sonra sağlam binalar yapmak gerekiyorsa, kürtajın olmamasını engellemek için de ilk yapılacak şey eğitim vermektir. Ancak burada yine bir çelişki doğuyor Başbakan’a göre…

Başbakan, hem doğum kontrolüne “üç çocuk yapın” diyerek çoğunlukla karşı olduğunu belli etmişken, kürtaj olunmaması için doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını isteyemez.

Kürtajın önlenmesi için, kız ve erkeğin doğurganlık yaşına gelmeden ilk önce cinselliği, ondan sonra da doğum kontrol yöntemlerini öğrenmesi gerekir. Bu yeni, 4+4+4 eğitim sisteminde ikinci 4 yıllık eğitimin içinde olmalıdır. Ancak bu ayıp! konu hakkında eğitim verilmesini çoğu veli istemeyecektir. Hükümetin ise zaten böyle bir eğitim vermeye niyetinin olmadığı açıktır.

O zaman hükümet bu konuyu eğitim ile çözüm bulmayacaksa, daha doğrusu istenmeyen çocuklar devlet için sorun teşkil etmiyorsa, o zaman altyapıyı kurması gerekecek…

İlk etapta klasik bir yöntem olan, camilere bebek bırakma olayları çoğalacağından, cami avlularına bırakılacak bebekler için özel bir bölme yaptırsınlar da, yavrucaklar soğukta veya yağmurda kalmasınlar…

Tabii ki bu işin şakası…

TNSA (Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması) 2003 verilerine göre, ülkemizde 100 gebelikten 15'i kürtaj ile sonlandırılmış.

2001 yılında 1 milyon 321 bin 890 bebek dünyaya gelmiş.

Bu rakamların 2012’de değişmediğini varsayarsak, kürtaj olmayıp da camiye-sokağa bırakılacak çocuk sayısını kısaca hesaplayalım;

1.321.890’ın %15’i = 198.283 istenmeyen çocuk...

Son olarak sağlık bakanlığı bir açıklama yapmış; “Tecavüze uğrayan kadın doğursun, gerekirse devlet bakar!!!”

Devlet sadece tecavüz sonucu doğan çocuklara mı bakacak ki..? Kürtaj olmayıp da doğurulan bütün çocuklar istenmeyen çocuk olacak ve büyük ihtimalle devlete bırakılacak, bu durumda devlet her yıl 198,283 çocuğa bakmak zorunda olacak.

2003 yılı haziran ayı sonu itibariyle, sokağa atılan toplam çocuk sayısının 23872’dir.( http://www.shcek.gov.tr/ikinci-bolum.aspx)

2012 yılında bu rakamın hiç değişmediğini varsaysak bile, kürtajın yasaklanmasından sonra sokağa bırakılacak çocuk sayısı bu rakamın 8 katı olacaktır. Bu da demek oluyor ki, devlet kürtajı yasaklamadan önce 41 adet olan yetiştirme yurdu sayısını 328’e çıkarması gerekecektir.

Eğer devlet bu altyapıyı hazırlamayıp kürtajı yasaklarsa ben bunda ard niyet ararım…

 

Ümit MİNEL

umit.minel@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.