Dilde "Özleştirme", "İnönü İlericiliği" dir !!!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Yaşı benim yaşı bulanlar (55) hatırlar

Lisede dersimize giren öğretmenin kullandığı sözcüklerden onun "ilerici" mi, "gerici" mi olduğunu yakalamaya çalışırdık...

Öğretmenimiz "yanıt" diyorsa "ilerici" , "cevap" diyorsa gözümüzde "gerici" olurdu...l

Sözde "sosyalizm öğrenmeye" ortaokul yıllarında başlamıştık da, lise yıllarındaki aklımız bile "dilde özleştirmeciliğin" bir üstyapısal sözde ilericilik; Osmanlıcaya "tu kaka" demenin ancak ve ancak "gericilere" hizmet olduğunu henüz kavrayamamıştık...

Yaşıyorlarsa sağ olsunsan,ölmüşlerse ruhlarına rahmet lise edebiyat öğretmenlerimiz de aslında bizim gibi kavrayamamıştı...

Halk edebiyatı anlatırken çoşan edebiyat öğretmenlerimiz, iş Divan edebiyatı anlatmaya gelince "su koyveriyor" daha başlangıçta Divan edebiyatı özelliği olarak, "halktan kopmuş bir dil kullanıyorladı" diye yazdırıyorlardı...

Şiire merakım vardı ya, şimdi adını unuttuğum edebiyat öğretmenime NECATİ ve NEDİM şiirleri getirmiş, "Hocam, ya ben bu şiirleri bal gibi anlıyorum... " dediğimde "Bir solcu nasıl Divan şiiri dili savunur?" diye azar işitmiş, edebiyat dersimin notu 10 düşecekken, o sene edebiyattan ikmâle kalmıştım... Besbelli öğretmenim, benim solu bırakıp sağcılığa heves ettiğimi sanmıştı...

...........................

Hep düşünmüşümdür, Mustafa Kemal Türk Dil Kurumu'nu kurarken, kendi sözleri "NUTUK"un bir iki nesil sonra "sözde" "günümüz Türkçesi" diye yayımlanacağını düşünmüş müydü?

Sanırım düşünmüştü...

Fâlih Rıfkı Bey, -hem Türkçü hem Türkçecidir- şunları yazmıştır :

"... Mustafa Kemal, 1934 ve 1935'e kadar 'millet' yerine 'ulus' sözcüğünü tercih etmiş; fakat 1935 ve sonrası yıllarda tekrar 'millet' sözcüğüne dönmüştür.... "

Öyle miydi acaba ?

İlle kaynağından da okuyacağım ya, Mustafa Kemal'in 1934 meclis açılış konuşmasına bakıyorum :

"... Dışişlerindeki arasız çalışmamız da genel siyasamıza , ulusal ülkümüze uygun olarak başarılmıştır. Bundan ötürü büyük meclisin ulus işlerindeki özeni, ulusumuzun canlılığı, gerçekten övünçle anılmaya değer... "

Peki vefatında on gün önce 1 Kasım 1938' de TBMM' de Başvekil Celal Bayar tarafından okunan Mustafa Kemal'in meclisi açış konuşmasındaki dili ne ?

"... ekonomik sahadaki inkişafla mütenasip olarak daima bütçe tahminlerini aşan devlet vâridiyatının devamlı artışı; bir taraftan vergi tahfiflerini muayyen bir program dairesinde tahakkuk ettirmeye, diğer taraftan muhtelif sahalarda verimli işlere ve milli müdaafa hizmetlerine daha çok pay ayırma imkânı vermektedir... "

Mustafa Kemal işi çabuk sezmiş, "özleştirmeciğin" halkın dilinden koparak, bir "aristokrat dil" olduğunu görmüş ve işi tatında bırakmıştır...

Ömrü yetmemiştir...

1938 sonrası İnönü Cumhuriyeti' nin CHP'ye (Cumhuriyet Halk Partisi' ne) "Kamubuyrum Tüz Bölemi" diyen CHP'nin kültür danışmanı Nurullah Ataç'ı görememiştir...

İyi ki de görmemiştir...

.........................

Sayın okur, siz bilir miydiniz 1919'da "ABD mandası" isteyenlere ABD'nin yanıtını? Şudur :

"Güzel olur aslında, herkes İngililizce konuşur böylece bir "dil birliği" de sağlanır... "

Eeee, "hoşçakalımız" "bye", "evet"imiz "okey" olduğuna göre ABD muradına erdi mi?

Ne dersin sayın okur?

UFUK KESİCİ / Antalya

ufuk.kesici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.