Din, İman, Meydan, Başbakan…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Son günlerde başbakanı bir telaş sardı ki, akıllara zarar. Aklına gelen her yerde toplantılar, mitingler yapıyor, konuşuyor, anlatıyor. Özellikle de mitinglere çok önem veriyor. Neden acaba diye düşünüyorum?

İletişim teknolojisinin bu kadar gelişmiş olduğu zamanda, hemen hemen medyanın tamamının başbakanın emrinde olmasına rağmen neden bu kadar bindirilmiş kıtaları, binlerce emniyet mensubunu, televizyon ekiplerini bu sıcakta meydanlara topluyor, anlamıyorum.

Aklıma gelen birçok neden içinde en akla yakın olanı, başbakanın oy havuzunun fazlaca televizyon izlemediği, çok çok evlenme programlarına ilgi duyduğu, gazete okumadığı şeklinde. Değilse neden toplasın ki o insanları?

Başbakan bir konuşmasında “%50 yi zor tutuyorum” diyordu. Bir çok yorumcu – bende dâhil olmak üzere- bu söylemlerin halkı bölmeye, kışkırtmaya yönelik olduğunu düşünmüş, söylemiştik. Oysa iyi düşününce başbakanın haklı yanları da var. “%50 yi zor tutuyorum” derken biraz abartmış. Etrafında %50 falan kalmamış. Bu gün en yanlı anketler bile başbakana desteğin %40 ın altında olduğunu gösteriyor. Yani beyefendi aslında haklı. %50 eriyor onları tutmak zor oluyor. Her halde bu sıcakta alanlara toplayıp onlara tutmak macunu dağıtıyor.

“Tutmak macunu” dediğimiz şeyse din söylemleri. Başbakanın 11 yıllık iktidarında o milletim dediği kesimden Karun gibi zengin bir kesim türedi. Diğerleri bunu görüyor ve rahatsız. Başbakan da Emevilerden beri devam ede gelen, dini saltanat için merdiven veya payanda yapma işine sarılıyor.

Son günlerde moda yaptığı söylemlerden biri de “camilerimize ayakkabı ile girdiler, saygısızlık ettiler, içki içtiler” sözleri oldu. Ben başbakanın bahsettiği ulema takımından değilim. Sadece Kitabımız Kuran-ı kerimin ilk ayeti olan “oku” ayetine bağlılığımdan dolayı Kuranı kerimi başucu kitabı yapıp, başım sıkıştığında tekrar tekrar inceleyen ve aklımın yettiğince yorumlayan bir kişiyim. Bu itibarla bu konudaki anlayamadığım ve birçok kişinin de anlamadığını bildiğim (Türkçe olmayan) sözleri arka arkaya sıralayarak kendime bir paye çıkaracak da değilim. Ancak okuduklarım bana özellikle bu cami konusunun bir din değil, bir saltanat konusu olduğunu söylüyor.

Hazret-i Muhammet ve halifeler döneminde cami varmıydı? Yoktu.

Çünkü yapılan birkaç camiyi Hz. Muhammet şirke yol açar diye bilhassa yıktırmıştı. Camiler ancak dört halife sonrası Emeviler ve Abbasiler döneminde moda oldu.

Eğer cami iyi bir şey olsaydı, Hz. Muhammet “ibadet mescitte olur, mescit de dünyanın tamamıdır” dermiydi? Yapılan camileri yıktırırmıydı? Ama ne çare Emevilerden beri Kuran kırk kat çaputa sarılarak duvara asılmış, çeşitli yasaklarla ANLAYARAK okunması ve öğrenilmesi engellenmiştir. Acı olan ise günümüzde din ile aldatma sistemleri hala devam ediyor.

Allah Kuranda, “senin dinin sana, benim dinim bana” ayeti ile kimsenin başkasının dinine karışamayacağını, din üzerinden propaganda yapamıyacağını, dinimizde herkesin dinini kendisi ile Allah arasında yaşayacağını söylüyor. Yani laikliğe vurgu yapıyor.

Oysa başbakan (Laik bir ülkenin başbakanı)yine yakın bir geçmişteki konuşmasında “Reyhanlı’da benim 51 Sünni vatandaşım öldü” diyerek, bırakın dini propaganda malzemesi yapmayı, yine İslamiyet’ten yüzyıldan fazla bir zaman sora ortaysa çıkan bir mezhebe ( bir saltanat aracı, zira kuranda böyle bir şey yok) vurgu yaparak laik bir ülke başbakanının ucunda ölüm olsa bile yapmayacağı davranışların içine giriyor.

Sözün özü Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, “demokrasi gereği” sokak eylemleri yapanları anlayıp birlikte çözümler üreteceğine bir yandan polisi bu gösteri yapan, ellerinde karanfiller olan halkın üzerine saldırtıyor, görüntüleri yayınlayan bir iki televizyona ceza üzerine ceza yağdırıyor, Ülkenin bir tarafında özel polis timleri kurup yol kontrolü yapan PKK teröristlerine bir şey yapamayan polisi masum çocukların, kadınların, gençlerin üzerine saldırdığı, onları yaraladığı, öldürdüğü  için kahraman ilan ediyor.

Ne diyelim, bu zihniyetle, bu iktidarla ve bunlara inananlarla ülkemizin işi gerçekten zor…

İzmir 2013

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.