Emperyalizm, "Soğuk Savaş" ı Bitirdi mi Sanırsınız ?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bilirsiniz "SOĞUK SAVAŞ" İkinci Savaş sonrası 1945 ile Sovyetlerin dağıldığı 1991 yılları arasındaki döneme deniyor

Pek bu dönem gerçekten de 1991'de bitti mi?

Bir kadim dosttum, (12 Eylül çilekeşlerindendir) kahince bir öndeyide bulunmuştu eski zaman bir Antalya gecesinde :

"Emperyalizm, düşmansız yapamaz. Sovyetleri parçaladı, göreceksin Orta Avrupa Komünist ülkelerini de (Yugoslavya-Macaristan-Çekoslovakya-Arnavutluk-Bulgaristan vb) parçalayacak, ondan sonra iş Ortadoğu Arap ülkeleriyle Türkiye'ye gelecek... "

Kadim dostumun kahince öndeyisi neredeyse kelimesi kelimesine tuttu...

Orta Avrupa komünist ülkelerinin her biri kanlı iç savaşlarla dört beş ülkeye bölündüler, sonra "11 Eylül bahanesiyle Afganistan'a, "demokrasi getireceğiz" bahanesiyle Irak'a girdiler. Her iki ülkeyi de bölük pörçük ettiler. Irak üçe bölündü, kuzeyinde bir Kürt devleti kuruldu. Ardından "Arap baharı" ile Mısır, Libya halledildi, şimdi sıra Suriye'de...

....................

Biliniyor; "SICAK SAVAŞ" ın silahları tank-top-uçak-atom bombasıysa, "SOĞUK SAVAŞ" ın silahları, propaganda, azınlıkları kışkırtarak ülke bölmek, ülke içindeki aydınları tavlayarak sözde "insan hakları" bahanesiyle ulus devleti ortadan kaldırmak vs...

Aaa ! Bu "soğuk savaş" yöntemlerinin hepsi bizde uygulandı. Önce Osmanlı parçalalanırken yardımlarını gördükleri "birinci kartları" ERMENİLER'i ortaya attılar... ASALA ile Türk diplomatları öldürüldü, ülkemizde bir Ermeni-Türk çatışmasının kışkırtmasını yaptılar. Ülkemiz içindeki Türk vatandaşı Ermeniler de Türkler de bu tuzağa düşmedi...

Bu kez ikinci kartlarını açtılar: KÜRTLER...

Ne de olsa Cumhuriyet'in ilk döneminde Musul sorununda DERSİM; Hatay sorununda ŞEYH SAİT ve bunlar dışında 15 isyanla "Cumhuriyeti yıkmak" adına epey yardımlarını görmüşlerdi...ASALA yerini PKK aldı. 1984 Eruh baskınından beri uğraşıyoruz. (Dönemin başbakanı Turgut Özal, Eruh baskını için "üç beş çapulcunun işi" demişti. )

Emperyalizmin, ERMENİ kartı tutmamıştı da KÜRT kartı tutacak gibiydi... Hemen içimizdeki kendi okullarından mezun ettiği "aydınlarımızı" (!) tavlamaya başladı. Zaten Özal dönemi 'restarasyonunda' tavlanacak kıvama gelmişlerdi.

İlk tavlananlar, bu yabancı okullardan mezun "tatlısu frengi" aydınlar yanında, 1960'tan beri kıçını bir sözde sosyalist ülkeye dayayıp "sosyalizm" yaptığını sanan "Sovyet yanlısı" ve "Mao yanlısı" eski solcular oldular... (Sovyetler dağılınca, Çin ufak ufak kapitalizme yönelince felekleri şaşmıştı...Hemen liberal oldular.) Ardından "Özal nesli" dediğimiz; tanrısı para olan ve kendi geçmişini küçümseyen aydınları...

Topuna birden "LİBERAL" dediğimiz bu aydınlara, emperyalizm çeşitli görevler dağıttı. Kimisi "orduya saldırmak", kimisi "yargıya saldırmak", kimisi "Gazi Mustafa Kemal'e saldırmak", kimisi "ulus devlete saldırmak", kimisi "BDP ve PKK'yi desteklemek" vb görevleri üstlendi. Bir on yıl da eksiksiz bu görevlerini ifa ettiler... Hâlâ ifa etmeye devam ediyorlar...

(Öylesine cahiller ki, "Kurtuluş Savaşı'nı yapanlar, Osmanlı bürokratları askerlerdi" diyorlar. Ne olacaktı, Fransa'dan sosyalist işçiler mi ithal edecektik 1919'da ? Ayrıca "yapanlar" yanlış, "örgütleyenler" olmalıydı. Kurtuluş Savaşı'nı halk yapmıştır.)

Ve nihayet emperyalizmin son kozu "ILIMLI İSLAM BİR PARTİ İKTİDARI"...

G. Fuller'in öne sürdüğü ve emperyalizmin onayladığı görüşe göre, Türkiye'de Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın düşünceleri artık eskidi;Gazi laikliği çok ciddiye almıştı. Bu kadar ciddiye alınacak şey değildi laiklik. Asıl iş demokrasiydi. O zaman Gazi'nin düşünceleri eskidiğinden vageçilecek, "ılımlı İslam" bir parti, demokrasiyle barışık olmak kaydıyla Türkiye'de iktidara getirilecek... Bu parti azınlık Kürtlerin haklarını savunacak....(Fuller, NATO için ne der; "NATO'nun aradığı şartlarda bir ülke için laiklik ilkesi yoktur; demokrasi ilkesi vardır.)

Bak bak bak... Gördünüz "soğuk savaş" planlarını...(Lozan'da "azınlık" diye söz edilenler, gayrımüslimlerdir ayrıca, Kürtler değil...)

Bizde Fuller'in dediklerinin aynısı uygulanmıştır...

Ilımlı İslam bir parti, kurulur kurulmaz tek başına iktidar yapılmış, Gazi'nin "ulus devlet" kaleleri teker teker emperyalizm tarafından ele geçirilmiş, liberallerimiz sabah akşam emperyalizm ağzıyla "Kürt sorunu bir insan hakları sorunudur" yazıp durmuşlardır...

Bir yandan "küreselleşme ve özelleştirme" denilerek, ülkenin nesi var nesi yoksa satılırken; (ulusal ekonominin iflası yani, başka bir deyişle Gazi'nin "iktisat misak-ı millisinin iflası) bir yandan da "ulus devlet öldü" , denilerek Gazi'nin sınır misak-ı milli'sinin iflasına çalışılmıştır...

.....................

Emperyalizm bu soğuk savaş taktiklerini önce Sovyetler'de, sonra Orta Avrupa komünist ülkelerinde, sonra Irak ve Afganistan' da sonra Ortadoğu' da kendisine muhalif İslam ülkelerinde uygulayarak bir bir onları dağıtmış; gözünü 1923'ten beri ne yaptıysa yıkamadığı Gazi'nin cumhuriyetine dikmiştir...

Şimdi "ılımlı İslamcılar", "liberaller", "cemaatler" vb ile el ele Gazi cumhuriyetini nasıl bitiririz çalışmalarına devam etmektedir... Maalesef epey de yol almıştır...

Kemalistlere, ilericilere, sosyalistlere, komünistlere düşen görev birbirlerini yemeyi bırakıp emperyalizmin bu ipliğini pazara çıkarmaktır.

Elbet emperyalizm yandaşları ılımlı İslam partinin, liberallerin ve cemaatlerin de...

Yoksa, 1980 sonrası yaptıkları gibi "BİZ NERDE YANLIŞ YAPTIK" şarkısı dinlemeye başlarlar gene...

Benden demesi...

UFUK KESİCİ / Antalya

ufuk.kesici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.