Erbakan'ın Ardından...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

           Gidenin ardından kötü konuşulmaz derler. Doğrudur. Erbakan’la aynı dünya görüşüne sahip olmasam da onun ulusal duruşu sonuç olarak bir payda içerisinde buluşmamıza sebep oluyor.

Hayatında bir kez başbakan oldu. Ondan da askerler etti. Siyasal tarihin önemli simalarından biriydi. 1970, 24 Ocak’ında Milli Nizam Partisini kurarak Milli Görüş’ün ilk adımını attı.

Zeki biriydi tartışılmaz. Bizim emperyalizm dediğimiz şeye o Siyonizm derdi. Bizim düşmanımız ise Amerika başta olmak üzere her türlü emperyal söylemdi. O ise Amerika’dan ziyade İsrail üzerine yoğunlaşırdı. Siyonizm’e o kadar tepkiliydi ki gömleklerini çıkartan çocuklarını siyonizmle işbirliği içinde olmakla eleştirmekten geri kalmadı.

İlk milli tank projesi olan Leopard’ın Baş Mühendisiydi. Milli olarak geliştirdiği tankların bir başka versiyonu ise 5 Şubat 1997 sabahı kendisini başbakanlık koltuğundan alaşağı etti.

           Siyasal hayatın renkli simasıydı. Yaptığı açıklamalar, kimi kesimce alay konusu olurken kimileri için Karadenizli olmanın verdiği kıvrak zeka olarak yorumlanıyordu. 1980 de kadayıfı siyasi bir figür haline dönüştürdü. 1995 seçimleri öncesinde yeni bir din olarak patates dinini işaret etti. Kendisine göre Refah Partisi’ne oy vermeyeni patates dinine mensup saydı. Mustafa Kemal yaşasaydı Milli Görüşçü olurdu diyerek büyük bir kesimi (ben dahil) çileden çıkardı. 1996’da ‘...Gün gelecek rektörler türbana selam duracak!’ diyerek Refah Partisinin kapatılmasına gerekçe oluşturdu.

Susurluk Olayı ve karanlık süreçleri eleştirmek için yapılan ‘sürekli aydınlık için bir dakika’ karanlık eylemcilerini “gulu gulu dansı yapmakla” suçladı. Türkiye tarihinde hiçbir hükümet zamanında askere, memura ve emekliye O’nun dönemindeki kadar zam yapılmadı. O kadar ki, dönemin Genelkurmay’ı bile kendisine teşekkür etti.

Yanlış bulduğum, sert eleştirdiğim yanları olmuştu. Lakin ben onu nasıl tanıdıysam öyle öldü. Değişmedi... O yüzdendir ki “iyi adamdı” diyebiliyorum.

 

Özü, sözü birdi...

Zekiydi. Hemde çok zekiydi...

Kendimizi bildik bileli Erbakan siyasal İslamcıydı. Gerçek bir muhafazakardı, öyle takiyyeci falan değil...

Ve dediğim gibi nasıl tanıdıysak öyle gitti...

Kimlik mimlik, gömlek mömlek değişmedi...

Ülkesinin milli çıkarlarını pazarlamayı düşünmedi...

Hele hele İsrail’e pazarlamayı asla ve asla düşünmedi..

Kendi dönemi liderleri içerisinde tek öğrenci grubu yetiştiren liderdi.

Anlaşılan o ki, vaktiyle öğrencilerinin bıyıkları yeni terlediği yerde, hocalarını dinlemek yerine o derslerden kaytarmışlardı.

Şubatın 28’inde siyasetten, 27’sinde dünyadan çekti gitti…

Ümit ederim ki öğrencileri de birgün bu dünyadan çekip gideceklerini öğrenmişlerdir.

 

İlker Ekici

İlker.ekici@politikadergisi.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.