Ey Kanla Beslenenler! Bıktırdınız Artık!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Fevzi Moray

 

Değerli dost ve silah arkadaşlarım, önce Türkiye üzerinde akıl almaz oyunlar oynandığını  tekrar tekrar üzerine basarak belirtmeliyim.   Aklıselim Türk insanının önüne bir takım abuk-sapık  programlar servis edilerek  ( Futbol,   evlenme programları vs.)  hedef  kargaşası yaratılıyor.

Etkin zeka gücümüzün  ( özellikle genç ve dinamik kesim ile fedakar  bayanlarımız)  yanlış hedeflere  teksif  edildiğini artık bilmeyenimiz yoktur sanırım. Bundan dolayıdır ki, emperyalistlerin  hayal ettikleri hedeflere ne kadar yaklaştığını da  artık görmemiz gerekiyor.

Bakın! Dostlarım aradan 32 yıl geçmiş , zaman aşımına  uğramış ,bu süreçte dava arkadaşlarından bir kısmı hakkın rahmetine kavuşmuş.  Siz sevgili ve duyarlı dostlarım neden bahsettiğimi şüphesiz anladınız. Siz anladınız da yine anlamayanlara  anlatmak farz olmuştur ,1980öncesi ortamı ve boğazımıza kadar batağa batmışken , halkın tepkilerini dikkate alarak geçte olsa yapılan müdahaleyi.

Şimdi  özelliklesözüm AB-D’yedir.  Bıktırdınız artık . Bu kadar mı Türk Silahlı Kuvvetlerine kin güdülür yahu!.Müdahaleye  zorladığınızEvren Paşa ve dava arkadaşlarının üzerine gitmekten kastınız nedir?  Gayenizi  biz biliyoruz da unutanlar  için yazıyorum bu satırları..

Diğer bir dikkate değer konuyu anlatmalıyım şimdi..

Kısa zaman önce  ( 06 Ocak 2012 ) Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanlığını yapmış  Sayın İlker BAŞBUĞ, bilindiği üzere  TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ve  Üstün Hizmet Madalyası sahibidir. Yine bu iktidar tarafından  Sayın Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile Genelkurmay Başkanlığına layık görülmüştür. O halde ne oldu da liyakatli komutan “Terör Örgütü Yöneticisi – Darbeci” suçlamasıyla tutuklandı.

Bu yazıyı kaleme almama sebep olan bir başka önemli tespiti biraz açmam gerekiyor..

Zamanında arkasında  Amerika’nın desteği   olan Evren paşanın  yapmak durumda bırakıldığı  müdahale söz konusu olunca , müdahale öncesi  dönem  film şeridi gibi gözümün önünden geçti.

1970-1976 yıllarında İstanbul'da sıkıyönetim hüküm sürüyordu.  Vatan ve  millet aşkıyla görev yaparken daha henüz temiz olan denize bir gün bile  elimi sokamamıştım. Yok Ecevit ,yok Demirel geliyor şeklinde haberler karşısında ,"haydi Fevzi   Bölükle Aksaray- Saray burnu arasında emniyeti huzuru sağla”

O zamanlar Boğaz Köprüsü henüz yapılmadığından (1973'te açılmıştı)Saray Burnu intihar etmek için ideal bir adresti. Ben bile insana yakışmayan, Allah'ın verdiği canı sonlandırmayı düşünür hale gelmiştim. İnsanı yıldıran, dehşete sürükleyen, insanlıktan çıkaran o günleri bizler yaşadık, unutmadık ve o günleri yaşamayanlara hatırlatmakta, en önemli görevimizdir.

1976-1980 yıllarında ise  görev yaptığım Erzurum  kentinde bu kez huzur kalmamıştı. İlin Atatürk Üniversitesi'nde öğrenciler solcu,  sağcı olarak  düşman gibi ikiye bölünmüş, adeta birbirlerini yok etmenin mücadelesini vermekteydiler.

Bizler ise artık asli görevimizi unuturcasına, zayiat ve hasarı en aza indirmek adına, üniversitenin içinde 24 saat esasına göre  münavebeli olarak  nöbet tutar hale gelmiştik.

Bilindiği gibi tarih boyunca bu topraklarda kurulmuş olan 16-Türk Devleti,  emperyalist güçlerin planları doğrultusunda içte çıkartılan kargaşalar nedeniyle yıkılmıştır.  İlerleyen yıllarda, yabancı güçlerce aynı hedefler doğrultusunda gerçekleştirilen üç müdahale  , huzurun olduğu bir ülkede askerin müdahalesişeklinde akıllara kazınarak ,  ülke insanının kafası karıştırılmış ve T.S.K 'ye güvenin azaltılması hedeflenmiştir..

Ancak  Silahlı güçlerce ülke yönetimine el koyan , huzur ve emniyeti sağladıktan ve  ülkeyi tekrar demokratik ortama kavuşturduktan sonra , yönetmesi gerekenlere teslim edenlere en güzel örnek yine Türk Silahlı Kuvvetleri olmuştur.

Bu uygulamaya acaba başka bir ülke örnek gösterilebilir mi? Malum en yakın  komşumuz Yunanistan ile aramızda  Kıbrıs Barış Harekatı olmamış ve rahmetli Bülent Ecevit Yunanistan'ı bu nedenle  uyandırmamış olsaydı, 1967 yılından itibaren yönetimde olan Askeri Cunta rejimi aynen ülkesini yönetmeye devam edecek, belki de tarihten silinme ile karşı karşıya kalacaktı. ..

Yönetmesi gerekenlerin başta olmadığı bir yerde ,kalkınmak ve başarıya ulaşmak  mümkün müdür?

Çıkarcı ve aç gözlü dış mihraklar , bu ülke insanının  hiç beklenmedik zamanda topyekun kenetleneceğini  , Türk milletinin Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ne kadar bağlı olduğunu   çok iyi bilirler. O nedenle diyorum ki, tarihi bu kadar zengin ve muhteşem olan Türklerle densizce, hayasızca ve zalimane  baş edeceklerini sananlar  elbet akıbetlerini de tayin edeceklerdir.         

Dikkat edilirse ,emperyalist güçler, kendi çıkarlarına hizmet etmeyen ülke liderlerini değiştirmede de hüner sahibidirler. İnsanları kaosa sürüklemekte ,ülkeyi yaşanamaz ,nefes alınamaz hale getirmekte çok başarılı olmuşlardır.

Akıllara zarar veren bu esef verici olaylar  karşısında Türk insanının feryatlarını dikkate almak en akılcı yoldur diye değerlendiriyorum.  Zannetmesinler ki duyarsızız. Kenetlenme ve birlik olma  günleri yakındır. Emperyalistler ve onların uşakları bardağın  taştığını  ve göğsünü can siper etmiş Türk insanının sabrının da zorlandığını  iyi bilmelidir.

Neden mi bu kadar emin konuşuyorum?  Ben Türk’üm diye haykıran  Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK sevdalılarından hiçbir zaman ilişkimi koparmadım da ondan.

Bu nedenle yaşananların unutulmadığı ,öğrenilmesi gerekenlerin  genç nesillere hatırlatılması dileklerim ile Silah arkadaşlarıma ve dostlarıma en derin sevgi ve saygılarımı arz ediyorum.

Fevzi MORAY 

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.