Faşizan Baskılar…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bir hükümetin ana politikası ne ise bu politikayı oluşturan ara politikaları da aynıdır. AKP hükümetinin baskı, yıldırma ve biata zorlama politikaları her alanda kendini gösteriyor. İşte en yeni örnek. Sürgün politikasına kurban giden memur branşları ve sayıları artıyor.  Çalışma bakanının yakınmalara cevabı ise ilginç olmadan öteye artık yaptıkları keyfi ve baskıcı uygulamalara kılıf arama zahmetine bile girmediklerini göstermektedir.

“Çalışma Bakanı Faruk Çelik, memur rotasyonu taslağının 'Sürgün' olduğu iddiaları üzerine "Sürgün değil, hizmeti yoran, tıkayan, seri karar almayı engelleyen uygulamaları ayıklama çalışması" dedi.
İşte bu anlayış faşizan baskıların nasıl memurlarım üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanacağının açık göstergesidir.

Hatırlanacağı üzere bu iktidar daha çok demokrasi sloganı ile gelmişti. Yapılan uygulamalar ile ise daha çok demokrasiyi bir yana bırakın, kazanılmış haklar bile ellerden alınıyor, faşizan uygulamalar çoğalıyor. Bir insanı isteği dışında bir şehirde çalışmaya zorlamanın demokrasi ile bir alakası olduğu düşünülemez.

Hadi Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkede bazı meslek gurupları böyle rotasyonlara tabi tutulabilir. Mesela polis teşkilatı. Tabii bu kural bütün polisler için geçerli olmamalıdır. Mesela herkesin kafasında “polis eğer bir yerde uzun süre kalırsa hem çevre ile içli dışlı olacağından, hemde rüşvet illetine yakalanma riski artacağından rotasyon anlamlı sayılabilir. Ama masa başında memur olarak çalışan bir polisin oraya buraya tayini bence zulümdür. Kimileri bir kısmın tayin edilmesi diğerinin edilmemesini ayrımcılık olarak görmemesi için devlet pek ala sürekli tayin ettiği memurunu maddi açıdan güçlendirerek bu tayinleri istekli hale getirebilir.

İzmir de büyümüş ve İzmir de çalışmakta olan bir öğretmeni Hakkari’ye yollarsanız ondan ne kadar verim alabilirsiniz, bir düşünününüz derim. Hatta daha yakınımızda gözlemlediğimiz bazı durumları aktaralım. İlkokul birinci sınıf öretmeni gelecek yıl rotasyona tabi olacağını biliyor, dolayısı ile de çocuklarla o kadar ilgileniyor. Altı yaşındaki çocuklar en az yarım dönem uğraşılarak öğretmene adapte olmuşlar, gelecek sene başka öğretmen. Bu hükümetin amacı eğitmek değil, eğitmemek diyenler haksız mı oluyor?

Bu tür rotasyonlar tartışılabilir ama bakanın gerekçeleri tamamen faşizan bir yönetimin itirafından başka bir şey değil. Yandaş olmayan memurları işten atmanın kibar bir yolu olarak kullanılabilecek bir uygulama. “Hizmeti yoran, tıkayan, engelleyen” memuru kim nasıl tespit edecek? Tabii ki AKP hükümetinin o kurumun başına getirdiği beklide AKP li olmasından başka hiçbir özelliği olmayan badem bıyıklının biri. O adamında kendi silik kopyalarını bir yerlere tayin etmeyeceğini bilmek için kâhin olmaya gerek yoktur.

Kaldı ki, iyi niyetli bile olsa bu şehirde beğenilmeyen bir memur nasıl olacak da doğuda iyi olacak? Bu doğu bölgelerini aşağılamak, ora insanına hakaret etmek değimlidir?

Birde bakan tayin edileceklerle konuşarak bu işi halledeceğiz diyor. Ne konuşulacak memurla? Kardeşim seni doğuya sürüyorum ama memlekette demokrasi var istifa etme hürriyetini sonuna kadar kullanabilirsin mi diyecek?

Artık bu iktidarı yok etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Halkın Çok sabırlı, çok uykucu, çok şark kurnazı, çok biatçı kısmı artık “yetti gari” demelidir, çok geç olmadan…

İzmir 2013-04-09

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.