Gel Vatandaş Gel, Vekilliğe Gel!

          Domatese, bibere, soğana yüzde üç yüz zam geldi, milletvekilliği adaylığına başvuruda zam yok..

 Son seçimlerle aynı fiyat…! İkiz takkelere bile yüzde otuz zam geldi, vekillik ücreti enflasyonu yendi..!
 Koş vatandaş koş, adaylığa koş….

          -Ömür boyu sağlık güvencesi,
          -2 yıl sonunda emeklilik hakkı,
          -Emeklilik maaşıyla birlikte, 15 bin lirayı bulan maaşı,
          -Mevki makam, şan şöhret, özel aracı, koruması,
          -Ticaretle uğraşıyorsan, hele bir de iktidar partisini seçtiysen ihya olma şansı,
          -Muhalefeti seçtiysen üzülme, al maaşı yat aşağı,
          -Dokunulmazlık zırhı da, yanında cabası…

Böyle teklife, 3 bin lira çok mu ey vatandaş, koş, vekilliğe koş…!!!

Ey, 10 milyon emekli vatandaşım; senin koşacak halin mecalin kaldı mı? Aldığın maaşla, ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünürken, karalar mı bağladın?

Ey, 4 milyon işsizim güçsüzüm; koş sende koş, yalın ayak koş…Sen vekil olamasan da, sana bırak 3 bin lirayı, asgari ücretli işi çok görseler de , 3 bin lirayı senin geleceğine yatırıyorlar, sen ver vekaleti, çare bulunur umuduyla koş…!

Ey, 4 milyon asgari ücretli çalışanım; sen de evden işe, işten eve koşarsın.. 10 milyon bakmakla yükümlü olduğun kişiye, bir sıcak ekmek götürdüğün zaman mutlu olursun..
            Sen de, 3 bin lira ne gezer, bunu bilir, bilmez onlar ama, sen kalma ileri demokrasiden geri, yerine getir sandıkta, vatandaşlık görevini….!

Ey, 6 milyon sigortalı çalışanım; senin aldığın maaş da, asgari ücretle yoksulluk sınırı arasında gider gelir..Sen şanslısındır zaten, ha vekilliğe koşmuşsun ha koşmamışsın…!

Ey, 2 buçuk milyon memurum; her ne kadar işini bilirsin diye itham etseler de, sen de çoluğunu çocuğunu okutmaktan başka bir şey düşünmezsin. Elbet, sen koşamasan da, çoluğun çocuğun vekilliğe koşsun diye, bir umutla yaşarsın….

Ey, okuldan, işten geldiğinde, eşine, çoluğuna çocuğuna, taştan ekmek çıkartan, sayıları 28 milyonu bulan ev kadınım, anam, bacım, gardaşım; senin zaten dışarıda gözün yok ki vekillikte olsun.. Büyüklerimiz daha iyi bilir, biz işimize bakarız dersin, geçersin..Beklersiniz bir gün, her şey güzel olacak diye….

Ey, 1 buçuk milyon okuma yazma bilmeyen erkeklerimiz; sizleri de biliriz, taşın suyunu çıkarır, çalışırsınız, yeri gelir ırgatlık yapar, yeri gelir hamallık, yeri gelir marabalık...Sizin etli de sütlü de gözünüz var mıdır ki vekilliğe koşasınız…Zaten okuma yazma bilmemen kabahat…

Ey, 18 milyonu bulan, ilk, orta öğretim ve üniversite öğrencilerimiz; siz zaten hele bir büyüyün de geliniz.. İyi okuyunuz ki, bugün seçimlere kadar vekillik, seçimlerden sonra üstünlük taslayanların yerini alınız….Umudumuz sizlersiniz…

Değerli vatandaşlar, milletvekili adaylığına başvurular, AKP ve CHP 3.000 TL, MHP 1000 TL olmak üzere satışa sunulmuştur. Her partinin, ‘halkçıyız’ söylemleriyle girdiği bu seçim yarışında, yukarıda seslendiğim yaklaşık 68 milyon vatandaşın, satışa çıkarılan adaylığa başvurma imkanları olup olmadığını, milletvekili şartlarını yerine getirmekten ziyade, milletvekilliği adaylığına ne kadarı, yüzde kaçı başvurabilir çerçevesinde, değerlendirmenizi istiyorum.

Bizlerin nasıl, demokrasi oyununun asli unsuru olmaktan ziyade, bu oyunun 4 yılda bir hatırlanan bir kuklası durumuna düşürüldüğümüzü görünüz. Nüfusun, sadece yaklaşık iki milyonunun, milletvekilliği adaylığına başvurma imkanının olduğunu, bunların da büyük çoğunluğunun, siyasetle ne kadar ilgilendiğini de hesaba katıp, kimleri, nasıl ve hangi şartlara maruz bırakılarak, seçmeye zorlandığımızı bir kez daha düşününüz. Siyasi partilerin antidemokratik yapısını, genel başkanların ağzından çıkan sözlerle, parti siyasetlerinin ve milletvekillerinin belirlendiğini düşünerek, üstüne bir de yüzde 10 barajını eklediğimizde, ne kadar ileri demokrasi de yaşadığımızı hayal ediniz. Zaten başka bir şansınız da yok!

Nietzsche’nin şu sözü bile bu tabloda, bizlere dayatılan demokrasi zannettiğimiz şeyin, gerçek yüzünü ortaya koyması açısından, gerçekten hafif kalıyor. Koş vatandaş koş, gerçeklerle yüzleşmeye koş..!!!

            Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!
           

Friedrich Nietzsche

Oğuz Kemal ÖZKAN

Oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com