Gladyo'nun Türkiye Şubesi

Bu yazımda size Hanefi Avcı’nın, “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabına istinaden Fethullah Gülen’in derin devlet olmaya çalıştığını veya olduğuna dair bu sitede ve başka sitelerde yayınlanmış yazılarımdan bir derleme sunacağım. Fethullah Gülen’in Emniyet Teşkilatını ele geçirdiğini sağır sultan bile biliyordu ama kralın çıplak olduğunu kimse söyleyemiyordu. Bu kitap kralın çıplak olduğunu söyleyerek malumu ilan etmiştir.

 İlk olarak kendi sitemde (www.hurkalem.com) 9 Kasım 2009’da; bu sitede 17 Şubat 2010 tarihinde yayınlanan “ETÖ ile FETO Kapışması” yazımdan bir bölüm:

“...Derin devlet denilen şey, devletin kurumlarını ele geçirerek, devlete hükümet eden iktidardan bağımsız hareket eden, illegal yapılanmalardır.”

“Peki, FETO derin devleti hangi kurumları elinde tutuyor dersiniz?”

“FETO’nun elinde tuttuğu veya eline geçirdiği kurumların başında Emniyet Genel Müdürlüğü gelmektedir. FETO’nun karargahı ya da kalesi Emniyet Genel Müdürlüğü’dür. Zaten 10 yıl önce bile Fethullah Gülen’in Emniyet Genel Müdürlüğü’nü ele geçirmeye çalıştığına dair istihbarat bilgileri vardı.”

“Türkiye’de hiçbir kuvvet arkasında başka derin global örgütler olmadan derin devlet olamaz… Türkiye’de derin devleti kuran ya da destekleyen en büyük derin örgüt de CIA’dır.”

“CIA, Kenan Evren’e 1980 darbesini yaptırdıktan hemen sonra Türkiye’nin derin devletini kurdu. Bu derin devlet 2000’li yıllara kadar Türkiye’nin siyasi ve stratejik konumuna yön verdi… Bu zamana kadar hükümette olanları da bu derin devlet yönlendirdi. Ancak 2000’li yıllara gelindiğinde CIA’nın kurduğu bu derin devlet, ihtiyaçlara cevap veremez hale geldi. Belki de buna 1 Mart Tezkeresinin Meclisten geçmemesiyle karar verdi. CIA bu eskimiş ve kontrolünden çıkmış derin devletin yerine başka bir derin devlet kurmak için düğmeye bastı. Türkiye’de bunu yapabilecek en büyük yapılanma da FETO’dur. Ancak FETO’nun elinde bunu yapabilecek teçhizat ve eleman yoktu. Bu sorunu da CIA, FETO ajanlarını en son teknolojik dinleme aygıtlarıyla donatarak çözdü...”

Sonra TSK’nın ve bence Türkiye’nin stratejik hafızasının bulunduğu kozmik odaya girildi. Bunun üzerine yine kendi sitemde 28 Aralık 2009 Tarihinde “Polis Kılıcı Ne Yapacak?” diye sordum:

“...1989’dan sonra o zamanın hükümeti kılıcı devlet adına kullanması için Mafya’ya verdi… (Bu vatan için kurşun atan da, kurşun yiyen de bizim evladımızdır.- Tansu Çiller) Mafya, bu kılıcı kimi zaman devlet adına kimi zaman kendi menfaatlerine kullandı… Mafya bu kılıcı daha çok kendi dalında kullandı… Silah ve eroin kaçakçıları kılıçtan çok çekti…

Ancak mafya bu kılıcı gerektiği gibi kullanamıyordu, mesela teröristlerle mücadelede… O yüzden bu kılıcın sahibi teröristlerle aktif  mücadele eden bir güce geçmeliydi. Bu kılıç Susurluk’ta, bagajdaki kayıp çanta ile birlikte JİTEM’in eline geçti. Teröristler ve teröristlere destek verenler bu kılıçtan çok çekti…

Şemdinli’de JİTEM deşifre olunca kılıç, aynı yolda yürüdükleri Özel Kuvvetler Komutanlığı’na teslim edildi…

Şimdi savcılar, Özel Kuvvetler karargahında üç gündür ne arıyorlar dersiniz? Yoksa gerçekten böyle bir kılıç var mı?

Peki savcılar bu kılıcı üç gündür neden arıyorlar ve bulduklarında ne yapacaklar? Yok mu edecekler yoksa başka bir gruba mı verecekler?

Başka bir gruba verilecekse, sizce bu grup kimdir? Benim aklıma bir grup geliyor, ya sizin?

Neyse… Bir de bu kılıcı polis kullansın bakalım neler yapacak…”

http://www.hurkalem.com/gundem/polis-kilici-ne-yapacak.html

Son olarak şunu belirtmek isterim yukarıdaki yazıda “Gladyo” sembolize edilmiştir. Ancak yine de Dünya’nın derin devleti olan Gladyo, ülkelerdeki derin devletlere yetki vererek aslında bir nevi kılıcı kullanma yetkisi vermektedir. Hiçbir ülkenin Gladyo’nun izni olmadan derin devletini oluşturamayacağını düşünmekteyim. Bu sebepten dolayı da Fethullah Gülen’in Gladyo’nun Türkiye şubesi olduğundan hiç şüphem yok...

Umit.Minel@PolitikaDergisi.com