Hayırlı İşler

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

   Bu ülkenin bir Milli Güvenlik Kurulu var…
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en üst düzeydeki komutanlarından oluşan bu kurulun üzerinde mutabakata vararak belirlediği bir de “Milli Siyaset Belgesi” var…
Milli Siyaset Belgesi, ülkenin güvenliğini tehdit eden en önemli tehditleri ve riskleri tespit edip, çarelerini araştırıyor…

Uzun yıllardan beri “irtica” faktörü, Türkiye’nin Milli Siyaset Belgesi’nde rejimi tehdit eden en önemli risk grubu olarak değerlendirilip, tespit ediliyordu.
Ancak geçen gün televizyon ekranından ilgili Bakan açıklıyor:
- Milli Siyaset Belgesi’nden bazı sakıncalı kavramlar çıkartılmıştır… Bu kavramlar toplumda rahatsızlık yaratmaktadır. Bu rahatsızlığı bertaraf etmek için Milli Siyaset Belgesi’nden söz konusu kavramlar ayıklanmıştır…
Ayıklanan kavram irticadır!..
Rahatsızlık veren husus, irticaın rejimi tehdit eden bir güç olduğunun resmen tescil edilmekte oluşudur.
Ve artık bundan böyle, Milli Güvenlik Kurulu’nun kararı ile irtica yönlü eylemler ve kalkışmalar Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden bir unsur değildir.
Vatana millete hayırlı olsun…
İşte bu nokta sözün bittiği yerdir… Dolayısıyla bizim de söyleyecek bir sözümüz yoktur; kalmamıştır…
Siz, Atatürk Devrimleri’nin bekçisi olan öğretmenlerin yarısını bu mesleği seçmiş olmaktan pişman bir halde yaşatıyorsanız…
Siz, karşı devrim sürecini bu halka demokratikleşme olarak yutturmak için çökerttiğiniz ulusal medya organlarının eli ile bin dereden su getiriyorsanız…
Milli Marşımızı, andımızı, Atatürk heykellerini okullardan kazımak için kararlar alıp, eylemler düzenliyorsanız…
Ve eğer siz, bu ülkeyi dindar ve laik kesim olarak iki sanal, naylon ve sahte ayrıma bölmeye çalışıyorsanız…
Hepsi normaldir bu gelişmelerin… Hepsi mubahtır Cumhuriyetin aydınlarına ve hepsi olağan gelişmelerdir, sıradan işlerdir. Geçiniz!
Bir milletin “kurtuluş” mücadelesi vermesi için böyle bir çukurun içine itilmesi, varlığının ciddi bir biçimde tehlikeye düşürülmesi ve bıçağın kemiğe dayanması gerekiyor demek…
1919’larda da böyle değil miydi ülkenin içine düştüğü koşullar?..
Ülkenin bağımsızlığı ve hatta varlığı büyük bir risk altında sokulmamış mıydı?..
Yunan’ın İzmir’e çıkması, Padişah’ın düşmanla işbirliği yapmakta olduğu gerçeğinin sağır sultan tarafından dahi öğrenilmesi… Ve en önemlisi, ülkenin ordusunun hedef haline getirilmiş olması bıçağın kemiğe dayanmasına neden olmuş ve Türk halkı büyük bir atılım içine girmiş “kurtuluş”unu gerçekleştirmişti…
Bugün Yunan askeri İzmir’de değildir… Ama Yunan bankaları Türk ekonomisinin merkezindedir…
İşgal kuvvetleri ülkenin başkentine girmiş değildir… Ama, NATO şemsiyesi altında Amerikan askerleri vatan topraklarında üstler kurmuş, füzelerini yerleştirmeye çalışmaktadır.
Emperyalist güçlerin borazanlığını yapan devrin “Mütareke Basını” Babı Ali’den taşınmış, modern gökdelenler içine konuşlandırılmış, özenle devşirilmiş ve ülkemizi hedef alan “a-simetrik psikolojik savaş”ın mermisi haline getirilmiştir.
Tertipler, düzenler, saldırılar ve ihanetler birbirini kovalamaktadır.
Ve ilgili Bakanımız işte tam bu koşulların içinden geçerken televizyon ekranından açıklamaktadır:
- Rahatsızlık yaratan bazı kavramlar Milli Siyaset Belgesi’nden ayıklanmıştır…
Ayıklanan kavramın altını bir kez daha çiziyoruz: İrtica tehdidi!..
Gelinen nokta gerçekten sözün bittiği yerdir.
Bu noktada kelimelere dökülecek tek söz [bizce]
- Hayırlı işler, demekten ibarettir...
 
Faruk HAKSAL

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.