Heron, Ordu, PKK, Ahmet Altan

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 


Biliyorsunuz, Bugün Gazetesi’nin haberine göre, MİT 1 Ekim 2007’de kimliği meçhul iki subay arasında geçen bir konuşmayı tespit etti. Konuşmaya göre, genç olan subay “komutanım” diye hitap ettiği diğer subaya “Heronların PKK’ya çok zarar verdiğini ve mutlaka etkisiz hale getirilmesi gerektiğini” söyledi. Baz istasyonu kayıtlarına göre bu aramayı yapan subay Ankara Etlik’ten arıyordu. MİT bu görüşmeyi Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na gönderdi ve soruşturma başlatıldı.

 

Bu haber üzerine iddiayı soruşturan dönemin Askeri Hâkimi Albay Üçok, avukatı aracılığıyla şu açıklamaları yaptı;

Tüm Fırat’lar incelendi

-  Bu bildirim üzerine K.K.K. Askeri Savcılığı soruşturma başlatmış ve de konuşmanın bir yerinde ‘Fırat’ benzeri bir ismin geçmesi nedeniyle K.K.K Askeri Savcılığı TSK’da ne kadar Fırat ismiyle başlayan kişi varsa bunların ses kayıtlarını telefondaki ses ile karşılaştırmak üzere Jandarma ve Emniyet kriminale göndermiştir. Her iki inceleme sonucu, Havacı Pilot Üstteğmen Fırat Ç.’nin sesine benzer olduğu yönünde rapor hazırlanmıştır. 



-  K.K.K savcısı, Fırat Ç. havacı olduğu için dosyayı görevsizlikle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’na göndermiş ve müvekkilimizin görevli bulunduğu Askeri Savcılığa dosya yaklaşık 1,5 yıl sonra ulaşmıştır. Müvekkilimiz dosyanın kendilerine ulaşmasından hemen sonra Fırat Ç.’nin kendisini ve tüm yakın çevresini yasal dinlemeye ve teknik takibe aldırmış ancak Fırat Ç.’nin hiçbir şüpheli hali, konuşma ve eylemi olmadığı saptanmıştır. 

-  Bu arada müvekkilimiz, Fırat Ç.’yi gözaltına aldırmış, ev, araba, işyeri ve bilgisayarlarında arama yaptırmıştır. Bu aramalar sonucu hiçbir şüpheli bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Ayrıca telefon konuşmasının yapıldığı (12 Ekim 2007 14.10 gibi bir zaman dilimi olabilir) tarih ve saatte Fırat Ç.’nin Eskişehir Ana Jet Üs Komutanlığı’nda F-4 uçağı ile uçuşta yani havada olduğunu uçuş kayıt belgeleriyle tespit edince gözaltından tutuklanmaya sevk etmeden serbest bırakmıştır. 

-  MİT’in gönderdiği telefon konuşması Ankara/Etlik’te bulunan ankesörlü telefondan Kavaklıdere/Ankara’da bulunan cep telefonunun aranmasında geçen konuşmalardır. 12 Ekim 2007 14.10’da yapılmıştır. Bu tarih ve saatte Üstteğmen Fırat Ç. Eskişehir’de havada F-4 uçağının içinde, Yrb. S. Selçuk Ç. ise İtalya/Napoli’de kurmay subay akademisinde görevdedir. 

-  Olaya karıştığı iddia edilen hiçbir havacı subay ile ilgili tek bir somut kanıt yoktur. Aksine olayla ilgili olmadıklarına ilişkin somut kanıtlar vardır. Bu kanıtlar da Üçok’un CMK 160.md. gereği savcı olarak sanık lehine de delil toplama çabası sonucu elde edilmiştir. Müvekkilimiz de Beşiktaş savcıları gibi her belge ve bilgiyi araştırmadan doğru kabul etmiş olsaydı şimdi suçsuz bir üstteğmen ve yarbay vatan haini olarak cezaevinde olacaklardı.”

 

İşte bu açıklamayı Ahmet Altan 20.07.2010 tarihinde ki “Heron, Ordu, PKK” başlıklı köşe yazısında konu etmiş. Ben Ahmet Altan okumam ve bu yazı bana mail yoluyla dün geldiği için yazıyı bugün analiz ediyorum. Ahmet Altan özetle şunları yazmış;

 

“... Üsteğmen “PKK’lıların” ya da “PKK kılığına girmiş” askerlerin kurtarılması için uçağın düşürülmesini istiyordu...”

 

Ahmet Altan, terörle mücadele eden askerlere “PKK kılığına girmiş” imasında bulunarak, HERON tartışmasına yeni bir boyut katıyordu... Aynı zamanda Ahmet Altan, Bugün Gazetesinin yayınladığı haberi yalanlayan Albay Üçok’un açıklamasına bir cevap veremiyor, sadece;

 

...” Askerî savcı, “tuğamiral konusuna” hiç girmiyor, ondan söz etmiyordu.

Konuşanlar “o iki subay” değilse hangi iki subaydı, onu da açıklamıyordu.

MİT’in neden o telefonları dinlediğini de söylemiyordu.

Soruşturmayı savsaklamış, derinine girmemiş, suçluları aramamıştı...” diyebiliyor.

 

Burada Ahmet Altan, her zaman olduğu gibi sapla samanı karıştırıyor. Askeri savcı Tuğamiral konusuna hiç girmiyor çünkü ilk haberde Tuğamiral’in ismi geçmiyKonuşanlar “o iki subay” değilse hangi iki subay olduğunu bulmak dinlemeyi yapan MİT’in işidir. Albay Üçok sadece iddia edilen “o iki subay”ın gerçekten hain olup olmadığını soruşturmuştur.

 

MİT’in neden telefonları dinlediğinin cevabını da Albay Üçok’un değil, doğal olarak MİT’in açıklaması gerekmektedir

 

Ahmet Altan aynı zamanda yazısında Bugün Gazetesinin HERON haberini yalanlayan PKK’yı da şu sözlerle eleştiriyor;

 

“...Şimdi o PKK yöneticisine sormak istiyorum.

Türk Genelkurmayı’nı savunmak niye sana düşüyor?

Nedir Genelkurmay’ı savunmak için gösterdiğin bu telaş?

Genelkurmay susarken sen neden “bu haber yalandır” diye bağırıyorsun, sen Ankara’da iki subay arasında geçen ve MİT tarafından saptanıp dava dosyasına konan bir konuşmanın “yalan” olduğunu nasıl biliyorsun?...”

 

İşte sığ insanların soracağı sorular...

 

Çoğu kişi bilir ki medya psikolojik savaşın karargahıdır. Bir örgütü ya da bir kişiyi, veyahut da bir ideolojiyi psikolojik olarak çökertmek medyanın işidir.

 

PKK bu habere karşı tabii ki önlemini alacak ve haber yalandır diyecek. Ne demesini bekliyordu acaba Ahmet Altan..?

 

“Evet heronlar bize çok kayıp verdiriyor” mu deseydi PKK...

 

Heronların Türk Subaylarının kontrolüne geçeceği şu zamanlarda, böyle bir haber servis etmenin de zamanlaması manidardır...

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.