Hıristiyanlığın Katolik / Ortodoks Çatışmasından Yararlanamadık ...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Biz sanırız ki; Hıristiyanlık, İslamiyet karşısında bir bütün olarak dimdik ayakta dururken İslamiyet kendi içinde bölük pörçük, Hıristiyanlığın İslamiyet karşısında ekonomik-kültürel üstünlüğü de bundan...

Kötü bir yanılsamadan başka bir şey değil bu....

Türkler İstanbul'u almadan önce bile Katolik Roma ile Ortodoks Kostantinopol (İstanbul) arasında da soğuk savaş vardı. Katolik Roma, Ortodoks Kostantinopolis'e göre 'mistisizm' den biraz daha uzak, o zamana göre bile daha 'akılcı' idi. Ortodoksluk ise neredeyse temelini 'mistisizm' e dayandırıyordu. Katolik Roma'nın adeta 'diktacı Papa' sı karşısında, Ortodosk Doğu'nun 'mistik' özgürlüğü az şey mi?

(1991' de Sovyetlerin dağılmasıyla "soğuk savaş" bitince, Katolik Batı bin yıllık düşmanını tekrar hatırladı: Ortodoks Doğu... Katolik Batı'nın ilk yaptığı (ABD desteğiyle) Sovyetler'den irili ufaklı onlarca ülke çıkarmak olmadı mı?)

İşin ilginci; Ortodoks Doğu özündeki 'mistisimz' den dolayı gene özünde 'mistisizm' olan İslamiyet'e Katoliklikten daha yakındı. Daha önce yazdım; bunu çok iyi gören Katolik Batı, geçmiş yüzyıllarda iki büyük düşmanı olan İslam Osmanlı ile Ortodoks Rusya'yı birbirine kapıştırmamış mıydı, hem de ellerini ovuşturarak ? Düşünsenize, Osmanlı ve Rusya yıllarca birbirlerini yiyip bitireceğine; Katolik Batı'ya karşı bir ittifak oluştursalardı, acaba dünya siyasi haritası şimdi kim bilir nasıl olurdu...

Osmanlı bunu göremedi bu nedenle tarih sahnesinden çekildi. Peki ya Cumhuriyet ?

Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal ve Lenin ittifakı söz konusudur. Bu ittifak elbet daha çok siyasi temellere dayanır. Anti-emperyalizme karşı işbirliğine yani. Şöyle böyle 1938'e kadar da sürer... Ama 1938 sonrası işler değişir...

İnönü Cumhuriyeti Stalin'in Kızıl Ordusu korkusundan, Katolik Batı'ya ve emperyalizm sahnesine yeni yeni çıkan ABD'ye yanaşır. İkinci Savaş, sonrası "soğuk savaş" dönemi bu yanaşma giderek teslimiyete dönüşür. İnönü sonrası iktidarlarda bu teslimiyet iyice pekişir... Gerisini biliyorsunuz...

Geldik mi 1991'den itibaren "soğuk savaş" sonrasına...

Aaaa! Ne görüyoruz, Katolik Batı ve ABD emperyalizmi İslam Osmanlı ve Ortodoks Rus'a karşı uyguladığı taktiklerin aynısını bu kez gene sahneye koyuyor. Hem Katolik Batı hem ABD emperyalizmi teorisyenleri ağzından Türkiye için biçilen rol, "yeni Osmanlı / İslam ülkeleri liderliği ve ılımlı İslam (Yani emperyalzme bağımlı İslam, Suudiler canım !) " Elbet istedikleri Osmanlının görkemli 16.yy'lı falan değil ha Türkiye'nin İslam ülkeleri liderliği Osmanlının son zamanları falan... Viyana kapılarına dayanmış İslam bir Türkiye isteyecekler halleri yok elbet...

Böylece tek tek İslam ülkeleriyle ve onların dertleriyle uğraşacaklarına sözde İslam ülkeleri lideri zaten kendilerine bağımlı İslam Türkiye'yi muhatap alacaklar, Ortodoks Rusya'ya karşı da hem İslam Türkiye ve sözde onun hakimiyetindeki diğer İslam ülkeleriyle ittifak etmiş olacaklar...

İşte bizim başbakanın eşbaşkanı olduğu BOP bu da , tutar mı bu proje acaba ?

Bizim siyasiler dünden razı da, diğer İslam ülkelerinin "İslam Türkiye liderliğini" kabul edecekleri biraz şüpheli... Suudi kralının Başbakan Erdoğan ne derse yapabileceğine aklınız eriyor mu sizin?

Hay allah neler diyorum ya; dünün işgal altındaki ülkesi Irak, bugün ne Türk Dışişleri Bakanı'na ne MHP liderine vize vermiyor be !

Ama bu proje kapsamında , projenin bir alt projesi olarak Katolik Batı ve ABD emperyalizmi "Kuzey Irak - Kuzey Suriye - Doğu / Güneydoğu Türkiye" toprakları üzerinde "Büyük Kürdistan" kurmaya epey yaklaştılar.

Elbet bir de ülkemizde dinistlerimiz ve liberallerimiz desteği ile Mustafa Kemal düşmanlığını körüklemeyi de ihmal etmediler...

 

Ufuk KESİCİ

ufuk.kesici@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.