Hristofyas’ın Hedefi Masadan Kalkmak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

New York’ta yapılacak üçlü görüşmeye günler kaldı.

Müzakerelerin süregeldiği 1968 yılından beri birçok kez anlaşma ortamı oluşmasına,  anlaşma taslaklarının ortaya çıkmasına ve planların yayınlanmış olmasına rağmen son dakika bu olanağı elinin tersi ile iterek reddeden taraf hep Kıbrıslı Rumlar olmuştur.

Rumlar, 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyinin ‘geçici kararı’ ile gasp ettikleri ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal olmayan sahipleri oldukları günden beri hep anlaşmamak için masaya oturup müzakereleri sürdürdüler ve AB’ye de girdikten sonra da anlaşmama oyunlarını oynamaya devam ettiler.

Bunun en bariz örneğini Gali Haritası ve Çözüm Planı’nda gördük ve yaşadık.

1992 yılında BM Genel Sekreteri Butros B. Gali’nin taraflara sunduğu diğer adı da ‘Gali Fikirler Dizisi’ olan ‘Gali Haritası ve Çözüm Planı’ aynen Annan Planı gibi kapsamlıydı ve ekinde de harita bulunmaktaydı.

Türk tarafı, 100 ana ve 14 ek maddesi bulunan bu Kapsamlı Çerçeve Anlaşması’nın tümünü -8 maddesini tekrar görüşmek kaydı ile- kabul etmişti. Dönemin Rum Cumhurbaşkanı Yorgo Vasiliu, New York’ta Kapsamlı Çerçeve Anlaşmasını, bazı maddelerini tekrar görüşmek kaydı ile kabul ettiğini açıklamasına rağmen, Rum Ulusal Konseyi’nin de görüşünü almak üzere Kıbrıs’a geldiğinde büyük bir muhalefet ile karşılaşmış ve Rum tarafının ‘Gali Fikirler Dizisi’ni tümden reddettiğini açıklamak zorunda kalmıştı.      

Bu ne ilkti ne de son oldu.

Rum tarafı hep adanın tümüne sahip olabilmek hedefi ile masaya oturmuş, bunda başarılı olamayınca da ve iş mevcut devleti ve adayı Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya gelince; ya Türkleri anlaşmazlıkla suçlayarak masadan kalkmışlar ya da anlaşılanları yerine getirilmesi olanaksız taleplerle tümden reddetmek yolunu seçmişlerdir.

Artık anlaşma ister gibi gösterip zamana oynama dönemi bittiğini, Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti devamlı olarak dile getirirken, BM’nin de konu ile ilgili personeli ve çeşitli ülkelerin Kıbrıs konusuna yakın olan diplomatları da yüksek sesle söylemektedirler.

Müzakerelerin gelinen bu aşamasında artık Rum tarafının da açık ve net olarak tavrını ortaya koyması gerekmektedir.

Sadece tek bir tarafın istemesi ile anlaşma olamayacağını herkes bilmektedir.

Kıbrıs Türk tarafı her zaman anlaşma isteyen taraf olmuştur bu güne değin.

New York’ta yapılacak üçlü müzakereye de Kıbrıs Türk tarafı iyi niyetle, yapıcı önerilerle ve ”hala daha ümit vardır” düşüncesi ile gitmektedir.

Rum tarafı ise New York’a öneri yapmaya ve biraz daha yakınlaşma sağlayarak çözüme ulaşmayı hedefleyerek gitmek bir yana, tam tersine sorun çıkarmak ve müzakereleri daha fazla ileriye götürmemek için -bir şekilde- Kıbrıslı Türkleri suçlayarak masadan kalkmak stratejisi ile gitmektedir.

Bunun sinyallerini evvelki gün Hristofyas verdi.

Önce koalisyon ortaklarından KS EDEK’in karşı çıkarak koalisyondan ayrıldığı, sonra da DIKO’nun yoğun muhalefet göstererek Koalisyonu terk ettiği, ‘dönüşümlü başkanlık’ önerisini geri çekmek kararı aldığını dile getirdi Hristofyas.

Gerekçe olarak da KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun çapraz oylamayı kabul etmemesini gösterdi.

Bu gerekçeye Kantara’nın keçileri bile güler.

Hristofyas bu gerekçesi ile sadece Kıbrıslı Rumları kandırabilir.

Bu önerilerin bir bütün olduğunu, Türk tarafınca kabul edilebilmesi için Türk tarafının sunduğu karşı önerilerin de eksiksiz kabul edilmesinin ön koşul olduğunu unutmuşa benziyor ya da açıklamak işine gelmiyor.

Bu maksatlı hareketin bir tek gerekçesi olabilir; Türkleri anlaşmazlıkla suçlayıp masadan kalkmak. Zira Hristofyas uzun zamandır bu ortamı yaratmak için elden geleni yapıyor.

Yakında böyle suçlamalarla karşılaşmamız kesin gözüküyor.

 

Prof. Dr. Ata ATUN

Ata.atun@politikadergisi.com

http://www.ataatun.com 

 

 

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.