Hristofyas Oyun Oynuyor

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Rumların Cumhurbaşkanı Hristofyas, geçen haftalarda AB’nin 26 üye ülke başkanlarına gönderdiği, çözüm paketi diye eski önerilerini allayıp pulladığı ve içinde kapalı bölge Maraş’ın iadesi karşılığında Gazi Mağusa Limanı’nın AB gözetiminde doğrudan ticarete açılması da bulunan mektubuna pek çok olumlu yanıt aldığından bahsetmeye başladı.

Herhalde Yunanistan’dan başka bir ülkeden bahsettiği gibi olumlu sözler içeren bir mektup almamıştır. Diğer üye ülkelerin devlet başkanlarını aptal, Dışişleri Bakanlıklarını kör ve sağır, elçilerini de dünyadan bihaber zannedip, yazdıklarına körü körüne inanacaklarını sanıyor anlaşılan.

AB’ye üye ülkelerin Kıbrıs’taki elçileri nelerin olup bittiğini pek çok Kıbrıslı Türk ve Rumdan çok daha iyi biliyorlar ve yakinen de takip ediyorlar.

Belli ki, Rum tarafında Mayıs 2011’de yapılacak seçimlerin hazırlığı ve telaşı şimdiden başlamış.

DISY Genel Başkanı Nikos Anastasiadis ile Ulusal Konsey toplantısında pencerelerden sokaklara taşan çekişmesi de boşuna değil.

Hristofyas, 14 Şubat 2008 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turunda almış olduğu gerçek oylarının şimdi 4.5 puan altında. DISY ise puanlarını arttırmış durumda. Bu gün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa, Anastasiadis ortalığı siler süpürür.

Hristofyas kaybettiği halk desteğini, iç tribünlere oynayarak tekrar kazanmaya çalışıyor. Rum Ekonomisinin geri gittiği, işsizliğin de son elli yılda hiç yaşanmadığı kadar yüksek olması nedeni ile çareyi Kıbrıs Müzakerelerinde Rumları memnun edecek ama gerçekleşemeyecek öneriler yapmakta ve iç tribünlere vaatler içeren, gönülleri kaldıran nutuklar sallamakta buldu.

Evvelki hafta Güzelyurt’u istiyordu ve “Olmazsa çözüm olmaz” gibi kilosundan da ağır laflar etti.

Geçen hafta Maraş’ı istedi ve bununla yetinmedi, Türklerin neredeyse son beşyüz yıldır ikamet ettiği Mağusa Kale içini de talep etti.

Bu hafta da Karpaz yarımadasını istediğini dile getirdi.

Öbür hafta da herhalde “Öyle bir miktar toprak tavizi verin ki, bütün Rumlar geri dönsün” diyecek.
“İsteyenin yüzü bir kara vermeyenin iki” misali Hristofyas, gerçekleşemeyecek ama iç tribünlerde de Kıbrıslı Rumları memnun ve mesut edecek taleplerde bulunmayı, vaziyeti kurtarıcı bir davranış gibi görmeye başladı.

Bütün bunlara nazire edercesine “Kıbrıs Sorununa Kapsamlı bir Çözüm Bulmak” müzakereleri ise Türk tarafının inisiyatifinde devam ediyor.

Aradaki kişiler, ilgili BM görevlileri ve yabancı diplomatlar, Türk tarafının düşünce yapısını olumlu, önerilerini de yapıcı ve ileriye doğru adım atıcı buluyorlar, bu bulgularını çekinmeden de dile getiriyorlar.

Hristofyas’ın kapalı bölge Maraş’ın iadesi karşılığında Gazi Mağusa Limanı’nın AB gözetiminde doğrudan ticarete açılmasını içeren önerisi, elmalarla hıyarları aynı kefeye koymaya benziyor.

Uluslararası hukuka göre Gazi Mağusa Limanı zaten 1974 yılından beri ticarete açık. KKTC’de üretilen ve ihracat kaleminde büyük bir payı olan süt ürünleri, Orta Doğu ülkelerine hâlihazırda Gazi Mağusa limanından ihraç edilmekte. Herhangi bir kısıtlama veya yasa dışılık yok. BM’nin bu konuda kısıtlayıcı herhangi bir kararı da yok. Kısıtlı olan KKTC halkının ürettiklerinin ABAD kararı nedeni ile AB ülkelerine sıfır gümrük ve fonla girebilmesi.

Kıbrıs Türk halkının herhangi bir isteği ve başvurusu olmadan, 24 Nisan 2004 Referandumundan hemen sonra Avrupa Birliği, kendi inisiyatifi ile kabul ettiği “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” ile bu kısıtlamayı kaldırmayı hedeflemişti. 1 Mayıs 2004 tarihinde, AB’ye üye olan Rumlar, büyük bir maharetle bir gecede “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”nü mezara gömdüler.

Hiçbir alakası ve bağı olmadığı halde verin Maraş’ı, Gazi Mağusa Limanını AB yönetiminde ihracata açalım önerisini yaptı Hristofyas ve sanki çokta önemliymiş gibi bu önerisini de AB’ye üye 26 ülkenin Devlet başkanlarına gönderdi.

Maraş konusu 1997 Doruk Anlaşmasından beri “Bütünlüklü Çözüm” kapsamı içinde ve tek başına ele alınması da olanaksız.

Farzedin yedik zokayı ve Direk Ticaret karşılığı Maraş’ı iade ettik. Rumlar Maraş’a girdikten sonra, AB şimdiki gibi gene bir gecede Direk Ticareti askıya alıp yasaklarsa, kim Maraş’taki Rumlara “Hadi bakalım siz de geri gidin” diyebilecek veya diyecek. Maraş elden çıkacak ama yasaklama tekrardan gene yürürlüğe konmuş olacak.

Bu filimi, 17 Aralık 2004 AB Devlet Başkanları zirvesinde Türkiye ile Katılım Müzakarelerinin Başlatılması Kararında ve 3-4 Ekim 2005 AB-Türkiye Müzakere Çerçeve Belgesi görüşmelerinde yaşamış ve sonradan AB’nin verdiği sözleri nasıl tutmadığını da görmüştük.

Hristofyas galiba kendisini dahi, başkalarını da aptal zannediyor.
 
Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com
13 Ağustos 2010

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.