İnsan Ötesi Geleceğimiz

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Alman filozof Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında şöyle diyor: “Bütün varlıklar şimdiye dek kendilerinden öte bir şey yaratmışlardır; Peki siz bu büyük yükselişin inişi olmak ve insanı alt edecek yerde hayvanlara dönmek mi istiyorsunuz? İnsana göre maymun nedir? Gülünecek bir şey, ya da acı bir utanç. İnsan da tıpkı böyle olacaktır. Üstinsana göre: gülünecek bir şey, ya da acı bir utanç. Solucandan insana dek yol aldınız ve sizde çok şey daha solucandır. Maymundunuz bir zamanlar ve şimdi bile insan, her maymundan daha maymundur.”

Friedrich Nietzsche’nin üst-insan ütopyasını gelecekte gerçekleştirme adına yola koyulmuş birçok iş adamı ve bilim insanı bulunmakta. Bunlardan birisi de hiç şüphesiz Rus asıllı milyarder Dmitry Itskov’dir. 2012 yılındaki bir kongre ile “2045 Evrim Partisi” kurulur. Başkanlığına da Dmitry Itskov gelir. Itskov, 2045 yılında insana ölümsüzlüğü vadeden bir proje ile yola çıktı. 2045 Vakfı, 2013 yılının Haziran ayında bir kongrede bu projenin detaylarını açıkladı. A, B, C ve D olarak adlandırdığı bu projenin detayları hayli iddialı ve ilginçti. 2015 yılında ilk Avatar kopyanın yapılmasıyla somut adımı atılacak bu planın ikinci ayağını 2020 oluşturuyor. 

2015-2020 yılları arasını kapsayan A planı, sinirsel-arayüz ile çalıştırılan beynin yönettiği yapay vücut özelliğini taşıyacak. 2020’de ise yapay vücuda ilk beyin transferi gerçekleştirilecek. 2025 yılında ise bunun ticari amaçlarla kopyası üretilecek. 2030 yılında ise yapay beyin oluşturulacak. Tabi bu beyin projesi sadece 2045 hareketinin hayali değil. Ekim 2013’te İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde de iddialı bir araştırma başladı. 1.2 milyar Euro‘luk bir bütçesi var. İnsan beyninin ilk eksiksiz bilgisayar simülasyonunu 10 yıl içinde yaratmayı planlıyorlar.

2045 hareketinin son aşamasında insan artık ölümsüzlüğe kavuşacak. Biyolojik beden tamamen terk edilip zihin robotik bedene aktarılacak.

Teknoloji ve bilimin gelişmesinin neden olduğu büyük tartışmalardan birisi politik tabanlıdır. 2045 Evrim Partisi gibi yasal zeminde mücadelesini yürüten bir oluşum elbette ki devlet organizmasında yer bulacaktır. Büyük hayaller ve atılımlar en başta korku salar. İnsanları politik denetim konusunda görüş birliğine sürükler. Bu proje salt Rusya’yı ilgilendiren bir proje değildir. Projeye destek olan uluslar üstü kurumlar ve kişiler de mevcut. Hal böyle iken iş ulusallıktan çıkıyor ki adından da bilebiliriz ne derece ciddi olduğunu. Tabi böyle gelişmeler karşısında, iyi ve kötünün girift bir yapıda olduğu gelişmelerde, devletlerin bu konuda ciddi bir adım atması gerekmektedir. İnsanlığın gelişmesini konu alan ilerlemeler ile onun iyiliğini tehdit eden gelişmeleri ayırt edecek kurumlar gerekecek. Ancak bunun da riski var. Gündelik yaşama göre kalıba giren politikacıların bu ayrımı iyi yapacağını bilemeyiz. Çıkar amacı gütmeyen bir grup araştırmacı vasıtası ile de yürütülebilir belki. Ama her kim ne derse desin, bu gibi bir alanda ortaya çıkan sorun politik bir sorun olacaktır. Yirminci yüzyılın başlarında Amerika’da ve Avrupa’da öjeni konusu buna en iyi örnektir. Nazi Almanyası, bu konunun düşünür ve bilim insanlarından epeyce yararlanmıştır. Ancak üretilen teknolojinin insanlara ve doğaya karşı sorumluluğunun denetlenmesi meselesinde çözüm; bilgili demokratik toplumun, politik eylemi sonucunda gerçekleşecektir.

Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak için aşağıdaki bağlantıdan yazıma ulaşabilirsiniz:,

İnsanlığın Düşü: Üst İnsan (1)

http://politikadergisi.com/makale/insanligin-dusu-ust-insan-1

 

 

İhsan SEFER

ihsan.sefer@politikadergisi.com

 

 

Okuma Notları:

- 2045 İnisiyatifi - www. 2045.com

- Sanal Beyin Simülasyonu - http://khosann.com/yapay-zeka-ve-insan-beynini-taklit-etmek-dunyanin-en-kapsamli-sanal-beyin-simulasyonu/

- İnsan Beyni Projesi - http://www.kuark.org/2013/12/insan-beyni-projesi-bilgisayarlar-beyni-des...

- Nöro-Bilim Kurgu - http://norobilim.com/579/

İnsan Beyninin 1 Saniyesi Simüle Edildi - http://www.bthaber.com/insan-beyninin-1-saniyesi-simule-edildi/

- ‘İnsan Beyni’ ve ‘Grafen’ http://www.sirkethaberleri.com/basin-bultenleri/dunyanin-en-buyuk-iki-arastirma-projesi-insan-beyni-ve-grafen-basladi-75464

IBM, Beyin Simülasyonu Oluşturdu -http://www.ntvmsnbc.com/id/25399827/

- Human Brain Project - https://www.humanbrainproject.eu/brain-simulation-platform

Yorumlar

İnsan ve Din

 

Bu soru tüm insanlığın merak ettiği önemli sorulardan birisidir.İnsandan önce dünya evreni açıklamak gerekir. Evreni ve dünyayının oluşum sürecini iki türrlü açıklamak mümkün. Bunlardan birincisi dünya evrevn ve insan Tanrının ol demesiyle 7 günde meydana gelmiştir.Tüm dindarlar ve bu dogmaya inanmak zorundadırlar. Ancak ikinci açıklama ise bilimsel görüş olarak dünyanın ve evrenin önce bir toz bulutu patlaması sonucunda büyük patlama sonucunda oluştuğu yönündedir. Hem tanrıya inanıp hem de büyük patlama teorisine inanmak tutarsızlıktır. O halde biz dünya ve evrenin oluşumunun bilimsel açıklamasını esas almak zorundayız.Canlı hayat ilk kez sularda başladı.Dünyanın üçte ikisi su olduğuna göre ilk canlıların su ve denizlerden üreyerek çoğalması mantıklıdır. Daha sonraki yüzyıllarda karadaki ilk canlılar dinazorlar ortaya çıktılar. İnsanın evrimi ise maymun türüne benzer bir soydan olduğu yönündedir. Hem maymunlar hem de insanlar aynı soydan türemiş ve evrimleşmişler diye genel bir bilimsel görüş mevcuttur. İnsanın evrimi geniş ölçüde,ellerini kullanarak ve ellerini emek gücü olarak geçim nesneleri üretme sürecinde yetkin bir hale getirdi. Ellerin evrimi aynı zamanda insanda sinir sistemini ve beyni geliştirdi.Alet yapan,ateşi bulan,avcılık ve toplayıcılık yapan insanoğlu elleri ve bedenini doğaya uyarlarken,zaten beyninde mevcut olan zeka ve duygu dünyasını da geliştirip,evrimleştirerek doğaya dünyaya hakim olmak yarışında diğer canlılardan üstün bir konuma geldi.Dolayısıyla insan eliyle insan oldu dersek yanılmayız.Daha sonraki yüzyıllarda insan doğanın yasalarını keşfetmeye başladığı sırada dinler ortaya çıktı. Dinler aslında insanın doğa karşısındaki bilisizliğin,onun işleyişini tam olarak kavrayamamasının sonucunda ortaya çıkmıştır. Yağmurunyağması,şimşek çakmasını,seli,depremi bilimsel olarak açaıklamaktan uzak insanoğlu bu olayların ardındaki sır perdesini ancak doğaüstü bir güçle açıklama ve ona inanma eğilimine girerek bugünkü tek tanrılı dinlere dek uzanan dinleri yarattı. İnsanın korkusu,çaresizliği doğanın acımasızlığı karşısındaki edilgen konumu tüm dinlerin çıkış kaynağıdır. Marks din halkın afyonudur derken kapitalizmin eşitsiz,adaletsiz sömürüsünü,zulüm ve baskıcı yapısını kabulllenen ve ona başkaldıramıyan insanın dramının altını çizmektedir.Günümüzde dünyanın evrenin ve insanın yaratılışı konusunda detaylı bilimsel veriler mevcutken hala insanlık din ve bilim ikilemi karşısında doğru bir yön bulma sıkıntısı çekmektedir.Dolayısıyla din kurumunun kökenini ve çıkış nedenlerini unutarak dini bilim seviyesine yükseltme çabalarına dur demek gerekir. Demokratik laik ve çağdaş eğitimi kendisine rehber alan toplumlarda dinin önemi Türkiyedeki denli abartılamaz. Din bireylerin özel hayatlarında sınırlanan,bireysel vicdanlarda yer tutar. Aksi halde bugün ortadoğu coğrafyasında gözlenen hayvanlığa bile yakışmayan patalojik,dünyanın dört bir tarafından toplanan ruh hastası sürüsü işit gibi terör örgütlerinin dinle diğer deyişle müslümanlıkla nasıl bir ilişkisi olabilir ki?

 

 

İnsan Nasıl İnsan Oldu?

Bu soru tüm insanlığın merak ettiği önemli sorulardan birisidir.İnsandan önce dünya evreni açıklamak gerekir. Evreni ve dünyayının oluşum sürecini iki türrlü açıklamak mümkün. Bunlardan birincisi dünya evrevn ve insan Tanrının ol demesiyle 7 günde meydana gelmiştir.Tüm dindarlar ve bu dogmaya inanmak zorundadırlar. Ancak ikinci açıklama ise bilimsel görüş olarak dünyanın ve evrenin önce bir toz bulutu patlaması sonucunda büyük patlama sonucunda oluştuğu yönündedir. Hem tanrıya inanıp hem de büyük patlama teorisine inanmak tutarsızlıktır. O halde biz dünya ve evrenin oluşumunun bilimsel açıklamasını esas almak zorundayız.Canlı hayat ilk kez sularda başladı.Dünyanın üçte ikisi su olduğuna göre ilk canlıların su ve denizlerden üreyerek çoğalması mantıklıdır. Daha sonraki yüzyıllarda karadaki ilk canlılar dinazorlar ortaya çıktılar. İnsanın evrimi ise maymun türüne benzer bir soydan olduğu yönündedir. Hem maymunlar hem de insanlar aynı soydan türemiş ve evrimleşmişler diye genel bir bilimsel görüş mevcuttur. İnsanın evrimi geniş ölçüde,ellerini kullanarak ve ellerini emek gücü olarak geçim nesneleri üretme sürecinde yetkin bir hale getirdi. Ellerin evrimi aynı zamanda insanda sinir sistemini ve beyni geliştirdi.Alet yapan,ateşi bulan,avcılık ve toplayıcılık yapan insanoğlu elleri ve bedenini doğaya uyarlarken,zaten beyninde mevcut olan zeka ve duygu dünyasını da geliştirip,evrimleştirerek doğaya dünyaya hakim olmak yarışında diğer canlılardan üstün bir konuma geldi.Dolayısıyla insan eliyle insan oldu dersek yanılmayız.Daha sonraki yüzyıllarda insan doğanın yasalarını keşfetmeye başladığı sırada dinler ortaya çıktı. Dinler aslında insanın doğa karşısındaki bilisizliğin,onun işleyişini tam olarak kavrayamamasının sonucunda ortaya çıkmıştır. Yağmurunyağması,şimşek çakmasını,seli,depremi bilimsel olarak açaıklamaktan uzak insanoğlu bu olayların ardındaki sır perdesini ancak doğaüstü bir güçle açıklama ve ona inanma eğilimine girerek bugünkü tek tanrılı dinlere dek uzanan dinleri yarattı. İnsanın korkusu,çaresizliği doğanın acımasızlığı karşısındaki edilgen konumu tüm dinlerin çıkış kaynağıdır. Marks din halkın afyonudur derken kapitalizmin eşitsiz,adaletsiz sömürüsünü,zulüm ve baskıcı yapısını kabulllenen ve ona başkaldıramıyan insanın dramının altını çizmektedir.Günümüzde dünyanın evrenin ve insanın yaratılışı konusunda detaylı bilimsel veriler mevcutken hala insanlık din ve bilim ikilemi karşısında doğru bir yön bulma sıkıntısı çekmektedir.Dolayısıyla din kurumunun kökenini ve çıkış nedenlerini unutarak dini bilim seviyesine yükseltme çabalarına dur demek gerekir. Demokratik laik ve çağdaş eğitimi kendisine rehber alan toplumlarda dinin önemi Türkiyedeki denli abartılamaz. Din bireylerin özel hayatlarında sınırlanan,bireysel vicdanlarda yer tutar. Aksi halde bugün ortadoğu coğrafyasında gözlenen hayvanlığa bile yakışmayan patalojik,dünyanın dört bir tarafından toplanan ruh hastası sürüsü işit gibi terör örgütlerinin dinle diğer deyişle müslümanlıkla nasıl bir ilişkisi olabilir.

 

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.