İstihbaratta Teknolojik Devrim: Elektronik İstihbarat

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

"Köprünün başını tutan, kimin geçeceğine de karar verir."

 
   Ağlar arası ağ ( örüt bağ, internet ) bilinçli olarak kullananlar tanık olmuşlardır ki; bu sistem şimdiye dek yapılmış en büyük gözetleme sistemlerinden biridir. Onunla neler yapılabileceğine hemen hemen herkes tanık olmuştur.
 
   Teknolojik devrimin getirisinden bir tanesi de, istihbaratın bilgi toplamaya yönelik sisteminde değişikliğe yol açmasıdır. Özellikle ileri sanayi ülkelerinde yaşayan toplumlar için, örüt bağ çağı, inanılmaz derecede “ Gözetim altında kalma çağı” olmuştur. Örnek vermek gerekirse; bir toplumun ekonomik yapısını, onun bankayla olan ilişkilerini takip ederek öğrenebiliriz.
 
   Örüt bağ üzerinden görüntülü konuşmalar, sesli konuşmalar, yazışmalar bilindiği gibi hep kayıt altındadır. İnsanların özel hayatına saygıdan bahseden evrensel hukuk kuralları vardır. Ama pratikte insanların ve kurumların gözetlenmesi tam olarak koruma altına alınamamıştır.
 
   Gizli bilgi/veriye erişmenin yolları insana dayalı istihbarat, görüntü istihbaratı ve işaret istihbaratı olarak üç gruba ayrılır. İşaret istihbaratı da iletişim, elektronik, telemetre ve radar istihbaratı diye dörde ayrılabilir:
 
İletişim İstihbaratı (COMmunications INTelligence, COMINT)
   İletişim istihbaratı, karşı tarafa ait alıcı ve vericiden oluşan iki nokta arasında uydu, mikrodalga, radyo, telsiz, cep telefonu ve araç telefonu gibi araçlarla gerçekleşen haberleşme işaretlerinin aranması, yakalanması, izlenmesi hatta şifrelerini çözülmesi şeklinde tanımlı. Doğrudan dinleme ile yapılabildiği gibi, karşı tarafın haberleşme devrelerine takılan özel cihazlarla da gerçekleşir. İletişim istihbaratında, devletler diğer devletlerin uydularını izleyebilir; uydulardan resimler, sinyaller alır ve bunları etüt eder. Bu istihbarat yer istasyonları, düşük irtifa yörüngeli uydular veya yarı bölgesel yörüngeli sigint uydu adı verdiğimiz uydular tarafından alınır.
 
Elektronik İstihbarat (ELectronic INTelligence, ELINT)
   Elektronik istihbarat ise karşı tarafa ait cihazların çalışırken istem dışı yaydıkları Elektromanyetik dalgaların yakalanarak değerlendirilmesi etkinliğine verilen addır. Yani uzayda serbest halde bulunan istem dışı yayılmış elektromanyetik dalgaların analizinden bilgi/veri elde edilir.
 
   Elektronik istihbarata en yaygın örnek bir bilgisayar ekranından yayılan istem
dışı elektromanyetik dalgaların yüzlerce metre öteden kaydedilerek analizidir. Örneğin, bir çalışma odasındaki bilgisayar kullanıcısının bastığı her tuş bina dışında, karşı apartmanda bulunan bir Elektromanyetik Dalga alıcısının ekranında görüntülenebilir.*
 
  
   Verdiğim örnekteki elektromanyetik dalgaların toplanmasına karşı özel önlemler alınması gerekebilir. Bunlar arasında her türlü kablonun ekranlanması, topraklanması, ferrit filtrelerle süzülmesi gelir. Ayrıca bazı basit önlemlerle de elektromanyetik dalgaların toplanmasına karşı korunma sağlanabilir. Örneğin, çalışılan bilgisayarların odadaki yerleşimi gözden geçirilmeli ve pencereye bakan ekran olmamasına dikkat etmelidir. Bilgisayar yakınından su borusu, kalorifer borusu, ısıtıcı, soğutucu, metal raflar bulunmamasına özen göstermelidir. En önemlisi tüm odanın ekranlanması en uygun çözüm olur.(1)
 
   Başka bir örnek; Türkiye'de Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) sorularının daha matbaaya girmeden elde edilebilmesi (karşı önlem alınmamışsa) olasıdır. Görevliler bilgisayar başlarında soruları yazarken bir başka yerdeki ekranda bunların oluşturulması ve çalınması olasıdır. Ya da, çökertmek istediğiniz bir gizli örgütün bilgisayar başındaki kilit bir ismini hiç zorlamadan, baskın düzenlemeden, şifre çözme işleriyle uğraşmak zorunda kalmadan, sadece ekrana yazdıklarından kolayca izleyebilir ve istenen tüm bilgileri elde edebilirsiniz.(2)
  
   Dinleme Üsleri Kuruluyor
 
   Çoğu Washington merkezli Uluslararası Telekomünikasyon Uydu Organizasyonu tarafından işletilen sabit yörüngeli uydular ve onları izleyen ticari yer istasyonları dünya haberleşmesine egemen olurken, istihbarat teşkilatları da onların yanına yansıtıcı görevi üstlensin diye istasyon kurdu. Bu alanda dünya liderleri, NSA ve onun İngiltere / ABD antlaşması “ Yookusa” ortakları olan İngiltere, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda’dır.
 
   İngiliz/ABD örgütleri dışında devlet tarafından yönetilen birçok elektronik istihbarat toplama örgütü vardır. Bir tanesi Rusya’nın FAPSİ örgütüdür. ( Hükümet Haberleşme ve Bilgi Dairesi ) FAPSİ 40 yıl boyunca çeşitli ülkelerde bilgi toplama yerleri kurup çalıştırdı. ( Lourdes, Küba ve Vietnam’da Cam Ranh Körfezi ) (3)
Bu istasyonlar Ocak 2002’de ekonomik nedenlerden ötürü kapatıldı. Fransa’nın Mayotte ( Hint Okyanusu ) ve eski Pasifik kolonisi olan Yeni Kaledonya’da global ölçülerde bir sistemi vardır.(4) Almanya’nın BND ve Fransa’nın Dış Güvenlik Genel Direktörlüğü ( DGSE ), Fransız Guyanası Kourou’da işbirliği içinde bir Comsat bilgi toplama merkezi kurmuşlardır. Bu merkezin görevi ise Amerika ve Güney Amerika uydu haberleşmelerini izlemektir. Çin’in de ABD ve Alman BND işbirliği içinde Rusya’ya yönelik çalışan iki üssü dahil, büyük bir sistemi vardır. Özellikle İsrail, Hindistan ve Pakistan başta olmak üzere birçok Orta Doğu ve Asya devleti elektronik istihbarata yatırım yapmıştır.
 
   Ulusal güvenliği korumakla görevli örgütler, devletin haberleşme güvenliğini de sağlayan, şifre kıran, verdikleri teknik istihbaratla hükümet politikalarını ulusal çıkarlar doğrultusunda yönlendiren örgütlerdir. Bu örgütlerde; bilgisayar-iletişim yazılım mühendisleri, bilgisayar adli tıp mühendisleri, sistem analistleri, matematikçiler, elektronikçiler, şifreli yazı uzmanları, dilbilimciler, istihbarat analistleri çalışır. Bu örgütler gelip geçici hükümetlerin değil ‘devletin’ kurumlarıdır.
 
   Devletin şifreli yazı ( kripto ) haberleşmesinin kodlarını vs düzenleyen, cihazlarını imal eden TÜBİTAK’a bağlı UEKAE’nin (Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü) internet sayfasında: 
“Merkez idari kalitesini sahip olduğu süreç kalite belgeleri, bilimsel ve teknik kalitesini ise NATO için tasarlanan algoritmalara NATO’daki kripto analizin ardından verilen NATO’nun tüm gizlilik seviyelerinde kullanılabilir onayı ile ispatlamıştır.” (http://www.uekae.tubitak.gov.tr/home.do?ot=1&sid=30 ) 
UEKAE’nin görevleri arasında, ulusal güvenliği korumaktan söz edilmemekte, NATO sistemlerine uyumlu olmakla, NATO’nun onayını almış olmakla övünülmektedir. Oysaki bahsettiğim ülkelerde bulunan “ulusal haberleşmeyi ve ulusal güvenliği koruyan” kurumlarda ulusal bilinci ifade eder sözcükler kullanılmaktadır.
   NATO doğrultusunda yapılan askeri anlaşmalar ile teknik donanım haberleşme ve tüm iletişim faaliyetlerinin ortak NATO şifreleme sistemine göre şekillenmiştir.
   Ağırlıklı olarak hava ve deniz araçlarındaki yazılımlar ABD firmalarınca tasarlanmıştır. Türk yazılım firmaları bu konuda yer almamıştır. 1990’dan sonra ise İsrail teknoloji transferi ile özellikle hava kuvvetlerinde elektronik mekanizma İsrail teknolojisine dayanmış kara birliklerinde ise tank modernizasyonu İsraillilere verildiği için tank atışlarındaki mekanik yapı şifreleme kodu yine İsrail’in eline geçmiştir. (5)
   Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, ulusal güvenliği koruyup kollayacak ve ulusal çıkarlarımıza uygun karar alacak MİLLİ bir kurum yoktur. Batıda ise durum tamamen tersidir.
 
   Burada ufak bir parantez açmak istiyorum;
 
      —  2002 seçimlerinden sonra aslında milletvekili bile olamayacak Recep Tayyib Erdoğan’ın, Siirt’te yenilenen seçimler sayesinde Başbakan olmuştur.
     Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, 2007 seçimleri oy sayımı sırasında, yarışa bilgisayar üzerinde artı yüzde 25 ile başlamıştır.
     Türkiye’nin nüfusu, bilgisayar üzerinde, her seçimden önce 6 milyon artar, seçimden sonra 6 milyon azalır. Bilindiği gibi seçim sistemimiz bilgisayar ile kontrol ediliyor. Sisteme gönderilen sinyaller başka güçlerin elinde oldukça onların istediği yönetime geçecektir.
 
   Verdiğim üç örnekle Türkiye Cumhuriyeti istihbarat örgütlerinin ULUSAL olup olmadığını sizlerin görüşüne bırakıyorum. Ayrıca seçimlerin güvenliği TC’de bulunan istihbarat örgütlerinin sorumluluğundadır.
 
  
  
Avrupa Birliği’nin Uzay Politikası
 
   Avrupa küresel ekonomi dengesinde, ekonomik güce verdiği önemi uzay politikasına da yansıtıyor.
 
   AB Komisyonu’nun 11 Kasım 2003 tarihli “Uzay: genişleyen AB için yeni bir sınır”  başlıklı beyaz kitabı ise AB’nin yeni uzay politikasının doğrudan dünya sorunlarına yöneldiğini göstermektedir: “daha hızlı ekonomik büyüme, istihdam, rekabet gücü, ekonomik bütünlük, sürdürülebilir kalkınma, savunma ve güvenlik politikaları…”(6). Uzay temelli izleme, konum belirleme ve haberleşme sistemleri terörle mücadelede ülkelere büyük faydalar sağlamaktadır. Beyaz Kitap’ta da Avrupa’nın elektronik istihbarat, erken uyarı ve uydu gözlem sistemleri geliştirmesi gerektiği vurgulanmıştır.(7) 2006 yılında da askeri operasyonlarda uydu sistemlerinden yararlanılması AB Askeri Komitesi tarafından onaylanmıştır. Tüm bu inisiyatifler Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası oluşturma bağlamında uzay teknolojilerinin özel bir öneme sahip olduğunu doğrular niteliktedir.
 
   Avrupa, uzay teknolojilerine yatırımlarında; terörizm, organize suçlar ve kitle imha silahları gibi tehdit olarak gördüğü unsurları izleme ve yok etmede, az maliyetle yüksek kazanç elde etmeyi umuyor.
 
   Avrupa, kendi uzay sanayisinin dünya çapındaki rekabet gücünü artırarak bir Avrupa Uzay Politikası oluşturmaya önem veriyor.
 
   Az öncede bahsettiğim gibi, uydular, istihbarat alanında bir devrim yaratmıştır. Uzaydaki gücü fark eden devletler, uzay hâkimiyeti teorisinin pratikteki yarışını hızla devam ettirmektedir.
 
   Echelon – Biri Bizi Gözetliyor
 
“Diğer hiçbir istihbarat kaynağı Echelon sisteminin sağladığı yararı sağlayamaz.”
İstihbarat Analizcisi James Bamford
 
   Kökü İkinci Dünya Savaşı’nda atılan ECHELON, İngiltere/ABD bilgi toplama sistemidir. 1971 yılında geliştirilip, 1975–1995 yılları arasında gelişimi büyük bir ivme kazandı.(8) Bu sistem Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Örgütü ( NSA ) tarafından tasarlanıp, koordine ediliyor. Bu sistem elektronik posta, telefon görüşmeleri, belge geçerleri ( faks ) toplama görevi yapar. Bu yazılım programı dünyadaki herkesin görüşmeleriyle ilgilenir.
   Almanya ve Danimarka İngiltere/ABD ittifakına katılmıştır. Echelon’un Avrupa dışındaki diğer istasyonları Waihopai, Yeni Zelanda; Leitrim, Kanada; Sabana Seca, Porto Riko ve Kojarena, Batı Avustralya’dadır. NSA’nın dinleme sistemi tüm dünyanın haberleşmesini izler ve bilgi toplar. 5.000.000.000.000 sayfa metin depolama kapasitesine sahiptir.
 
   “ABD istihbaratı büyük olasılıkla dünyanın en büyük bilgi işlem ve değerlendirme sistemine sahiptir. Sadece bir tek bilgi toplamam sistemi yarım saat içinde 1.000.000 veri üretebilir. Filtreler 6.500 veriyi tutar, gerisini atar; sadece 1.000 veri iletilme ölçütlerine uyar. Analizciler normal olarak on veri seçer ve ortaya bir tek rapor çıkar. Bunlar teknik bilgi toplayan belirli sayıda sistem için rutin istatistiklerdir.”
NSA Eski Yöneticisi William Studeman
 
   Echelon, anahtar sözcüklerle milyonlarca mesaj arasından tarama yapar. Echelon kara listesinde ismi(niz) olmasa bile anahtar sözcüklerle –cümleleri, isimleri, yerleri hatta konuları tespit eder. (9)
 
   ABD’nin sürekli inkâr ettiği Echelon’un varlığı resmi olarak ilk kez, 23 Mayıs 1999da Avustralya, Canberra’daki Savunma Sinyalleri Müdürlüğü (DSD) Başkanı Martin Brady’nin yaptığı açıklamayla kabul edildi. (10)
 
   Hürriyet gazetesinin 4 Haziran 2001 de NSA’nın eski çalışanlarından Wayne Madsen röportajında: “Türkiye de iki yerde tele kulağımız var; tüm telefon, faks, cep telefonu ve e-mailleri çözebiliyoruz” demiştir.
 
   Kıbrıs’a Echelon Çıkarması !
 
   Kıbrıs’ın uluslar arası düzeyde bir sorun haline gelmesi 1878 yılına rastlar. İngiltere,
bu tarihte Osmanlı Devleti’nden Kıbrıs Adası’nı aldı. O tarihten bugüne kadar geçen süreçte Kıbrıs’ın öneminin azaldığını söylemek mümkün değildir. İngiltere’nin Kıbrıs’ı ele geçirdiği tarihten (1878) yaklaşık 80 yıl sonra Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsızlığını kazandı (1960).
 
   İngiliz üslerinin adadaki varlığı görünürde 1960`dan itibaren başlamıştır. Gerçekte ise, Osmanlı`dan kira karşılığı 1878 Berlin Anlaşması ile aldıkları ve 1914`de I`inci Dünya Harbinin ilanıyla el koydukları, Lozan Anlaşması ile de hukuken sahip oldukları Akdeniz`in stratejik üstünlüğe sahip bu kritik adasında hep vardılar.
 
   Kıbrıs’ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte İngiltere, Yunanistan ve Türkiye garantör ülkeler oldular. İngiltere, garantörlüğünün yanı sıra Kıbrıs’ta iki askeri üs elde etti: Dikelya ve Agratur (Ağrotur) üsleri: Nükleer ve kimyasal silahların depolandığı Agratur ve Dikelya üslerinde, 1500’ü hava gücü ve 2300’ü kara gücü olmak üzere, toplam 10000 İngiliz askeri ve sivil personel ile bunların aileleri barınmaktadır. Dikelya’daki çok gizli haberleşme merkezi, İngiltere’deki Cheltenham istihbarat merkeziyle ilişkilidir.(11)  Üsler, ada topraklarının 256 kilometrekarelik bölümünü kaplamaktadır ki bu, adanın yaklaşık % 2,7’sine karşılık gelmektedir. Ayrıca, İngiliz üsleri dışında adanın% 2"sinden fazla yer kaplayan BM denetiminde barış gücü kontrolündeki bölgeler de bulunmaktadır. *BM Kıbrıs Barış Gücü (United Nations Peace Keeping Force in Cyprus- UNFICYP) (12)
 
 
   ABD, Kıbrıs’a Üs Kaydırıyor
 
Rum Kipros Simena gazetesi ABD’nin İspanya’daki Maron Hava Üssü’nü Kıbrıs’taki
İngiliz üsleriyle birleştireceğini; İngiltere’nin Kıbrıs’taki iki üssünden biri olan “Ağrotur’un ABD’nin ölüm üssü haline geleceğini” ileri sürdü. Gazete, “İspanya’daki üs Kıbrıs’a taşınıyor. NATO üsleri Girit-İncirlik’le birleşecek” diye yazdı. Pentagon’un Limasol’dakiAğrotur Üssü ile Mağusa bölgesindeki Dikelya İngiliz üslerini “ele geçirdiği” savunangazeteye göre, bu olay “çok gizli” ibaresiyle Türkiye, Yunanistan ve İsrail savunmabakanlıklarına bildirildi. Olaydan KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ın da haberdar edildiği,ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman’ın Türkiye ziyaretinin bu olayla ilgisibulunduğu iddia edildi. Denktaş da, Rum tarafını destekleyenlerin kendi çıkarları içinuğraştıklarını belirterek şunları söyledi: “Kıbrıs’ı bir AB, ABD-İngiliz üssü haline getirmek. Bu nedenle İngilizler üslerini AB’ye sokmamıştır. ABD ile ortak kullanabilmek için. AB de (stratejik açıdan Kıbrıs bize lazımdır) demiştir. Demek ki aralarında bir mutabakat var. Böylelikle hem AB, hem de ABD ve İngiltere, Kıbrıs’ı petrol kuyularına, Arap ülkelerine ve belki de Türkiye’ye karşı bir kontrol merkezi olarak kullanacaklardır”. (13)
 
   Fileleftheros gazetesinde yer alan bir haber: (3 Eylül 2002):  Çevreciler Hareketi Başkanı Yorgo Perdikis’in de aralarında bulunduğu bir grup çevreci Ağrotur İngiliz Üssü’ne dev anten yerleştirme çabalarını protesto etti. Göstericiler daha sonra polis tarafından dağıtıldı. Gazete, İngilizlerin geniş güvenlik önlemleri altında anten dikme çalışmalarını sürdürdü.
 
   Ortadoğu ülkelerine yönelik istihbarat amaçlı olarak kullanılan üs ve antenler çevre ülkeleri tehdit ediyor. ABD’nin İngiliz üslerine zamanla yerleşerek Kıbrıs’ta söz sahibi olacağını gösteriyor.
 
   Kıbrıs adası Echelon sistemi için çok kritik bir ada. Bu nedenle 1950’li yıllardan beri adada ABD ve İngiltere’nin dinleme istasyonları var. Ayrıca Büyük Ortadoğu Proje’si de buradan başlıyor. **
*** ( Ayrıca Bkz. Türkiye TSK’dan Dinleniyor)
 
 
 
   Echelon 11 Eylül İkiz Kuleler Saldırısını Önleyemedi!
 
   ABD'de 11 Eylül İkiz Kuleler saldırılarından sonra teröristlerin internetteki porno
siteleri üzerinden haberleştiklerini bizzat FBI açıklamıştı. İnternet üzerinde porno
sitelerinden nasıl gizli mesaj gönderilebilir? Uzmanlar bu sorunun yanıtını "watermarking" diyerek açıklıyor. "Watermarking" (suya yazmak) bir belgeye, bir ses kaydına ya da bir resme, görünürde kaliteyi bozmadan ve fark edilmeyecek şekilde bir şifrenin, bir mesajın hatta diğer bir görüntünün eklenmesi olarak özetlenebilir. İnternet üzerinde veri akışını kontrol etmek belli filtre mekanizmaları yardımıyla içinde belli sözcüklerin geçtiği bilgiyi izlemek, kopyasını çıkarmak olası. Ancak, aranan sözcük bilgi içinde şifrelenmiş biçimde bulunuyorsa uzmanlar bilgiye bu şekilde erişimin hemen hemen olanaksız olduğunu belirtmekte. Örneğin, aşağıdaki iki resim arasında fark yokmuş gibi görünmekte. Sağdaki resim, soldaki resmin içine "IDDN.CH.010.0077853.000.R.P.2000.030.40100" kodu gizlenerek oluşturulmuştur.(14)
 
 
   Bu kadar açıklamadan sonra akla şu soru geliyor: Bu saldırıda ECHELON ne yapıyordu? Bir yetkili: “ABD ye bu saldırının yapılacağına dair tüm bilgiler gelmiştir ancak, yorumlanamamış ve atlanmıştır. ABD de istihbarat almada değil gelen bilgileri toparlayıp değerlendirmede sorun vardır çünkü müthiş bilgi akışı vardır.” der.
 
   Stratcom Ekibi
 
   Pentagon çatısı altında görevlendirilen STRATCOM adlı bir ekip, bakanlığın elektronik ağlarını korumakla görevlendirilmiştir. Ayrıca Başkan’dan ya da Savunma Bakanı’ndan bir emir gelmesi durumunda karşı saldırlar düzenleme yetkisine de sahiptir. Amerikan kuvvetlerinin şu an en güvendikleri savaş bombalarının başında kullanacakları elektronik bombalar vardır. Çok güçlü bir mikrodalga yıldırım etkisi yapacak olan bu bombalar ile etrafı sarılan kentlerde elektriklerin kesilmesine, bilgisayarların kilitlenmesine, telefonların sessizliğe gömülmesine neden olacağı söyleniyor.(15)
 
   Kısaca Elektronik Savaş Tarihi
 
   2. Dünya Savaşı'nda Almanların Bismarck adlı savaş gemisinde radar algılama lambası olarak Metox'ları kullanmıştı. Ancak İngilizler Magnetron kullanarak, Alman denizaltılarını daha önce tespit edip imha etmiştir.(16)

   Elektronik karıştırmanın, tarihte ilk kez harekât planlarının bir parçası olarak uygulanması Normandiya Çıkarması'dır. Müttefikler bu harekâtı gizlemek için detaylı bir aldatma ve karıştırma planı geliştirerek Almanları, çıkartmanın Calais civarına yapılacağına inandırmaya çalıştılar. Dover civarındaki telsiz haberleşmesini artırarak, Almanları kuvvetlerinin bu civarda yoğunlaştığına inandırdılar. Calais civarındaki radarları aldatarak, buraya doğru bir donanmanın ve uçakların yaklaştıklarının sanılmasını sağladılar. Normandiya civarında bulunan radarları karıştırarak esas o tarafa doğru olan çıkartmayı gizlediler.(17)

   Böylelikle Almanların durumu önceden fark edip stratejik ihtiyatlarını bölgeye kaydırmadan önce, Müttefik Kuvvetler kıyı başı üstünlüğünü ele geçirerek 2. Dünya Savaşının bu en büyük harekâtını başarıyla gerçekleştirirler.(18)

   Soğuk Savaş döneminde, Sovyetler Birliği Avrupa’dan kendi topraklarına propaganda yayını yapan BBC ve Amerikanın Sesi radyolarını karıştırmak için ,
1500 kadar radyo istasyonu ile 1954 yılına kadar yayın yapar.(19)

   Yeni Rus radarları hakkında hiçbir şey bilmediğini fark eden Batı, 1949 yılından itibaren Ruslara karşı Elektronik İstihbarat (ELINT) faaliyetlerine başlar. Etkili bir ELINT faaliyeti için karşı tarafın yeteneklerinin tespiti gerektiğinden bu dönemde bloklar arasında karşılıklı olarak hava sahası ihlallerinin  arttığı görülür.(20)
 
***
 
   Sonuç olarak, Türkiye tarihsel bir hatayı tekrar ediyor. Osmanlı Devleti nasıl ki tarihte Batı’nın teknolojisinden uzak kalıp, onun teknolojisini ithal ettiyse, bugün de Türkiye aynı durumdadır. Birkaç kurumun Türk Malı olarak piyasaya sürdüğü ürünlerin kıyısında köşesinde bazen ithal bir “düşünce” kalıyor.
 
   Devletlerin kurulması ve gelişmesi onun çağının bilim felsefesini anlama meselesinde odaklanıyor. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk’te çağının bilim felsefesini çok iyi anlamıştı. Peki
" İsti-hbarat- kbal göklerdedir." sözü size neyi anlatıyor ?
 
İhsan SEFER
İhsan.sefer@politikadergisi.com
 
 
 
Kaynaklar:
 
1. www.dogus.edu.tr / Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü - L. Sevgi
2. Adı geçen bağlantı
3. ”Russia Denies Closure of Sigint Center in Cuba”, rferl.org/Yahoo, 22 Ağustos 2001
4. Vincent Jauvert, “Espionage – How France Listens to the Whole World”
6. Beyaz Kitap, Uzay: Genişleyen AB için yeni bir sınır, Brüksel, AB Komisyonu, 2003 Bkz. http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/fr/com/2003/com2003_0673fr01.pdf
7. Adı geçen bağlantı
8. State / Surv / net
11. Ahmet An, Kıbrıs Sorununun Perde Arkası, Gelenek yay., 2000. Aktaran, Muammer Gökçin, “Kıbrıs
Sorununun Perde Arkası”, Ortadoğu, 3 Eylül 2003
14. www.dogus.edu.tr / Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü - L. Sevgi
15. Baki GÜNAY – Ufuk Ötesi
16. Cenk CEYLAN - Ağ Merkezli Savaşta, Aviyonik Sistemleri Bulandırma Saldırıları / 21.01.2010
17. Cenk CEYLAN -Adı geçen makale
18. Cenk CEYLAN -Adı geçen makale
19. Cenk CEYLAN -Adı geçen makale
20. Cenk CEYLAN -Adı geçen makale
 
Diğer Kaynaklar:
 
23- DEÜ- Hakkı Uyar
 
*1985 yılında Hollanda PTT`sinde çalışan Win Van Eck isimli bir mühendis, 'Computers & Security' isimli dergide yayınladığı 'Video Görüntüleme Birimlerinin Elektromanyetik Işınımları: bir dinlenme tehlikesi mi ?' yazısıyla bilgisayar ekranlarının dinlenebilirliğini kanıtlamış ve normal bir televizyon alıcısına yapılan birtakım değişikler ve küçük bir ek devreyle video monitörlerin görüntülerini gösterebilecek bir EDG aygıtının planlarını da vermiştir. Bu yazı, kamuoyunun dikkatini EDG`ye çeken ilk yazıdır. Hollanda PTT`si bu ilk yazıdan sonra Van Eck`in konuyla ilgili bütün araştırmalarını “gizli” olarak sınıflandırmıştır.
 
** Her ne kadar bazı kesimler Kıbrıs’ı Ortadoğu Bölgesi’nden çıkarmış saysa bile, -kendi görüşüm- Kıbrıs BOP’un ve Ortadoğu’nun hâlâ bir parçasıdır.
 
 
Yazar Notu: İstihbaratta Teknolojik Devrim: Elektronik İstihbarat adlı makalemi oluşturmak için kaynaklarda bana yardımcı olan ve bu kaynakları, oturup benimle etüt eden herkese teşekkür ederim.

Yorumlar

İstihbaratta Teknolojik Devrim: Elektronik İstihbarat hk

Sn.İhsan bey,
Merhaba, güzel bir yazı olmuş, elinize ve zihninize sağılk.İnternet için örüntü bağı yerine ağlar arası ağ kavramını kullanmanızı tavsiye ederim.Selamlar,

Cenk Ceylan,
Bilgi Güvenliği ve Adli Bilişim Uzmanı,

Desteğiniz için

Katkılarınız için teşekkür ederim Sn. Cenk bey. Önerdiğiniz kavramı kullanmakta özen göstereceğim. Desteklerinizi esirgemeyiniz.

Saygılarımla.

İhsan SEFER

TSK, resmi internet sitesi

TSK, resmi internet sitesi 2.5 yıl öncesine kadar DNS lerini özel bir kurumdan sağlıyordu. TSK'nın hala kurumsal mail serverleri microsoft tabanlı, kullandığı office programları microsoft tabanlı ise...

Network; LAN-WAN yapılandırmaları yabancı x,y,z firmalarının donanımıyla yapılıyorsa,

Güvenlik yazılımları henüz daha yeni HAVELSAN tarafından yapılmışsa,

Daha yeni nakliye uçağımızı kendi yazılımımızla uçurduk diye caka satıyorsak,

Bütün vatandaşınızın resmi kayıtları oturduğu yere, okuduğu gazeteye, oy kullanacaı sandığa kadar internet ortamında düne kadar aleni açıktıysa,

Siz bir de Harp Akademelerinizde "Bilimsel ve Teknolojik İstihbarat" "Yüksek Lisans Ders Notları" adlı bir yayını okuduğunuzda anlarsınız ki;

İstihbarata hacet yoktur ki memleketimde...

Not: Kitabı mutlaka temin ediniz,kitaba ulaşırsanız akademik düzeyi konusunda yorumlarınızı bekliyor olacağım.

"İstikbal Göklerdedir" evet ama ayakları yere basan bir ulus olarak...

Makaleniz için teşekkürler.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.