Kaç Kaç Bitecek Bu Maç?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Demokrasi en iyi rejim. Demokrasi, halkın yönetime katılmasına olanak sağlayan en adil sistem. Demokrasi, düşüncelerin birbirine eklenerek en iyinin, en doğrunun ve toplum için en yararlı olanın ortaya çıkartılabileceği uygun bir yöntem… Tamam! Her biri doğru bu sözlerin, ancak!...

Demokrasi mücadelesi adı verilen kör dövüşün içinde kişiliği oluşturan siyaset bezirganları ne olacak?..

İktidar hırsının azdırdığı insan bencilliğinin insanlığa ettiği zarar nasıl filtre edilecek?

Ulusal bir ekonominin ürettiği pasta bellidir. Mevki, makam, koltuk bellidir.

Her önüne gelenin elinde bir çatal, bir bıçak ve doymak bilmez bir iştiha mevcutsa, pastanın bölüşümünde ortaya çıkması mukadder olan kavganın sonu nasıl bitecek?..

Pastadan en iri dilimi [oynanan demokrasi oyunu sahnesinde] kimler midelerine indirecek?

Vur abalıya, çimdir kurnazlığını, yalanı ve dolanı körükle, kavga ve dövüşü azdır… Bastır rakibinin kafasını, bastır çamurun dibine ve çık omuzlarına, yüksel, yükselebildiğin kadar!.. Daha daha yüksel…

İşte felsefe budur.

Ve bu düşünce, bu yöntem ve bu rezillik, demokrasinin imkân tanıdığı o amansız yarışın kaldırım felsefesinde egemen olan kepazeliğin resmidir…

Koltuk tektir, ama mabadı o tek olan koltuğa çöreklenme özlemindeki “âdem “ çoktur…

Allah büyüktür, ama tekne küçüktür.

Ve demokrasinin yükselen değeri olan “güncel insan”ımızın umudu yüce, ama erdemi cücedir.

ABD’nin geçtiğimiz yılki silah dış-satımı, daha önceki yıla oranla 3 katına ulaşmış…

Amerika en çok silahı, Irak ve Afganistan’a satıyormuş…

Ve “Yurtta Savaş, Cihanda Savaş,” Amerikan dış politikasının şiarı olmuş… Ne gam?

Önemli olan kişisel çıkardır, ötekinin omzuna basarak tırmanılan koltuğun yarattığı sanal itibardır, kara paradır, ranttır…

Halk, yoksulluk sınırının altında inim inim inlemektedir. Kimin umurunda?..

Asıl hedef, koltuğa uzanan kem gözlere çelme takıp, kişisel çıkar hırsının yükselen burçlarına herkeslerden fazla tırmanabilmektir.

Esas olan, kişisel çıkar hedefini toplumun yararı [ymış] gibi ısıtıp ısıtıp günün gündemine oturtmak ve insanların önüne bir yem gibi koyabilmektir…

Demokrasinin musalla taşında yıkanıp son yolculuğuna uğurlanan insan, cemaatin hep bir ağızdan haykırdığı gibi, “iyi bilinen” bir kişi midir?..

Ya da sağlığında  “iyi bilinen” bu mevta, demokrasinin çoğulcu süreçlerinde mi yitirmiştir erdemini?.. Ya da kimliğini ya da “insan”lığını?..

Bu soruların yanıtları yakıcıdır ve eğer dürüst bir düşünme süreci içindeyseniz oldukça acıtıcıdır… Bize gelince…

Bizler, demokratik sürecin işlemesini sağlayan koyunlardan ibaret bir sürü müyüz sadece?

Ak koyun muyuz?

Kara koyun muyuz?

Ya da ak koyunla kara koyununun yol ayrımındaki bir trafik lambası mıyız, sadece?..

Ak yandı, geç…

Kara yandı, dur!

Çoban kaldırdı değneğini, yürü…

Çobanın köpekleri kesti yolunu; dur…

Ya da celep biçti ömrünü, yürü ayaklarını sürüye sürüye mezbahaya doğru; uzat boynunu cellada, uysal bir gönül rahatlığı ile cennete git…

Hayat mı bu, mirim?

Peki ya, rejim mi bu hocam?

Neler öğrettiniz bizlere o kara tahtalı sınıflarda?

Yok mudur kurtaracak baht-ı kara maderini, Gazi Paşam?..

Kaç kaç bitecek bu maç?..

Kaç kaç?..

faruk.haksal@politikadergisi.com

EkBoyut
mac.jpg 21.83 KB

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.