Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- PD KİTAP: AKP İktidarında Muhafazakarlaşan Türkiye'den Manzaralar
- Niçin “Soruyu Sormak?”
- Her İnsan Kendi Kafasından Asılır
- Hukuk Devleti, Harbiye Marşı ve Vatan Marşı
- Muhalefet Yapmak Üstüne
- Kitap, Düşünmek, Anlamak Ve Sonrası…
- “İnsanlık Anıtı’nı Yıkın!..” Fermanı
- İki 12 Eylül
- TSK’ya Biçilen Kaftan
- O Türden Kişiler, Birileri ve Biz…
- İşte 12 Eylül Kültürü: Türkiye Sondan İkinci
- Özerklik, Öcalan ve Kent Meclisleri
- Şinanay Nay!
- 4.Murat Fermanı ve Anayasa'nın 58. Maddesi
- Yeniden Fırına Sürülen Ermeni Tezgahı…
Kaybettiklerimiz
Öncelikle kendimize karşı öz saygımız vardı, ailemize, milletimize ve değerlerimize saygıyı kendimize olan saygımızdan yola çıkarak dikkat ederdik.
Gelenek, görenek, kültürel adetlerimiz hayatımıza yön verirdi, üstelik bununla övünürdük. Saygı göstermek için küçüğümüz yada büyüğümüzün olması fark etmezdi.
Dinimiz sevgiydi, Kabe’miz insan,
Biz bu felsefeyle övünürdük.
En büyük sevginin silah olduğunu kavramıştık, acılarımız vardı, sevinçlerimizde, yarın yanağından gayrısını paylaştık.
Sevgiler büyüdü, içimizi ısıttı, birimizin sevinci hepimizi sevindirdi.
Kötülükleri engellemek için, iyilikleri çoğalttık, anlattık, büyük düşünenlerin kendini beğenmişliklerini henüz gören olmamıştı.
Doğruluk ailemizden bize kalan mirasımızdı, doğru olanın işinin rast gittiğini bilirdik.
Hoşgörüyü yaşam biçimi haline getirdik.
Komşumuzun külüne her zaman muhtaçtık.
Hep sevdik, sevmeyi özümsemiştik çünkü insanın sevdiği vakit insan olduğunu bilirdik.
Kimse bizi kırmazdı, dökmezdi.
Bizde kimseye bu şekilde yaklaşmadık, çuvaldızı batıracağımız yeri bilirdik.
İnsanların güvenini kazanmanın yolu onlara güvenmekti.
Güven verilmez, kazanılırdı.
Sözlerimiz senetti bizim.
Çok zorluk atlattık, çok badireler geçirdik fakat bunları atlatırken nefsimizi terbiye ederken bulduk kendimizi.
Dostlarımızdan gül bekledik, beklerken tohum ektik sonra dikenden şikayet etmedik, gülü düşünüp şükrettik.
İnsan karşısındakine nasıl bakarsa öyle görürdü, güzellik bakanın gözlerindeydi.
İyilik bizi bağlayan altın zincirimizdi.
Bin defa zulüm gördük, mazlum olduk, bir kere zalimlik etmedik.
Kanadımızı kırıp bizi ötekileştirdiklerinde Yaradan’dan ötürü sevgiyi aklımızdan yitirmedik.
Acıyı bal eyleyip bölüştük
Paylaştıkça büyümek doğruyla ayakta durmak ufkumuzu tahmin edemeyeceğimiz kadar genişletti.
Şimdiyse bunlardan eser kalmadı.
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Yeni yorum gönder