Kemalizm Başka; İttihatçılık Başkadır (I)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Gençlik işte... Lise bir ya da ikinci sınıftayım. "Fena" solcuyum. Harıl harıl sol klasikler okumaktayım ki tutmayın beni....

O sırada aile dostumuz olan aynı zamanda benim ortaokuldan matematik öğretmenim de bana ısrarla Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal romanları getiriyor...

Ayıp olmasın diye okuyorum da dedim, gençlik işte, bir yandan da onca okunacak ciddi kitap arasında zaman kaybı diye düşünüyorum bu romanları...

İşte ben okuldaki tarih kitapları dışında ilk kez İttihatçılar lafını Kemal Tahir'den duyorum. O zamanlar henüz yakın tarihimize merakım başlamamış. Mustafa Kemal'i de işte Atatürkçülük falan diye biliyorum...

Tekrar Kemal Tahir'e dönmem, Mustafa Kemal ve Kemalizm üzerinde düşünmem fakülte yıllarımı bulacak. Fakülteden "Devrim Tarihi" dersi hocam Ergun Baybars'ın "İstiklal Mahkemeleri" üzerine doçetlik tezini okuyunca...

Şimdilerde Mustafa Kemal için, liberallerimiz bir "İttihatçıdır"; bir "İttihatçı olduğu halde neden Mütarekede İngilizler onu tutuklayıp Bekirağa bölüğüne atmadı hatta Bekirağa Bölüğü'nde yatan arkadaşlarını ziyarete gitti?" diyorlar ya, hadi gelin sayın okur İttihatçılık le Kemalizm'i biraz kurcalayalım...

İttihatçılık veya İttihat Terakki hakkında tarihsel bilgi vermeyeceğim, nasılsa goole amca var, bazıları Kemalizm'i bile ordan öğrenmiş ya; ben daha çok İttihatçılık üzerine düşüncelerimi açıklayacağım.

İttihatçılik bana göre az buçuk Mason, epey komitacı tipidir. Masonluğu İttihatçılığa girmenin karmaşık törenleri olmasından; komitacılığı da toplumsal örgütlenmeyi bilmemesi, bireysel terörizmle toplumsal silahlı direnişi sürekli birbirine karıştırmasından gelir.

İttihatçı olmaya karar verdiğinizde -tıpkı mason localarına girmek gibi- önce bir sağlam İttihatçı önerisi bulmanız, sonra onun yardımıyla gözleriniz bağlı karmaşık sokaklardan geçerek, gene karmaşık bir eve mi mahzene mi gelmeniz, kapıyı üç kere çalmanız, içeriden üç kere "muin" üç kere de "hilal" sesi duymanız, sizin de üç kere "hilal" bir kere "muin" demeniz gerekir...Sonra gözleriniz açılır, karşınızda kızıl cüppeli üç kişinin bir masada oturmuş olduğunu görür, masada duran silah ve Kur'an üzerine yemin eder, dönerseniz de sonunuzun idam olduğunu kabul edersiniz...Böylece İttihatçı olursunuz...

Komitacılığı ise en belirgin tavrıdır İttihatçılığın. İktidara dahi darbeyle gelmişlerdir... Kime kızdılarsa emirlerinde silahlı adamları vardır, öbür gün köşe başında vurulur o adam. Öyle ki, Enver 'in "başkomutan vekili" olması sadrazam Talat Paşa'ya (En önemli İttihatçıdır) duyurulduğunda -ki Enver albaydır daha albaydan başkomutan vekili olmaz- Talat Paşa (sivildir aslında; ama Osmanlı da sivil kişilere de "paşa" ünvanı vermek vardır) "Ama daha Enver Albay" deyince, Enver'in silahşörü elini tabancasına atıp "Paşa, Enver Beyimiz başkomutan vekili ya olacak ya olacak" demiştir. Yanılmıyorsam ünlü Yakup Cemil'dir İttihatçıların bir numaralı kişisi Sadrazam Talat Paşa'ya silah gösteren...

Elbet İttihatçılığın en bilinen bir başka özelliği de ALMANCI olmasıdır. Bilinir, albaylıktan jet hızıyla paşalığa, oradan başkomutan vekilliğine, (aslında başkomutan) ardından saraya damat olmaya yükselen Enver Paşa, bir oldu bittiyle koca imparatorluğu Almanlar safından Birinci Savaş'a sokmuştur. Ordu komutanlıklarına Alman subayları atamıştır... Koca Çanakkale savunmasının komutanı Alman Von Sanders Paşa'dır ya... Mustafa Kemal Çanakkale'de alay komutanıdır. Ama ne alaydır o... Bilenler bilir...


İttihatçılık budur da hani halkım der "yiğide vur da hakkını yeme"  ben de yemem, İttihatçıların Mütareke yıllarında, Anadolu Savaşı'nda yaptıkları fedakârlıklar asla ve kat'a unutulmaz. Yunan işgaline ilk direnen İttihatçılardır. Mustafa Kemal Anadolu'ya Samsun'a çıkarken, İttihatçı Hüseyin Rauf Bey de Bandırma' ya çıkıyordu... Hele İttihatçıların meşhur "Teşkilat-ı Mahsusa" (bugünkü MİT) başkanı Kara Vasıf Bey'in örgütlediği "Karakol Cemiyeti" yeraltı direniş örgütü olmuştur. Daha ötesi "Müdafaa-i Hukuk" cemiyetlerinin içerisi neredeyse yarıdan fazla eski İttihatçıdan oluşmuştur.

İttihatçı subaylar (Talat-Enver-Cemal hariç) Mustafa Kemal önderliğindeki Anadolu Savaşı'na canı yürekten katılmış, Anadolu direnişinin temel taşları olmuşlardır...

Olmuşlardır da ya Cumhuriyet sonrası, ya zaferden sonra ...

İşte burada Kemalizm başlayacaktır… Bu nu da gelecek yazıda anlatayım…

 

Ufuk KESİCİ

ufuk.kesici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.