Kıbrıs'a AB Garantisi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bu gün KKTC’mizin kuruluşunun 27. yıldönümü.

KKTC’mizin kuruluşunu tüm kalbimle kutlarım.

Kıbrıs Türk’ü için “Büyük Başarı, Büyük Gurur.”

***

 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Anayasasını oluşturan 1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarını daha başından beri Rumlar, akıllarında 1796 patentli ENOSİS yani Yunanistan’a bağlanma ülküsü olduğundan kabul eder gibi görünmüşler ama hiçbir zaman kabul etmemişlerdi.

Özellikle Kıbrıslı Türklerin “Yönetime” yediye üç oranında ortak olmalarını, adada 650 kişilik “Türk Alayı”nın bulunmasını ve özellikle de Türkiye’nin “Etkin Garantörlüğü”nü, ENOSİS yolunda engel gördüklerinden, daha Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk günden itibaren yok etmek ve çalışmaz hale getirmek için elden geleni yaptılar.

Başardılar da.

1963-1967 yılları arasında Kıbrıslı Türklere silahlı saldırılarla “Soykırım” uygulamalarına rağmen Kıbrıslı Türkleri yıldıramayınca, silahla bu işi çözemeyeceklerini anlayıp bu defa taktik değiştirip “Ekonomik Soykırım” uygulamaya başladılar.

Ve adanın kaderi, Rumlarla Yunanistan’ın kendi aralarındaki adaya hâkim olmak çatışmaları doruk noktasına ulaşınca, 15 Temmuz 1974 tarihinde yapılan darbe ile değişerek, Rumların hiç beklemedikleri bir sonuca ulaştı ve ada fiilen ikiye bölündü.

Yıllardır, uluslararası tanınmış devlet olmanın tüm olanaklarını kullanarak, dünyanın tüm politik platformlarında Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin aleyhine her türlü kararı çıkarttırıp, ada üzerinde tekrar Rum egemenliğini kurmak için her yolu denediler ve halen de bıkmadan usanmadan deniyorlar.

Karşılarındaki ilk engel adada “Fiili Garantör”lük görevini yıllardır başarı ile yapan “Türk Askeri”. Öncelikli hedefleri, adadaki “Türk Silahlı Kuvvetleri”ni dış güçlerin Türkiye’ye yapacağı baskılar sonrasında geri göndertmek ve 1974’den beri var olan “Fiili Garantör”lüğü “Etkin Garantör”lüğe dönüştürmek.

“Etkin Garantör”lüğü kaldırmanın tek yolu da, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda var olan “Ek I, madde 4”deki Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin “Garantör”lüklerini Anayasadan çıkarttırıp yerine Avrupa Birliği’nin Garantörlüğü’nü koydurtmak.

Bunun için gerek Rumlar gerekse de Yunanistan, yıllardır ağızlarında sakız etmişçesine “21. yüzyılda garantilere gerek yoktur, Yunanistan ve İngiltere garantörlüklerini iptal etmek kararındadır, Türkiye de garantörlüğünden vazgeçsin, gene de Kıbrıslı Türkler ısrarla garantör istiyorlarsa adanın garantörü AB olsun” diyerek, ada üzerindeki Türkiye’nin “Etkin Garantör”lüğünü iptal ettirmek için her yolu deniyorlar.

AB’nin garantörlüğü ne denli güçlü olabilir, Kıbrıslı Türkleri bir saldırıdan ne kadar koruyabilir, bunu sorgulayan yok.

Gerçekte, askeri bir güce sahip olmayan AB’nin kendisinin bir garantöre gereksinimi var ve bu edinmenin de uğraşısı içinde.

Bunun için zaten 1996 yılında NATO’ya başvurdu ve kapısında da hala bekliyor. Başvurudan sonra NATO Dışişleri Bakanları “Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği” yaratılması için NATO'nun olanaklarından faydalanılması yönünde bir karar aldılar. Söz konusu toplantı Berlin'de yapıldığı için bu kararlara da “Berlin Plus” adı verildi. Berlin Plus düzenlemeleri şu dört unsurdan oluşuyor.

 1.   AB’nin NATO’nun “Operasyonel Planlamasını kullanabilmesinin garanti edilmesi,

2.   AB’nin NATO yetenekleri ve ortak varlıklarını kullanabilmesi,

3.   AB başkanlığındaki operasyonlar için NATO Avrupa komutanlığı seçeneğinin bulunması,

4.   NATO savunma planlama sisteminin gerektiğinde, AB operasyonları emrine kuvvet verilecek şekilde uyarlanması.

Kısacası Avrupa Birliği’ne birileri saldırırsa, AB NATO’yu yanında istiyor.

Kendisinin garantöre gereksinimi olan Avrupa Birliği, Kıbrıs’a veya Kıbrıslı Türklere nasıl “GARANTÖR” olacak ben pek anlamış değilim.

“Kel’in merhemi olsa başına sürer” şeklinde bir atasözümüz var. Garantörlük konusunda aynen AB’nin durumunu anlatıyor sanki. 

 

www.ataatun.com

ata.atun@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.