Korkutan İkilik

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Başbakanın ağzından dökülen bir cümle bir yığın sesin yükselmesine neden olmuştu.

 “Gönlümde yatan iki partili bir sistemdir.” Yandaşlar bu fikri hararetle alkışlarken, muhalifler “başbakan kendini kurtarmak için başkanlık sistemine geçmek istiyor” diye yorumlamıştı. Her iki tarafında kendine göre haklı sebepleri olduğunu varsayabiliriz. Önemli olan halkın hangi yönde bir içsel değişim meyli olduğunu bilebilmektir. Değilse siyasilerin söylemleri gök kubbenin bir yerinde asılır kalır.
Hızla yaklaştığımız seçim bizi nerelere doğru çekiyor sorusu, ilerimiz için net bir öngörü olacaktır. Sokağı mümkün olduğunca tarafsız bir gözle incelemeye çalışırsak özellikle AKP’nin iktidar olduğundan beri, ama daha yoğun olarak 2007 seçimlerinden sonra hızla iki partili bir sisteme doğru kaydığımızı veya kaydırıldığımızı görüyoruz. AKP çatısı altında yer bulamamış temel görüşü sağ partilerle, CHP çatısı altına sığışamamış temel görüşü sol partilerin sadece AKP veya CHP’nin bir kısım oylarını alacağını ama asla istedikleri başarıya ulaşamayacaklarını görüyoruz. Bu yüzdende seçime katılacaklarını beyan ettikten sonra bir kısmı seçimden çekildi. %10 barajının olumsuzluğuna kişisel beğenilirliklerini eklemek isteyenler, bağımsız aday oldular. Sokağın nabzı en azından PKK uzantısı olmayan bağımsızların seçilme şanslarının zayıf olduğunu gösteriyor.


İkili sistemde yeri olmayan bir önemli partimiz ise MHP. Bu partinin önümüzdeki seçimlerde barajı az farkla da olsa geçeceği öngörülüyor. Eğer partilerin çıkardığı milletvekili sayısı olası bir CHP – MHP koalisyonu ortaya çıkarırsa MHP’nin yaşama şansı en az bir seçim süresi daha uzar. Diğer alternatiflerin hemen hepsi MHP’nin ömrünün bitmekte olduğunu gösteriyor.


ABD artık Türkiye’deki iktidarları asker yolu ile veya bin türlü katakulli ile değiştirmekten yana değil. Bu yüzden de kendilerindekine benzer bir iki partili sistemi oluşturmaya çalışıyor. Bu sistemde ise maalesef MHP’ye yer yok. Temel düşünce olarak AKP den fazla uzakta olmayan bir MHP giderek AKP içinde eriyecektir. MHP’li dostlar hiç alınmasın. Bir yandan Atatürk milliyetçiliğinde ve hatta daha ilerisinde olacaksınız, bir yandan da tamamen zıt bir fikir olan tesettüre sıcak bakacaksınız. Referansı din olanların iktidara gelmelerine yardımcı olacaksınız. Bunun sonu maalesef yoktur.
Seçimler yaklaşırken açıklanan kamuoyu yoklamaları bir şeyi gösteriyor. ABD- AKP ortaklığı büyük başarı sağlamış ve halkı ikiye bölmüştür. Mustafa Kemal ve cumhuriyet hükümetlerinin birleştirdiği halkları, özellikle 1980 den başlayan çalışmalar ile bu zihniyet ortakları ikiye bölmüş durumdadır. Eskiden yüzergezer oylar dediğimiz bir %20’lik kesim vardı. Genellikle iktidarın yönünü onlar belirlerdi. Artık yoklar. Halkın çoğu açlık bahasına anlamsız bir fanatikliğin içine girmiş durumda. Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı hedeflerden sonra bu günlerde yapılan en yanlı kamuoyu yoklamalarında bile açık ara önde olması gerekirdi. Oysa anketler ortada. Bu gidişin seçimlere nasıl yansıyacağı belli olmaz ama yine de bir fikir vermesi bakımından önemlidir.
Sırf şu sınav yolsuzlukları bile bu iktidarın sonu olması gerekirken hala anketler Bu zihniyeti önde gösteriyor.
İki partili sistemin iyi olacağını düşünenler vardır. Her türlü yan düşünceyi içlerinde barındıran, kendi kendini denetleyen partilerden oluşsa gerçekten faydalı da olabilir. Bizde ise durum çok farklı. Sadece ismi iki partili demokratik sistem olsun ama içinde demokrasi olmasın isteniyor. Bu amaçla uzun yıllardır halkın arsızca sömürülen dini duyguları ve içine atıldığı cehalet, borçlandırılarak köleleştirme metotları ile sanki biat kültürü geri getirdi. İnsanlar sadaka ile yaşamayı kabul eder oldular. Onur, çoktan unuttukları bir kavram halini aldı.


İşte bizi iki partili bir sisteme iten ABD’nin bile hiç düşünmediği ve korktuğu bir sistem bu. Bu yüzden de ikide bir AKP hükümetin kendilerine bağlılığını en acımasız biçimde test ediyorlar. (Başbakanın, NATO nun Libya’ya girmesi konusundaki onbeş gün ara ile sarf ettiği sözler son örneklerdendir. Böyle bir hükümetin hala orada duruyor olması yukarıda bahsettiğimiz halk tipinin getirisidir.)


AKP, anketlerde görüldüğü şekilde yine iktidarı kazanır ise, fiilen oluşmuş olan laik, demokrat, çağdaş Türk halkı ile yukarıda bahsettiğimiz AKP halkı birbirinden iyice soyutlanacak ve kesin çizgilerle ayrılacaktır. Bu da özellikle büyük şehirlerde ölümcül kargaşalara yol açacaktır. Bizler daha evvel ülkede ölümcül kargaşalara şahit olmuş, birebir yaşamış insanlarız. O dönemde sağcı- solcu vardı ama ikisinin de ortak değeri “Vatan”dı. “Bağımsızlık” dı, “Hürriyet” di. O yüzden aralarındaki husumeti çok çabuk unuttular. Bu gün ise kargaşanın bir tarafı, Osmanlının yıkılış döneminde kalmış olanlar. Göğsünü gere gere “Ben Türküm, ne mutlu Türk’üm diyene.” diyemeyenler. İşte asıl tehlike burada. Bu tehlikenin de ülkeyi bölünmeye götüreceği ihtimali çok yüksek. Hem de son derece kan ve gözyaşı dolu olan bir bölünmeye, tıpkı Yugoslavya gibi.


cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.