Kültürümüzü Yok Ederek Böldüler Bizleri

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İrfan Değirmenci

Ne zaman vazgeçtik aydınlık,kardeşlik,adalet,kültür yolundan ? Ne zaman hep birlikte bunları düşünmüştük, : ''kardeşlik, sevgi,birbirimizin ana diline, düşüncelerine ,maddi durumuna,dürüstlüğüne saygı,eğitim hakkına saygı,öğrenme isteği,başarma azmi,elindeki ekmeği ayrım yapmadan paylaşma duygusu,aynı düşmana karşı can pahasına birlikte savaşmak,hiç tanımadığı yurttaşına zor zamanında yardım etmek'' ? Bütün bunları düşündüğümüz,yaşadığımız bir tek dönem vardır oda kurtuluş savaşında cephede aynı dili konuştuğumuz,aynı kuru ekmeği paylaştığımız,aynı kaptan su içtiğimiz, aynı beze yaralarımızı sardığımız,cansız yere düştüğümüz, savaş dönemindeki birlik ve bağımsızlık mücadelesi. Ve hemen sonrasında yaraları sarma ,iyileşme döneminde kucaklaşan halkımızın yaşadıkları.

 

Düşündüğümüz diyorum,yaşadığımız,konuştuğumuz,mücadele ettiğimiz,cansız yere düştüğümüz diyorumda; aslında şimdiki nesil olarak değil, o döneme duyduğum derin saygı ve özlemden dolayı,onların kutsal birliğine ve mücadelesine sarılmak istediğimden diyorum aslında. Yoksa içimizden hiçbiri yaşamadı bu tarif edilmez duyguları. Öyle zamanlar yaşamaya ,öyle şeyler yapmaya başladık ki yıllar sonra; kardeş kardeşe düşman oldu,birbirimizi vurduk astık,kestik,zulmettik,çaldık çırptık,soyduk soğana çevirdik,aldattık,terkettik, çocuklarımızı okutmadık,kız çocuklarımızı diri diri gömdük,düşüncelerimizden dolayı birbirimizi dışladık,ittik dövdük. Fanatiklik yaptık sudan sebeblerle bağlandığımız tuhaf şeylere,birbirimizi satırla kovaladık üniversitelerde sokaklarda,mafya dizilerine özenip silahlandık,önümüze geleni yada balkonda oynayan çocuklarımızı vurduk. Madımakta,mavi çarşıda,otobüslerde canlarımızı yaktık,otobüsleri taradık,duraklara bomba koyduk, kim olduğuna bakmadan kin ve nefretle öldürdük birbirimizi,düşüncelerimizin farklılığından dolayı düşman olduk , dövüştük kavga ettik. Dinimizi sömürenlere inancımızı tapuladık,camileri doldururken cem evlerine,kiliselere,havralara nefretle baktık,ateistleri bulduğumuz yerde dışladık toplumdan. Bir kız yada erkek çocuğuna yüzlerce kişi,yüzlerce kez defa tecavüz ederken kamu görevlisiydik,esnaftık,suç ortağıydık,hapishanelerde mahkumları birbirine kırdırdık yetmedi,baskınlarla öldürdük. Atatürkçü düşünen,gidişata haykıranları suçlu yaptık,dağdan inen teröristlerin ayağına mahkemeyi götürerek ayaklar altına aldık,kapalı kapılar ardında ülkeyi sattık,sorgulamadık haksızlığı, gidişata seyirci kaldık,bize dokunmayan yılanı bin yaşasın diye görmezden geldik,neme lazım çoluk çocuğumuz var diyerek aslında onların geleceğine ihanet ettik,kendimizi geliştirmeyerek topluma,kendilerini geliştirmeye çalışan hak ettiği yerlere gelmeye çalışanlara köstek olarak insanlığa ihanet ettik. İlkokuldan üniversiteye,öğrencileri döverek aşağılayarak,kibirle görmezden gelerek,hayatlarını mahvettik. Canı kadar sevdiği mesleği layıkıyla yapan öğretmenlerin,doktorların yeri geldi yakasına yapıştık,yeri geldi destek olmadık,köstek olduk. Çok uzun yıllar sonra buluştuğumuz,Cumhuriyet mitinglerini tekrarlamaya cesaret edemedik,Uğur Mumcunun Sesleniş'te dile getirdiğinin tersini yaptık ve her birini unuttuk. Sorumlulukları hep başkalarının üzerine yükleyerek rahatımıza baktık. Darbecileri yargılamak dümeniyle,özellikle 12 eylül tarihine alınıp halkın hassas duygularını sömürüldüğü,anayasanın değişmez maddelerini değiştirme amaçlı referandumda evet diyerek,tatilden kıçımızı kaldırıp hayır demeye gelmeyerek,anayasayı ele geçirmelerine istedikleri gibi şekillendirmelerine izin verdik. Daha nice örnekler sayılabilir sanırım yaptıklarımıza ve yapmadıklarımıza.. İşte bütün bunları yapan bizler,bu vatan için canlarını ,hayatlarının en güzel yıllarını taptaze bir çiçek gibi verenlere ihanet ettik ancak. Kim istemez ki ben yapmadım masumum demeyi,bu utanç verici tablodan kendini ayırmayı ? Cumhuriyet tarihinin son seçimi,en önemli seçimiydi. Bizi önce kalbimizden kıskaç gibi yakaladılar. İnançlarımızı sömürürlerken acele ettiler,hiç kaybedecek zamanları yoktu. Boş ve anlamsız şeyleri tüketim kültürü sayesinde sevdirdiler,sevmeyi aşık olmayı bilmiyorduk ayıp sanıyorduk. televizyonlardaki filmlerden öğrenmeye başladık hayatı. Onlara özendik ve onlardan öğrendik aşık olmayı,kavga etmeyi,kahramanlık destanlarımızı. Biz bunlara kendimizi kaptırmışken,eğitim sistemimize din getirdiler farkettirmeden. Arabesk şarkıları kültürümüze soktular ve dinlemeye başladık zamanla. Bu şarkılarda,bu tür filmlerde erkeğin sevgisi aşkı tema olarak ele alınıyordu dramatize edilerek. Bir erkeğin bir kadına olan aşkı,ayrılığı anlatılmaya çalışılıp,izleyenleri olumsuz etkileyip,kültürümüzü törpüleyen arabesk şarkılarla geçiyordu filmler. Arabesk izlerken arabesk davranmaya başladık. Bu şekilde kadınlarımıza böyle aşk yaşarken sonradan onları dövüyorduk ,eziyorduk erkektik çünkü böyle görmüştük filmlerde fotoromanlarda.. Küçük Emrah bize töreyi masumca öğretti; annesi kötü yola düşen ,evden sevdiğiyle evlenmek için kaçan genç kızında,kaçınılmaz olarak sürüklendiği kötü yola düşme utancını silmek için, nasıl öldürüleceklerini öğrendik. Haklıydık pişman değildik,namusumuzu temizlemiştik! Güldünya Tören son olacaktı ama sonraki kadınlarda haksızdı ve katli vacipti onların. Evin en küçüğü üstlenirdi suçu. Çünkü büyüklerinin hayatı kararmamalıydı hapse düşmemeliydiler. Kız çocuklarının okumasına gerek yoktu çünkü evde çalışmalıydılar yoksa kötü yola düşebilirlerdi. O kız çocukları büyüme çağında anne oldular ve kendileri gibi eğitimsiz bilgisiz çocukları büyütmek zorunda bırakıldılar. O zaman Tayyip henüz yatak odalarımıza kadar dil uzatıp demiyordu ama,erkeklerimiz en az üç çocuk yapıyorlardı zaten. O ezilmişlerin çocuklarıda bilinçsiz,eğitimsiz,empatisiz yetiştiler. İnsana,hayvana doğaya saldırgan oldular. Belki yüksek derecede tahsil alanlarda vardı içlerinde,onlarda farklı değillerdi aslında. Birbirimize memleket sormayı alışkanlık edinmişlik zamanla,memleketine göre değerlendirdik insanımızı.. Darbelerle,sıkı yönetim baskılarıyla,idamlarıyla,işkenceleriyle,cezalarıyla dolu kara geçmişimizi temize çıkarmak yerine,uydurma davalar açarak Türkiye Cumhuriyeti savunucularını yok etmek isteyenlere destek verdik .. Her yaptığımızla,yapmadığımızla ortak olduk ülkenin bu duruma gelmesindeki kabahatlere... Şimdi tamamen şaibeli olduğunu çoğumuzun bildiği seçim sonucu % 50 oranına ve her iki kişiden birinin AKP.oyu kullandığı aldatmacasına inanarak birbirimize girmeye başlamayalım. A.k.p. seçmeninin büyük çoğunluğunun bilgisiz,aldatılmış,yada mecbur kaldığı baskısı yapılmış yurttaşlarımıza düşman olmayalım. Yıllarca Kürt vatandaşlarımızla birbirimize düşürüp aramızı açanlara yardımcı olduk. Onların konuşmalarını yasaklayarak,sağcılık adı altında dövüşerek,onları şimdi kullanan Siyonizm’e verdiğimiz gibi ,AKP. seçmenini,başka partilerin seçmenlerini,bağımsız adayları destekleyenleri,yada oy kullanmayan küskünleri düşmanlarımıza bırakmayalım. Bağımsızlık mücadelesi dayanışma gerektirir. Halkın kardeşliğini,başka fikirlere saygı duymayı,haklarımızı bilmeyi ve aramayı,haklarımızı sorgulamayı,dayanışmayı gerektirir. Atatürk'ün mirasçıları olarak yaptıklarımız,yapmadıklarımız ortada. Bu demek değildir ki her şey bizim tasarrufumuzda oldu; biz böyle bir nesiliz,böyle bir neslin arasından sıyrılarak vazifemizin cumhuriyetimizi tamamen yok etmek isteyenlere,fikri vicdani,ve milli bağımsızlığımızı gasp etmek isteyenlere karşı bilinçli ve ayakta kalmaya,ömrümüzün en güzel yıllarını taptaze birer çiçek gibi Türk milletinin geleceğine adamaya başlayıp,ömrümüzün sonuna kadar bu davaya sadık kalacağımıza karar verdiğimizde varlığımızı Türk varlığına armağan etmiş olacağız. herkesin bunu yapacağını beklemek hayal kurmak olur elbette. Ancak bunu yapan azda olsa Atatürkçü ,cesur ,aydın, ve kararlı dostlarımızla birlikte en büyük umudumuz ve hayalimiz,tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetidir.

Okumanızdaki sabra teşekkür ederim Saygılarımla.

irfan.degirmenci@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.