Kürtler ile Türkler Arasına Sokulmuş Kama "PKK"

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Aynı coğrafyayı paylaşan toplumların aralarında zaman zaman sürtüşmeler, kırgınlıklar olabilir. Ama gidecek başka yerin olmaması, birlikte yaşamaya karar verilmiş olması, bu kırgınlıkların çok da uzamadan bitirilmesine neden olur ki, doğrusu da budur.
Türkiye’de birlikte yaşayan onca ırk içersinden neden önemli kırgınlıklar çıkmıyor da Kürtler her zaman potansiyel sorun oluyor, bir bakalım. Kürtler Anadolu’nun yerli halklarından olduklarından dolayı; Orta Asya Türklüğü ile de, hiç bir ilgisi yoktur.
Kürtler hem bu bölgenin yerli halkı ve hem de buraya gelen herkesle karışıp kaynaşmış bir kavim olarak, Anadolu’nun en özgün temsilcisi sayılabilir. Çünkü tarih sahnesinde ilk kez fark edildikleri bölgeyi hiç değiştirmedikleri gibi, burada bir devlet kurarak, kendilerini ve bölgedeki başka kavimleri de yönetmemişlerdir.
Fakat buna rağmen başka yönetimleri de kolay kabul ettikleri söylenemez. Bölgenin güçlü devletleriyle anlaşmalar yaparak bunlara bağlanırken, kendi bölgelerini ve aşiretlerini yönetmede daima belli bir özerkliği korumaya çalışmışlardır. Tarih bir devlet veya kendine has başka bir bağımsız yönetim kuran halkların savaşlarını mücadelelerini meşru kabul ettiğinden, zaman içinde Kürtlerin bağlı oldukları devlete karşı baş kaldırmalarını isyan olarak not etmiştir. Onların bu özellikleri bölgedeki karşıt güçlerin hep ilgi odağı olmuştur. Kürtleri bağlı oldukları Osmanlı veya İran’a karşı ayaklanmaya teşvik etmişlerdir. Tarih bu çabalarında çoğunlukla başarılı olduğunu gösterir.
Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren aşırı değer kazanmaya başlayan petrolden dolayı bu bölgenin zayıf kalmasını ve kendileri tarafından kolay denetlenebilir olmasını isteyen bölge dışı emperyal güçler de Kürt kartını sıkça oynamaya başlamıştır. Bu konuda öncü olan İngiltere, dünya jandarmalığını ABD’ye devredince  bu kartın oynanmasında baş aktör ABD olmuştur. Yirminci yüzyılın ilk yarısında meydana gelen ve en büyük nedenlerinden birinin enerji kaynakları olduğu bilinen dünya savaşları ile o dönemde aşırı artan Kürt isyanlarının paralelliği incelenmelidir.
Kürtlerin Orta Asya Türkleri ile bir alakası olmamasına rağmen, günümüz Kürtlerinin üçbin yıl önceki Kürtler olduğunu söyleyemeyiz. Konunun Türkler ile ilgili bölümüne bakacak olursak bazı ilginçliklere rastlamak mümkün. Türkler Orta Asya’dan geldiklerinde ilk yerleştikleri bölge Kürtlerin bölgesi olan doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesidir. O dönemden beri birlikte yaşamın sonucu olan evlilikler, ortak din, her iki toplumu da biraz asimile etmiştir. Günümüzde kendi özgür iradesi ile kendini Türk hisseden bir çok Kürt olduğu gibi, kendini Kürt hisseden birçok da Türk vardır. Hızlı sanayileşen kentlere göçler sonucu, günümüzde batıda yaşayan Kürt kökenlilerin sayısının kendi bölgelerinde yaşayandan daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bir referandum yapılsa görülecektir ki, Kürtler, Türkler ile aynı bayrak altında yaşama taraftarıdırlar.
Ancak yukarıda değindiğimiz gibi, bölgenin zayıf kalmasını kendi çıkarına gören emperyaller, Kürtleri isyan için kışkırtmaktan geri durmamaktadırlar. Ancak günümüzdeki Kürt halkı da eski Kürt halkı değildir. Onlar da en iyi yaşamın Türkiye Cumhuriyeti ile olacağına karar vermişlerdir. Bu kararı kırmak içinse ABD tarafından PKK yaratılmış, finanse edilmiş, desteklenmiş, tabiri caizse paslı bir bıçak gibi Türk ve Kürt halklarının arasına sokulmuştur. ABD ve diğer emperyalistler tarafından desteklenen bazı ucuz politikacılarda kanlı bir terör çetesi olmaktan öte hiçbir sıfatı olmayan PKK’yı, Kürtlerin temsilcisi olarak görme ve gösterme gayretine düşmüşlerdir. Ülkemize gelen herhangi bir emperyalist temsilcinin doğrudan Diyarbakır’a gitmesi, aklı başında Kürt kökenliler tarafından hiç de hoş karşılanmamaktadır.
Kürt seçmenin ciddi bir bölümünün oylarını alan BDP ve AKP attıkları adımlara ülke bütünlüğü açısından daha çok dikkat etmelidirler. Gerek AKP nin, Gerek BDP nin, İmralı’daki cani başı ile görüşme içinde olması bu partilerin aczi ile birlikte yöneticileri olan emperyalistlerin ne kadar başarılı olduklarını göstermektedir.
Gerek adı geçen bu partilerin içlerinde mevcut olan, gerekse diğer partilerin içindeki sağ duyulu insanların bir araya gelme zamanları artık gelmiştir. Bu konuda CHP ye büyük bir sorumluluk düşmektedir. Sadece CHP değil, Kemalist ideolojiye gönül veren herkes bu taşın altına elini koymalıdır. Değilse bu paslı kama daha çok kanımızı akıtacaktır.

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.